2007 sonu başlayan ve 2008 yılında da tavan yapan mortgage krizinden sonra ABD seçimleri hep popülist söylemlerle şekilleniyor.
Malum, mortgage krizinin temel nedeni mortgage sistemiyle daire almak isteyen ABD'lilerin gelir yetersizliği sebebiyle taksitlerini ödeyememeleri ve bu sistem üzerine kurulan devasa piyasaların buna bağlı olarak çökmesiydi.
O dönemin ABD Başkanı oğul Bush 168 milyar dolarlık para basarak, çabuk harcayacakların cebine para koymaya çalıştı ama bu onu kurtarmadı.
Çabuk harcayacakların cebine para koyma, yani tüketim kabiliyeti olanlara tüketim imkanı kazandırma projesi, Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan Milli Ekonomi Modeli'nin bir projesiydi, ama Demokratların adayı olan Obama yine MEM'den alıntı yaparak daha büyük bir proje, 900 milyar dolarlık bir tüketim teşvik projesi açıklayınca ABD halkı bir anda Obama'ya yöneldi.
Sistemini dünyayı ve halkları sömürme üzerine kurmuş olan ABD'de Obama doğal olarak bu ve benzeri vaatlerini yerine getirmedi, getiremedi. 900 milyar dolar para basıldı ama halkın cebine değil, her zaman olduğu gibi zenginlerin kasasına konuldu.
Umduğunu bulamayan ABD halkı, sokak eylemlerine başladı, Obama yönetimine büyük tepkiler gösterdi ama ne yaparsa yapsın istediğini alamadı.
Sandık önüne konulduğunda da Obama yönetimine gerekli cezayı verdi, Demokratlara sırt döndü ve popülist söylemlerle, vergi indirimi vaatleriyle taşranın güvenini kazanan Donald Trump'ı ABD başkanı yaptı.
Trump seçim vaatleri gereği bir vergi reformu yapacaktı ve burada vergi indirim paketlerini açıklayacaktı. Bugüne kadar bunun üzerinde yoğun çalışmalar yapıldığı belirtildi.
Hatta Trump yönetiminden yapılan açıklamalarda bu vergi reformu kabul edilmezse yüzde 3'lük büyümenin asla başarılamayacağı iddia edildi.
Cumhuriyetçilerin, hazırladıkları vergi reform teklifini bu hafta içinde ABD Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda oylamaya sunabilmek için alt komisyonlardan geçirmeye çalıştıkları açıklandı. Washington'ın etkili düşünce kuruluşları Brookings ve Urban enstitülerinin ortaklığıyla kurulan Vergi Politikaları Merkezi, bu reform paketiyle ilgili bir analiz raporu hazırladı ve bunu kamuoyuna duyurdu.
Bu rapora göre, önerilen vergi reformu en büyük vergi indirimlerini yine zenginlere sağlayacak. Yani Trump'a büyük umutla başkanlığı veren ABD'nin taşrası yine avcunu yalayacak. Vergi reformunun mevcut haliyle yasalaşması halinde 2018 yılında ülkedeki en zengin yüzde 1'lik kesim yüzde 22 daha az vergi ödeyecek.
Diğer gelir gruplarındaki mükelleflere de kısmen yarar sağlayacak ancak ortalama vergi kazancı yüzde 1.5 ile sınırlı kalacak. Fakat mükelleflerin yüzde 12'si mevcut duruma kıyasla daha fazla vergi ödemek zorunda kalacak.
Raporda ayrıca yeni vergi reformu çerçevesinde daha fazla vergi ödemek zorunda kalacak mükellef oranının 2027'de yüzde 28'e yükseleceği ifade edildi.
ABD Senatosu Demokrat Lideri Chuck Schumer, raporla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Varlıklı Amerikalılar ve büyük şirketlerin vergi indirimleriyle daha da zenginleştikçe faturanın orta sınıfa kaldığını" vurguladı ve devamında, "Cumhuriyetçilerin bu tasarıyı neden aceleyle geçirmeye çalıştıkları ortada. Ne kadar incelenirse, o kadar kötü gözüküyor" ifadelerini kullandı.
Görünen o ki, ABD'de başkanlığa talip olanlar sandığa giderlerken Sayın Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli'nin tüketim teşvik projelerini çalarak halkın önüne çıkıyorlar ama koltuğa oturunca Kapitalizmin kötü ve çözümsüz uygulamalarına devam ediyorlar.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar, artık Milli Ekonomi Modeli dünyanın yarı nüfusu yani 4 milyarlık bir nüfus tarafından uygulanan, uygulandıkça daha fazla istifade edilen, uygulayan BRICS ülkelerini daha da zirveye taşıyan etkin bir model?
ABD halkı da bunu görüyor ve zaten bu sebeple MEM'i uygulayan ülkelerin liderlerini kendi liderlerine tercih ederek "dünya lideri" ilan ediyor.
Aslında aradıkları gerçek lider, uygulayan ülkelerin liderlerini dünya lideri yapan Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tan başkası da değil.
Bakalım Türk milleti içindeki bu değeri ne zaman anlayabilecek?
Malum, mortgage krizinin temel nedeni mortgage sistemiyle daire almak isteyen ABD'lilerin gelir yetersizliği sebebiyle taksitlerini ödeyememeleri ve bu sistem üzerine kurulan devasa piyasaların buna bağlı olarak çökmesiydi.
O dönemin ABD Başkanı oğul Bush 168 milyar dolarlık para basarak, çabuk harcayacakların cebine para koymaya çalıştı ama bu onu kurtarmadı.
Çabuk harcayacakların cebine para koyma, yani tüketim kabiliyeti olanlara tüketim imkanı kazandırma projesi, Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan Milli Ekonomi Modeli'nin bir projesiydi, ama Demokratların adayı olan Obama yine MEM'den alıntı yaparak daha büyük bir proje, 900 milyar dolarlık bir tüketim teşvik projesi açıklayınca ABD halkı bir anda Obama'ya yöneldi.
Sistemini dünyayı ve halkları sömürme üzerine kurmuş olan ABD'de Obama doğal olarak bu ve benzeri vaatlerini yerine getirmedi, getiremedi. 900 milyar dolar para basıldı ama halkın cebine değil, her zaman olduğu gibi zenginlerin kasasına konuldu.
Umduğunu bulamayan ABD halkı, sokak eylemlerine başladı, Obama yönetimine büyük tepkiler gösterdi ama ne yaparsa yapsın istediğini alamadı.
Sandık önüne konulduğunda da Obama yönetimine gerekli cezayı verdi, Demokratlara sırt döndü ve popülist söylemlerle, vergi indirimi vaatleriyle taşranın güvenini kazanan Donald Trump'ı ABD başkanı yaptı.
Trump seçim vaatleri gereği bir vergi reformu yapacaktı ve burada vergi indirim paketlerini açıklayacaktı. Bugüne kadar bunun üzerinde yoğun çalışmalar yapıldığı belirtildi.
Hatta Trump yönetiminden yapılan açıklamalarda bu vergi reformu kabul edilmezse yüzde 3'lük büyümenin asla başarılamayacağı iddia edildi.
Cumhuriyetçilerin, hazırladıkları vergi reform teklifini bu hafta içinde ABD Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda oylamaya sunabilmek için alt komisyonlardan geçirmeye çalıştıkları açıklandı. Washington'ın etkili düşünce kuruluşları Brookings ve Urban enstitülerinin ortaklığıyla kurulan Vergi Politikaları Merkezi, bu reform paketiyle ilgili bir analiz raporu hazırladı ve bunu kamuoyuna duyurdu.
Bu rapora göre, önerilen vergi reformu en büyük vergi indirimlerini yine zenginlere sağlayacak. Yani Trump'a büyük umutla başkanlığı veren ABD'nin taşrası yine avcunu yalayacak. Vergi reformunun mevcut haliyle yasalaşması halinde 2018 yılında ülkedeki en zengin yüzde 1'lik kesim yüzde 22 daha az vergi ödeyecek.
Diğer gelir gruplarındaki mükelleflere de kısmen yarar sağlayacak ancak ortalama vergi kazancı yüzde 1.5 ile sınırlı kalacak. Fakat mükelleflerin yüzde 12'si mevcut duruma kıyasla daha fazla vergi ödemek zorunda kalacak.
Raporda ayrıca yeni vergi reformu çerçevesinde daha fazla vergi ödemek zorunda kalacak mükellef oranının 2027'de yüzde 28'e yükseleceği ifade edildi.
ABD Senatosu Demokrat Lideri Chuck Schumer, raporla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Varlıklı Amerikalılar ve büyük şirketlerin vergi indirimleriyle daha da zenginleştikçe faturanın orta sınıfa kaldığını" vurguladı ve devamında, "Cumhuriyetçilerin bu tasarıyı neden aceleyle geçirmeye çalıştıkları ortada. Ne kadar incelenirse, o kadar kötü gözüküyor" ifadelerini kullandı.
Görünen o ki, ABD'de başkanlığa talip olanlar sandığa giderlerken Sayın Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli'nin tüketim teşvik projelerini çalarak halkın önüne çıkıyorlar ama koltuğa oturunca Kapitalizmin kötü ve çözümsüz uygulamalarına devam ediyorlar.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar, artık Milli Ekonomi Modeli dünyanın yarı nüfusu yani 4 milyarlık bir nüfus tarafından uygulanan, uygulandıkça daha fazla istifade edilen, uygulayan BRICS ülkelerini daha da zirveye taşıyan etkin bir model?
ABD halkı da bunu görüyor ve zaten bu sebeple MEM'i uygulayan ülkelerin liderlerini kendi liderlerine tercih ederek "dünya lideri" ilan ediyor.
Aslında aradıkları gerçek lider, uygulayan ülkelerin liderlerini dünya lideri yapan Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tan başkası da değil.
Bakalım Türk milleti içindeki bu değeri ne zaman anlayabilecek?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025