Soru: Bir kimse, midesinin ve tenasül uzvunun şehvetlerini menedip bu mânâlara riayet etmese dahi -fakihlerin fetvasına göre- orucu sahihtir. Bu hükme ne dersiniz?Cevap: Zahire göre hüküm veren fakihler, bâtını şartlar hakkında ileri sürdüğümüz delillerden zayıf delillere dayanan zahir şartları tesbit etmektedirler. Hele gıybet ve benzeri gibi manevî ve bâtını şartlar karşısında onların delilleri çok zayıf kalır. Fakat zahire göre hüküm veren fakihler, ancak dünyaya sarılmış ve gaflete dalmış, halk ve avam tabakasına kolay gelen tekliflere bakarlar. Onları bunun ötesi pek ilgilendirmez.
***
Bakışları tamamen ahiret âlemine yönelen âlimlere gelince, onlar orucun sahih olmasından, Allah nezdinde kabul edilmesini kastetmek- tedirler. Oruçtan; Allah'ın sâmediyyet ahlakıyla ahlâklanmayı anlamaktadırlar. Mümkün olduğu kadar şehvetlerden kaçınıp meleklere uymayı kastediyorlar. Çünkü melekler şehvetlerden uzaktır. Aklın nuruyla şehvetlerini kırmaya kudretli olan bir insanın rütbesi, bu ruhtan mahrum olan hayvanın rütbesinden üstündür. Fakat şehvetlere maruz kaldığından, şehvetlerle mücadele etmek mecburiyetinde bulunduklarından, rütbeleri meleklerin rütbesinden aşağıdır. Bu bakımdan şehvete daldıkça kişi esfel-i safilîn'e doğru yuvarlanıp gider. Sonunda hayvanlardan daha aşağı bir duruma düşer. Şehvetleri kırdıkça a'lâ-i illiyyin'e (yücelerin yücesine) yükselir, sonunda meleklerin ufuğuna varır. Melekler ise, manen Allah'a yakın kullardır. Onlara uyan ve onların ahlakıyla ahlâklanan da onlar gibi Allah'a yakınlaşmaktadır. Çünkü yakın olana (meleklere) yakınlaşan, hedefe (Allah'a) da yakınlaşmış demektir. Buradaki yakınlaşma, mekân bakımından değil, sıfat bakımındandır.
***
Mademki kalp erbabı ve akıl erbabı nezdinde orucun sır ve hikmeti budur, o halde şehvetlere dalarak gündüz yenen iki öğün yemeği iftar zamanında bir arada yemekten ve bütün gün kendisini aç bırakmaktan ne fayda temin edilebilir? Eğer bu hareket, herhangi bir fayda temin etmiş olsaydı, o zaman Hz. Peygamber'in "Nice oruçlular vardır ki oruçlarından sadece açlık ve susuzluk elde ederler" sözünün mânâsı ne olurdu?
***
Bu sırra binaen ashâbdan Ebu Derdâ (r.a) şöyle buyurur:"Akıllıların uykusu ve iftarı ne güzeldir! Nasıl olur da akıllılar ahmakların orucuna ve uykusuz kalmalarına hayret ediyorlar? Takva ve yakîn sahibi olan bir kimsenin ibadetinin bir zerresi, mağrurların dağlar kadar olan ibadetinden daha üstün ve daha makbuldür!" Bu sırra binaen bir âlim de şöyle buyurur:"Nice oruçlu vardır ki oruçsuzdur ve nice oruçsuz vardır ki oruçludur."Oruçsuz oruçlu o kimsedir ki yer, içer ve fakat azalarını günahlardan korur. Oruçlu oruçsuz ise, yemez içmez, fakat azalarını günahlardan korumaz.(devam edecek)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025