Suriyeli isyancılar bir taraftan terör eylemlerine devam ederken, diğer taraftan da Suriye dışında devlet yıkıp devlet kurmaya devam ediyorlar. İsyancılar, kimyasal madde içeren bir roketi Halep'in Khan El-Assal bölgesine fırlattılar ve 16 sivil öldü, 86 kişi de yaralandı. Tabi, isyancılar her zamanki gibi bu terör eyleminin suçunu Esad yönetiminin üzerine atmaya çalıştılar ama bunda da başarılı olamadılar. İsyancılar Suriye'ye, sivilleri acımasızca katlederek sözde demokrasi getirmeyi amaçlıyorlar… ABD'nin Irak'a ve Afganistan'a demokrasi(!) getirdiği gibi… Sadece bu hadise bile, isyancıların nasıl bir Suriye istediğini net bir şekilde gözler önüne seriyor. Esad halkı için savaşıyor, isyancılar ise ABD ve İsrail için… Esad bugüne kadar bedava elektrik, bedava sağlık, bedava eğitim ve benzeri birçok politikayla halkına hizmet etti; isyancılar ise Suriye'nin kaynaklarını ABD'ye, topraklarını ise İsrail'e açacak. Batı dünyası ve özellikle de İsrail, isyancıları boşuna desteklemiyor; bugün ekiyor yarın biçmeyi hayal ediyor. Ediyor etmesine ama hevesleri kursaklarında kaldı; Rusya ve Çin Suriye politikasında ısrarlı, geri adım atacağa benzemiyor. Zaten Rusya bu noktada geri adım atarsa, kendisini inkar etmiş olur, ABD'ye karşı bilek güreşini kaybetmiş olur. Bu durum Rusya'nın son zamanlarda yaptığı bütün atılımları sıfırla çarpar, imajı kaybolur. Rus yetkililer ve en başta Putin bu gerçeği bildiği için "Suriye asla Libya olmayacak" demişti. Bu arada Türkiye, Suriye konusunda biraz daha bataklığın içine çekilmeye çalışılıyor. İstanbul'un göbeğinde isyancı liderler toplandı ve sözde geçiş hükümetinin, sözde başbakanını seçti. Türkiye de buna ev sahipliği yaptı. Suriye üzerinde hesabı olanlar, Suriye içinde hesap tutmayınca, kıyılarda köşelerde devlet kurup devlet yıkmaya başladılar. Hatırlarsanız, bundan birkaç yıl önce İslamcı geçinen ABD güdümlü bir takım zevat Almanya'da kapalı spor salonlarında tahta tüfeklerle Türkiye'nin yerine devlet kuruyorlardı. Konu Türkiye olduğu için Alman yetkililer de bu olayı tebessümle seyrediyordu, engellemiyordu. Suriyeli isyancıların yaptığı da aynen bunu gibi… Suriye yönetimine Rusya'nın desteği sürdükçe –ki Rusya bundan geri adım atmayacak- isyancılar sadece kendi kendilerine gelin güvey olmuş olacaklar. Bu arada seçtikleri sözde başbakanı da biraz inceleyelim. Gassan Hito… Indiana Wesleyan Üniversitesi'nde işletme yönetiminde yüksek lisans yapmış, batılı uluslar arası şirketlerde yöneticilik yapmış, ABD ve diğer batılı ülkelerin finansal desteğiyle azınlık Arap ve Müslümanların haklarını sözde savunmuş. ABD finansıyla Müslümanların hakları nasıl savunuluyorsa? Tam ABD'nin ve İsrail'in bir adam… Belli ki Esad sonrası Suriye için ABD ve İsrail tarafından özenle yetiştirilmiş. Suriye'deki sivilleri ağır silahlarla, bombalarla, kimyasal roketlerle katlederek, onların kanları üzerinden bir mücadele yürütülüyor. Suriye'de Esad'a karşı savaşanların çoğu Suriyeli değil, toplama teröristler -hatta Türkiye'den bazı tinercilerin de bu eylemlere katıldığını öğreniyoruz- Türkiye'ye getirilen Suriyeli mülteciler parayla vaatlerle kandırılan Suriyeliler, Suriye dışında Suriye'ye baş arayanlar ise bugüne kadar Suriye halkı için en ufak bir adım atmamış, ABD'nin ve İsrail'in gözdesi isimler… Gelin Suriye'yi siz değerlendirin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025