Batının, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında bulunan İslam ülkelerini işgal etme ve parçalama faaliyetlerini yürütürken şüphesiz en çok faydalandığı unsur medya ve basındır. Medya ve basın gücü kullanılarak, artılar eksi, beyazlar kara, suçsuzlar suçlu, mazlumlar zalim gösterilebiliyor. BOP’un son durağı olan Suriye’de de benzer kara propagandaları görmekteyiz.
Satır aralarında geçen bazı haberler ve açıklamalar Suriye’de yaşananların iç yüzünü gösterse de yalan haberler öyle gündeme getirilip servis ediliyor ki, insanların kafasında gerçekler yalan, yalanlar gerçek halini alıyor. Bugünkü yazımda bu satır aralarında geçen doğru haberleri bir nebze aktarmaya çalışacağım.
Arap Dünyası uzmanı, tarih bilimcisi, Fransız akademisyen Pierre Piccinin:
“Hama’da taşla saldıran göstericilere askerler göz yaşartıcı bomba ile karşılık veriyordu. Görünen o ki, orduya verilen emir, can kaybından mümkün mertebe kaçınmaları yönündeydi. Yani, Hama kan ve ateş içinde değildi.
Bazı muhalif güçler askeri devriyelere, ölümcül pusular kurarak saldırıyor, kelle uçurma ve çeşitli uzuvları kesme gibi korkunç eylemler yapabiliyor. Hatta bazen bu vahşeti, kendilerini desteklemek istemeyen, hükümeti destekleyen sivillere de yaptıkları oluyor.
Aslında ortada, batı medyasının aktardığı gibi bir durum yok. Açık yüreklilikle belirtmeliyim ki, Batı dezenformasyon uyguluyor yani bizi yanlış bilgilendiriyor. Bugün Suriye ile ilgili haberleri hazırlayan Batılı gazetecilerin yaptığı şey ‘masa başı gazeteciliği’dir.” (Hürriyet internet sitesi, 16.01.2012, Sebla Kutsal)
Eman el Şenavi, El Arabiya gazetesinin tanınmış yazarı: “Suriye’den haber veren uluslar arası haber ajansları haberlerini muhalif grupların sözcülerine, muhaliflere hizmet eden Yerel Koordinasyon Komiteleri’ne ve Suriye Devrimi Genel Komisyonu’na dayandırıyor ve bunlardan alınan haberler gerçekleri yansıtmıyor. Günümüzde muhalif grupların Suriyeli sivilleri hedef aldıkları, insan hakları ihlalleri gerçekleştirdikleri ve Suriye dışından gelen silahlı kişilerin rejim güçlerini provoke ettiği iddiaları büyüyor.”
Ortadoğu Analisti Şermin Narvani, ABD gazetelerinden Huffington Post yazarı: “Suriye’den gelen ölü sayısı verilerinin bazı süzgeçlerden geçirilmesi gerekiyor. Suriye genelinde her gün hatasız bir sayım yapmak mümkün mü? Ölümler nasıl teyit ettiriliyor? Teyit eden kişi kim, bu kişiler çıkarları için hareket ediyor olabilir mi? Ölenlerin tamamı sivil mi? Siviller rejim yanlısı mı, muhalif mi? Suriye güvenlik güçlerinin ölen 2 bin mensubu da buna dahil mi? Silahlı grupların üyeleri de sayılıyor mu? Bir siville, sivil giyimli milis arasındaki fark nasıl ayırt ediliyor?”
El Cezire savaş muhabiri Ali Haşim, istifa eden beş kişiden biri… Ali Haşim, yaklaşık 5 ay önce canlı yayında Suriye ordusunun Lübnan sınırını bombaladığına dair haberi yalanladı ve ardından kendisinden hemen istifa etmesi istendi.
El Cezire yapımcılarından Ahmet Musa, (İstifa eden beş kişiden biri):
“El Cezire’de çalışmak her muhabirin hayali ama bu hayal artık depresyona dönüştü. Bunun sebebi, Suriye ve Libya ile ilgili gerçekmiş gibi verilenler kanaldakilerin kendi fikirleri, gerçekler montaj yoluyla gizleniyor. Gerçekleri bu kadar uzun süre gizlediğimiz için üzgünüz.”
Danny Dayem, yalanı video görüntüleriyle ortaya çıkan CNN muhabiri… Suriye devlet televizyonunun yayınladığı videoda Danny Dayem’in, CNN’le canlı bağlantı yapmadan önce etrafındakilere silah ateşlemelerini söylediği görülüyordu. Gayet rahat ve sakin bir ortamda olduğu gözlenen Dayem, canlı bağlantı sırasında son iki saatte yüzlerce kişinin öldüğünü iddia ediyordu.
Yüzü gözü sarılı bir çocuk ve Esad’ın yaptığı bombardımanda yaralandığı iddia ediliyor ama video görüntüsünde çocuk şakır şakır konuşmaya başlayınca bunun bir tiyatro olduğu ortaya çıkıyor.
Bir de Türkiye ile ilgili bir gerçeği aktaralım. ABD’li yazar ve tarihçi Webster Griffin Tarpley: “Türkiye Suriye’de “tampon bölge” kurarsa, bu Türkiye’nin parçalanmasına yol açacak bir adım olacaktır. Tampon bölge büyük çapta bölgesel savaşa doğru dev bir adım olacaktır.”
Biz deyince “önyargılı” diyorlar, bakalım şimdi ne diyecekler?
Satır aralarında geçen bazı haberler ve açıklamalar Suriye’de yaşananların iç yüzünü gösterse de yalan haberler öyle gündeme getirilip servis ediliyor ki, insanların kafasında gerçekler yalan, yalanlar gerçek halini alıyor. Bugünkü yazımda bu satır aralarında geçen doğru haberleri bir nebze aktarmaya çalışacağım.
Arap Dünyası uzmanı, tarih bilimcisi, Fransız akademisyen Pierre Piccinin:
“Hama’da taşla saldıran göstericilere askerler göz yaşartıcı bomba ile karşılık veriyordu. Görünen o ki, orduya verilen emir, can kaybından mümkün mertebe kaçınmaları yönündeydi. Yani, Hama kan ve ateş içinde değildi.
Bazı muhalif güçler askeri devriyelere, ölümcül pusular kurarak saldırıyor, kelle uçurma ve çeşitli uzuvları kesme gibi korkunç eylemler yapabiliyor. Hatta bazen bu vahşeti, kendilerini desteklemek istemeyen, hükümeti destekleyen sivillere de yaptıkları oluyor.
Aslında ortada, batı medyasının aktardığı gibi bir durum yok. Açık yüreklilikle belirtmeliyim ki, Batı dezenformasyon uyguluyor yani bizi yanlış bilgilendiriyor. Bugün Suriye ile ilgili haberleri hazırlayan Batılı gazetecilerin yaptığı şey ‘masa başı gazeteciliği’dir.” (Hürriyet internet sitesi, 16.01.2012, Sebla Kutsal)
Eman el Şenavi, El Arabiya gazetesinin tanınmış yazarı: “Suriye’den haber veren uluslar arası haber ajansları haberlerini muhalif grupların sözcülerine, muhaliflere hizmet eden Yerel Koordinasyon Komiteleri’ne ve Suriye Devrimi Genel Komisyonu’na dayandırıyor ve bunlardan alınan haberler gerçekleri yansıtmıyor. Günümüzde muhalif grupların Suriyeli sivilleri hedef aldıkları, insan hakları ihlalleri gerçekleştirdikleri ve Suriye dışından gelen silahlı kişilerin rejim güçlerini provoke ettiği iddiaları büyüyor.”
Ortadoğu Analisti Şermin Narvani, ABD gazetelerinden Huffington Post yazarı: “Suriye’den gelen ölü sayısı verilerinin bazı süzgeçlerden geçirilmesi gerekiyor. Suriye genelinde her gün hatasız bir sayım yapmak mümkün mü? Ölümler nasıl teyit ettiriliyor? Teyit eden kişi kim, bu kişiler çıkarları için hareket ediyor olabilir mi? Ölenlerin tamamı sivil mi? Siviller rejim yanlısı mı, muhalif mi? Suriye güvenlik güçlerinin ölen 2 bin mensubu da buna dahil mi? Silahlı grupların üyeleri de sayılıyor mu? Bir siville, sivil giyimli milis arasındaki fark nasıl ayırt ediliyor?”
El Cezire savaş muhabiri Ali Haşim, istifa eden beş kişiden biri… Ali Haşim, yaklaşık 5 ay önce canlı yayında Suriye ordusunun Lübnan sınırını bombaladığına dair haberi yalanladı ve ardından kendisinden hemen istifa etmesi istendi.
El Cezire yapımcılarından Ahmet Musa, (İstifa eden beş kişiden biri):
“El Cezire’de çalışmak her muhabirin hayali ama bu hayal artık depresyona dönüştü. Bunun sebebi, Suriye ve Libya ile ilgili gerçekmiş gibi verilenler kanaldakilerin kendi fikirleri, gerçekler montaj yoluyla gizleniyor. Gerçekleri bu kadar uzun süre gizlediğimiz için üzgünüz.”
Danny Dayem, yalanı video görüntüleriyle ortaya çıkan CNN muhabiri… Suriye devlet televizyonunun yayınladığı videoda Danny Dayem’in, CNN’le canlı bağlantı yapmadan önce etrafındakilere silah ateşlemelerini söylediği görülüyordu. Gayet rahat ve sakin bir ortamda olduğu gözlenen Dayem, canlı bağlantı sırasında son iki saatte yüzlerce kişinin öldüğünü iddia ediyordu.
Yüzü gözü sarılı bir çocuk ve Esad’ın yaptığı bombardımanda yaralandığı iddia ediliyor ama video görüntüsünde çocuk şakır şakır konuşmaya başlayınca bunun bir tiyatro olduğu ortaya çıkıyor.
Bir de Türkiye ile ilgili bir gerçeği aktaralım. ABD’li yazar ve tarihçi Webster Griffin Tarpley: “Türkiye Suriye’de “tampon bölge” kurarsa, bu Türkiye’nin parçalanmasına yol açacak bir adım olacaktır. Tampon bölge büyük çapta bölgesel savaşa doğru dev bir adım olacaktır.”
Biz deyince “önyargılı” diyorlar, bakalım şimdi ne diyecekler?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025