İçinde bulunduğumuz günler, birinci dünya savaşı sonrasına çok benzemektedir. Osmanlı'nın tarihi düşmanları, Şark meselesini halletmek üzere oldukları kanaatine gelmişler ve ülkeyi kendi nüfuzları altında bölüşmüşlerdi.
Bugün de durum aynı. Şu kadar bir fark var; henüz fiili bir savaş mevcut değil. İstediklerini bir şekilde alma yolundalar. Egemenliğin devrinden tutunuz, çiftçimizin ekmeğine müdahale edecek herşeyi istiyorlar. Bir ölçüde muvaffak olmuş durumdalar.
Yiğit bir çıkışla haşhaş ekimine yeniden ruhsat verilmişti. Fakat bugün, uyuşturuculukla ilgili olmayan pancara, tütüne, buğdaya sahip çıkılmamaktadır.
Hükümet adeta bir Derviş Hükümeti haline geldi. Belki henüz 58 kodunu kullanmıyor ama, işin iç yüzü bu.
Daha dün MGK, Kıbrıs konusunda bastı feryadı. Başta ABD olmak üzere, Kıbrıs konusunun savaş sebebi olacağını dünyaya bir defa daha duyurdu. Ege'den artık yolcu bile geçemez olduk.
Birinci dünya savaşı galiplerince kotarılıyor.
Ekonomide felç edilen damarlar milletin ölümü için en büyük sebep. Sevr ve Mondros hem hükmen ve hem de fiilen yürürlükte.
Gümrük Birliği anlaşması, Tansu Çiller'in bu millete vurduğu en büyük pranga.
Dün dağ başını duman almış diyerek yürüyüşe geçen milletimiz, bu gün de aynı marşla yürüyüşe başlamıştır.
"Bu vatan bizimdir, bizim kalacak" sloganı ve sallanan Türk bayrağı bu yürüyüşün simgesi oldu. Tarihten beri
"Ben ezelden beridir, hür yaşadım hür yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım
Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım
Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım" diyen bu aziz millet önce Trabzon'da, sonra İstanbul'da bir araya geldi. Şimdi de Ankara Tandoğan'da buluşma kararı aldı.
Dünyaya karşı bir gerçeği haykıran bu mitingler, tarihten beri var olagelen Türk karakterinin bir örneğidir.
Bu millet, egemenliğini devretmeyecektir.
Bu millet gönderde bayrağına eşdeğer bir bayrak çektirmeyecektir.
Bu millet bir çakıl taşından bile vazgeçmeyecektir.
Bu millet canla alınan bir şeyin, hiç bir şeyle satın alınamayacağı bilincindedir.
Yaşasın millet!
Yaşasın bayrak!
Yaşasın vatan!
Bugün de durum aynı. Şu kadar bir fark var; henüz fiili bir savaş mevcut değil. İstediklerini bir şekilde alma yolundalar. Egemenliğin devrinden tutunuz, çiftçimizin ekmeğine müdahale edecek herşeyi istiyorlar. Bir ölçüde muvaffak olmuş durumdalar.
Yiğit bir çıkışla haşhaş ekimine yeniden ruhsat verilmişti. Fakat bugün, uyuşturuculukla ilgili olmayan pancara, tütüne, buğdaya sahip çıkılmamaktadır.
Hükümet adeta bir Derviş Hükümeti haline geldi. Belki henüz 58 kodunu kullanmıyor ama, işin iç yüzü bu.
Daha dün MGK, Kıbrıs konusunda bastı feryadı. Başta ABD olmak üzere, Kıbrıs konusunun savaş sebebi olacağını dünyaya bir defa daha duyurdu. Ege'den artık yolcu bile geçemez olduk.
Birinci dünya savaşı galiplerince kotarılıyor.
Ekonomide felç edilen damarlar milletin ölümü için en büyük sebep. Sevr ve Mondros hem hükmen ve hem de fiilen yürürlükte.
Gümrük Birliği anlaşması, Tansu Çiller'in bu millete vurduğu en büyük pranga.
Dün dağ başını duman almış diyerek yürüyüşe geçen milletimiz, bu gün de aynı marşla yürüyüşe başlamıştır.
"Bu vatan bizimdir, bizim kalacak" sloganı ve sallanan Türk bayrağı bu yürüyüşün simgesi oldu. Tarihten beri
"Ben ezelden beridir, hür yaşadım hür yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım
Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım
Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım" diyen bu aziz millet önce Trabzon'da, sonra İstanbul'da bir araya geldi. Şimdi de Ankara Tandoğan'da buluşma kararı aldı.
Dünyaya karşı bir gerçeği haykıran bu mitingler, tarihten beri var olagelen Türk karakterinin bir örneğidir.
Bu millet, egemenliğini devretmeyecektir.
Bu millet gönderde bayrağına eşdeğer bir bayrak çektirmeyecektir.
Bu millet bir çakıl taşından bile vazgeçmeyecektir.
Bu millet canla alınan bir şeyin, hiç bir şeyle satın alınamayacağı bilincindedir.
Yaşasın millet!
Yaşasın bayrak!
Yaşasın vatan!
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002