İktidarımızın pandemi tedbirleri trajikomik bir hal aldı. Salgının ilk ortaya çıktığı günlerde iç hat biletlerinde KDV'yi % 18'den % 1'e indirmek gibi, konaklama vergisini kaldırmak gibi, konut satışında asgari peşinatı yüzde 10'a indirmek gibi salgınla mücadelede dâhiyane(!) yöntemler bulan iktidarımız, kısa bir süre sonra da yine salgınla mücadele diyerek tüm uçuşları iptal etmiş, otelleri de kapatmıştı.
Aradan geçen bir yıldan fazla süre içinde çok ilginç tedbirlerimiz oldu. Bunlar herkesin malumu, tekrara lüzum yok.
Virüsün dünyada birçok varyantı da ortaya çıktı, en ilginç varyant ise bizde tespit edildi. Bu varyant hafta içi dinlenip hafta sonu ortaya çıkan, AKP kongrelerine ve AKP protokolünün katıldığı cenazelere, düğünlere uğramayan bir varyant. Gerçekten çok ilginç!..
* * *
İşte yeni bir sürece daha girdik. Bayram sonuna kadar sürecek tam kapanmamız başladı. Tam kapanma dediysek, mesela yani.
Karar 2 gün önceden ilan edilince imkânı olan köyüne kaçtı haklı olarak; adam Ramazan günü, tam da bahar mevsiminde 3 hafta İstanbul'da evin içine kapanıp ne yapsın. Böylece virüsün merkezi olan İstanbul'dan Anadolu'nun dört bir yanına yeni virüs transferleri de yapılmış oldu.
* * *
Aslında ortada tam kapanma falan yok. Yapılan mevcut kısıtlamaların uzatılmasından ibaret. Eğer siz buna tam kapanma diyorsanız vatandaşın, esnafın kirasını, faturasını, geçimini devlet olarak üstleneceksiniz. Öyle kuru kuruya tam kapanma olur mu?
Evde kalın demekle bu iş bitiyor mu?
Sayın Cumhurbaşkanımızın bir zamanlar dediği gibi vatandaş kirasını nasıl ödeyecek, faturasını nasıl ödeyecek?
* * *
Bakın Afrika'nın ortasında Kongo diye bir ülke var. Bu ülke dünyanın en fakir ülkelerinden biri. Onlar da Covid-19 ile mücadele ediyor ve bu kapsamda halka "evde kalın" çağrısı yapıyor ama bu çağrı kuru kuruya bir çağrı değil. Devlet halkın elektrik ve su faturalarını 2 ay boyunca üstlenerek bu çağrıyı yapıyor.
Bizim halkımız da bunu hak ediyor sanırım hele de Suriyeliler için 40 milyar dolardan fazla para harcandığını düşündüğümüzde.
* * *
Sözde tam kapanmanın faturasını halkın sırtına yükleyen iktidarımız tam bir şark kurnazı. IMF'ye göre salgın sürecinde milli gelirine göre halkına destek konusunda son 3'te yer alan iktidar bu durumun konuşulmasını istemiyor.
Peki, ne istiyor? Elbette ki işine gelecek mevzuları!
Şark kurnazı dedik ya, bu durumdan bile nemalanma peşindeler.
İşte parasız pulsuz eve tıkılan vatandaş içki satışlarına getirilen yasağı konuşuyor.
Oltaya gelen muhalefet de özgürlükler falan filan diyerek ekonomik çöküntünün yerine bu meselenin konuşulmasını sağlayarak iktidarın ekmeğine yağ sürüyor.
'Ey halkım sizi evine kapatıp çaresiz bıraktık' demek mi yoksa 'Ey halkım bakın CeHaPe zihniyeti Ramazan günü içki derdine düştü' demek mi?
Sizce bunların hangisi iktidarın işine gelir?
Böyle muhalefet olduğu sürece iktidarın herhangi bir şey yapmasına gerek yok.
Saygılar…
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Türk milletine zafer yutturmacası! / 20.12.2024
- BOP işliyor Müslümanlar seviniyor! / 14.12.2024
- BOP’un ateşi yeniden harlandı / 07.12.2024
- Bahçeli’nin aniden depreşen Öcalan sevdası / 30.11.2024
- Din adına haçlı taşeronluğu yapmak! / 23.11.2024
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022