Devlet yöneticileri, ne kadar titiz, dikkatli, dirayetli ve yetenekli olsalar bile, hatasız insan olmayacağı için, onlar da hataya düşebilirler. Hata yapan kim olursa olsun, mutlaka hatasından dönmelidir. Zira hatayı kabullenmek ve ondan vazgeçmek bir erdemdir. Hatada ısrar etmek ise hatayı daha çok büyütür. Yöneticilerin hatada ısrar etmesi, makamının büyüklüğü oranında toplumlara zarar verir. Tecrübeli ve bilgili yöneticiler, kolay kolay tarihi ve büyük hata yapmazlar, yaptıklarında da hemen dönerler. Toplumlar, yöneticilerin tarihi olmayan, küçük hatalarını affederler. Tarihi hataları ise, hiçbir toplum, hiçbir zaman ne affeder, ne de unutur. Ne yazık ki, sözünü ettiğimiz tarihi hataları, bütün uyarılara rağmen AKP iktidarı sürdürmektedir. Hem de hatasının bedelini, topyekûn İslâm toplumlarının ödediğini gördüğü halde, yine ısrar ediyor, daha doğru deyişle gereksiz ve yersiz inadında direniyor. Bilindiği üzere Batılıların İslam dünyasına karşı, adı değişse de amaç ve hedefi değişmeyen bir politikası vardır. Geçmişte 'Haçlı Seferleri' olarak adlandırılan politikanın günümüzdeki adı ' Büyük Ortadoğu Projesi' olmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanken 13 Nisan 2011 tarihinde Avrupa Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu'nda şöyle bir konuşma yapmıştır: "Haçlı Seferleri, iki kültürün, iki medeniyetin, iki dinin karşı karşıya gelmesinden ziyade, birbirini tanıması, birbirini anlaması ve birbirinden etkilenmesi sonucunu doğurdu? Haçlı Seferleri'ni derin hafızasından silemeyenler, kendi toplumlarına, bölgelerine de dünyaya da barış ve hoşgörü vaat edemezler." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haçlı Seferlerini böyle anladığından, Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanlığını kabul etmiş ve projenin gereği olan politikaları tereddütsüz uygulamıştır. Uygulanan politikaların tarihi hatalar içerdiğini yaşadığımız acı olaylar göstermesine rağmen, hatadan dönülmemiştir. Afganistan, Irak ve Libya işgallerinden ders alınmamış, Suriye'nin de aynı akıbete uğraması için AKP iktidarı, elinden geleni ardına koymamıştır. AKP iktidarının, kardeş dediği Esad, bir gecede zalim Esed oluvermiştir. Anladık Esad zalim de, acaba ABD ve İsrail nedir? Zalimlik konusunda onlarla yarışacak ve önlerine geçecek olan var mı? Esad gitsin diye çırpınan AKP iktidarı, Esad'ı gönderememiş, ama Türkiye'yi terör örgütlerine komşu etmiştir. Şimdi Haçlılar, kurdukları terör örgütlerini bahane ederek, İslâm coğrafyasını bombalıyor. Türkiye'ye de terör örgütlerini kara harekâtı ile temizleme görevi biçiyor. Diyelim ki, Türk ordusu Suriye topraklarına girdi ve IŞİD terör örgütünü yok etti. İslâm coğrafyasına huzur ve barışın gelmesi şöyle dursun, o coğrafyada terör örgütleri biter mi? Asla bitmez. ABD ve İsrail politikalarına destek verildiği sürece, sinek gibi terör örgütleri üreyecektir. Çünkü ABD ve İsrail politikaları bir bataklıktır, bataklık kurutulmadan, sineklerle mücadele anlamsız ve sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Obama'nın Ortadoğu Koordinatörü Philip Gordon, "Türkiye ile sadece askeri değil, ideolojik boyutta da ortaklık kuracağız" diyor. ABD ile ideolojik ortaklık kurmak, İslâm coğrafyasına ABD gözüyle bakmak ve onun ağzıyla konuşmak demektir. Bu, tarihi hatadan da daha vahim bir durumdur. AKP iktidarının, tarihi hata, yanlış ve büyük vebal içeren böyle bir yolu acilen terk etmesi gerekmektedir. AKP'liler, bugünkü pohpohlara aldanmasınlar, eğer bunu yapmazlarsa, hiçbir zaman hayırla yâd edilmeyeceklerdir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018