Suriye’yle yeni sayfa mı açıyoruz?

2011 yılından bu yana Türkiye ile Suriye arasındaki krizin bedeli her iki ülke için de yıkıcı oldu.

Suriye zaten dış destekli bir savaş verdiği için bu yükün üstüne Türkiye'yle yaşanan sıkıntı da eklendi. Suriye'de hükümetin içerideki teröristlere karşı verdiği mücadele de Türkiye'nin izlediği politika nedeniyle zorlaştı.

Ancak Suriye krizinden biz de çok büyük zarar gördük. 

Sayıları 5 milyona ulaşan Suriyeli sığınmacılar yaklaşık 10 yıldır ülkemizi mesken tutmuş durumdalar. 

Bugüne kadar, Türkiye milyarlarca dolar harcama yaptı Suriyeli sığınmacılara. 

Ülke büyük yokluklar yaşarken keşke ödediğimiz bedeller yalnızca yapılan bu devasa harcamalarla sınırlı olsaydı. Ama değil.

Zira 5 milyona yakın Suriyeli sığınmacıların ülke genelinde oluşturduğu toplumsal sorunlar yapılan harcamalarla kıyaslamayacak kadar büyük boyutlarda. 

Yıllardır bu sorunun çözümü için Türkiye'nin Suriye'yle diplomatik görüşmeleri başlatması gerektiğini hem biz hem de gazetemizdeki diğer yazar arkadaşlarımız sık sık yazılarına konu ediyorlar.

Ancak bugüne kadar Türkiye'ye çok şey kaybettiren 'inadım inat' tavrından hükümet vazgeçmedi.

Ama dünyada artık hemen her ülkenin gördüğü gerçeği artık hükümette gömüş olmalı ki iktidara yakın medya kuruluşları, Suriye'yle yeni bir sayfa açılmasının yakın olduğuna dair haberler yayımlanamaya başladı.

Türkiye gazetesinin haberine göre Türkiye ve Suriye arasında aracı ülkelerin de katılımı ile Ürdün-Akabe'de başlayan görüşmeler devam ediyor.

İki ülke arasında Lazkiye Hmeymim, Lübnan, Irak ve Fırat Kalkanı bölgelerinde istihbarat ve askeri bürokrat düzeyinde gerçekleşen temaslar yeni bir aşamaya geçilmiş.

Kasım'da yapılan görüşmelerde terör örgütü PKK'ya karşı ortak operasyon, Halep'in imarı, mültecilerin yeniden dönüşü, Haseke-Kamışlı ve Lazkiye-Kesep kapılarının açılması görüşülmüş.

Halep'in tüm altyapı ve üstyapısının Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emîrlikleri (BAE) desteği ile yeniden normale dönüştürme planının masada olduğu ifade ediliyor. 

Ankara ile Şam arasındaki müzakerelerde Esad yönetiminin Türkiye'nin terör endişesine karşı da Adana Mutabakatı'nın baz alınmasını ve operasyonel haklarının saklı kalmasını kabul ettiği de ifade ediliyor. 

Bunlar doğru çıkmasını ümit ettiğimiz haberler.

Çünkü aklın yolu bir, neredeyse tüm Arap ülkelerinin yeniden diplomatik ilişki kurduğu Suriye'yle Türkiye'nin yaşadığı kriz artık sürdürülebilir değil.

Bu Türkiye'ye zarar vermesinin yanında artık Ak Parti hükümetinin bam teline de dokunmaya başladı.

Nedir bu bam teli diye sorarsanız, cevabım, 'yaklaşan seçimlerden yenilgiyle çıkma korkusu' olur.

Bu durum bu aşamadan sonra Ak Parti'de bütün hesapların seçimlere odaklı yapıldığını gösteriyor. 

Hükümet hangi düşünceyle bu adımı atıyorsa atsın, Suriye'yle Türkiye arasındaki yeni bir sayfa açılması olumlu bir gelişmedir.

Ancak mecbur kalıp bu adımı atmış olmak, bundan önceki yanlışların ağır bedelini unutturmayacaktır. Unutturmamalıdır da…