(dünden devam?)
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'e şöyle buyurdu:
"Ben, sizin düşmanınıza düşman, dostunuza dostum." (Tirmizî, 3870).
"Biz Abdülmuttalib çocukları cennet ehlinin efendileriyiz: Ben, Hamza, Ali, Ca'fer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi." (İbn Mace).
Ebû Abdillah el?Cedelî radiyallahu anh'dan:
Ümmü Seleme'nin yanına girdim; bana dedi ki:
"İçinizde Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'e hakaret ediliyor mu?"
"Maâzallah!" dedim.
"Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum: Kim Ali'ye hakaret ederse bana hakaret etmiş olur." (Ahmed, VI, 323).
Enes radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında bir kuş eti vardı. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Allah'ım! Mahlûkat içinde en sevdiğin kimseyi getir de benimle birlikte bu kuşun etini yesin!" Çok geçmeden Ali geldi ve onunla beraber kuşun etini yedi.
Rezîn şunu ekledi:
Enes, Ali'ye dedi ki: "Benim için Allah'tan mağfiret dile de sana bir müjde vereyim." O da teklifini kabul etti. Bunun üzerine ona Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bu hadisini bildirdi. (Tirmizî, 3721).
Ebû Hureyre'den:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hayber günü şöyle dedi:
"Bu sancağı mutlaka, Allah ve Resûlü'nü seven, Allah ve Resûlü tarafından da sevilen bir adama vereceğim ve Hayber onun elinde fethedilecektir." Bunun üzerine Ömer dedi ki:
"Kumandanlığı ancak o gün istedim, çağırılırım ümidiyle sancağa uzandım. Ama Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem Ali'yi çağırıp sancağı onun eline vererek şöyle buyurdu: 'Yürü, Allah elinde fethi müyesser kılıncaya kadar arkana bakma!' Sonra Ali biraz yürüdü, sonra durdu ama geri bakmadı. Şöyle haykırdı: 'Ey Allah Resûlü! Onlarla ne üzerine savaşacağım?' Şöyle buyurdu: 'Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de Allah Resûlü olduğuna şehadet getirmelerine kadar onlarla savaş! Bu şehadeti getirirlerse, hem kanlarını hem de mallarını senden korumuş olurlar. Tabii hak ederlerse başka. Bu takdirde hesapları Allah'a ait olur.'" (Müslim).
"Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, Ali'nin kapısının dışında, (Mescide açılan) tüm kapıların kapatılmasını emretti." (Tirmizî, 3732).
Câbir radiyallahu anh'dan:
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, Tâif günü Ali'yi çağırıp kulağına bir şey söyledi.
İnsanlar, "Amcasının oğluyla fısıldaşması amma uzun sürdü" dediler. Bunun üzerine Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ona gizli bir şeyi ben söylemedim, Allah söyledi." (Tirmizî, 3726).
Büreyde radiyallahu anh'dan:
Ebû Bekr ve Ömer, Fâtıma'yı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den istediler; ancak onlara şöyle buyurdu:
"O daha küçüktür."
Sonra Ali isteyince, onu Ali ile evlendirdi. (Nesâî, nikâh 7, VI, 62).
Ali radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem nezdinde benim, hiç kimsede olmayan bir kıymetim vardı. O'na seher vakti gider, 'Esselâmü aleyke yâ Resûlallah!' derdim. Eğer öksürürse, aileme dönerdim, aksi takdirde yanına girerdim." (Nesâî, sehv 17/1?3, III, 12).
Enes radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, beraati Ebû Bekr ile gönderdi, sonra onu geri çağırıp şöyle buyurdu: 'Bunu tebliğ etmek ancak ailemden birine lâyıktır.' Sonra Ali'yi çağırıp onu ona verdi." (Tirmizî, 3090).
Umeys kızı Esmâ radiyallahu anhâ'dan:
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem öğle namazını Sehbâ'da kıldırıp Ali'yi bir işe gönderdi. Dönünce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ikindi namazını kıldığını gördü.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, başını Ali'nin kucağına koyup uyudu. Güneş batıncaya dek O'nu kımıldatmadı. Ondan (uyandıktan) sonra Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua etti: "Allah'ım! Kulun Ali kendini Peygamberi için hapsetti. Ne olur güneşi onun için geri çevir!"
Esmâ dedi ki: "Dağların ve yerin üzerinde görününceye kadar güneş onun için tekrar doğdu. Bunun üzerine Ali, kalktı, abdest alıp ikindi namazını kıldı. Ondan sonra güneş tekrar battı. Bu olay, Sehbâ'da cereyan etmiştir." (Heysemî, Mecma'uz?zevâid'de, VIII, 297).
( devam edecek?)
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'e şöyle buyurdu:
"Ben, sizin düşmanınıza düşman, dostunuza dostum." (Tirmizî, 3870).
"Biz Abdülmuttalib çocukları cennet ehlinin efendileriyiz: Ben, Hamza, Ali, Ca'fer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi." (İbn Mace).
Ebû Abdillah el?Cedelî radiyallahu anh'dan:
Ümmü Seleme'nin yanına girdim; bana dedi ki:
"İçinizde Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'e hakaret ediliyor mu?"
"Maâzallah!" dedim.
"Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum: Kim Ali'ye hakaret ederse bana hakaret etmiş olur." (Ahmed, VI, 323).
Enes radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında bir kuş eti vardı. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Allah'ım! Mahlûkat içinde en sevdiğin kimseyi getir de benimle birlikte bu kuşun etini yesin!" Çok geçmeden Ali geldi ve onunla beraber kuşun etini yedi.
Rezîn şunu ekledi:
Enes, Ali'ye dedi ki: "Benim için Allah'tan mağfiret dile de sana bir müjde vereyim." O da teklifini kabul etti. Bunun üzerine ona Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bu hadisini bildirdi. (Tirmizî, 3721).
Ebû Hureyre'den:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hayber günü şöyle dedi:
"Bu sancağı mutlaka, Allah ve Resûlü'nü seven, Allah ve Resûlü tarafından da sevilen bir adama vereceğim ve Hayber onun elinde fethedilecektir." Bunun üzerine Ömer dedi ki:
"Kumandanlığı ancak o gün istedim, çağırılırım ümidiyle sancağa uzandım. Ama Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem Ali'yi çağırıp sancağı onun eline vererek şöyle buyurdu: 'Yürü, Allah elinde fethi müyesser kılıncaya kadar arkana bakma!' Sonra Ali biraz yürüdü, sonra durdu ama geri bakmadı. Şöyle haykırdı: 'Ey Allah Resûlü! Onlarla ne üzerine savaşacağım?' Şöyle buyurdu: 'Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de Allah Resûlü olduğuna şehadet getirmelerine kadar onlarla savaş! Bu şehadeti getirirlerse, hem kanlarını hem de mallarını senden korumuş olurlar. Tabii hak ederlerse başka. Bu takdirde hesapları Allah'a ait olur.'" (Müslim).
"Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, Ali'nin kapısının dışında, (Mescide açılan) tüm kapıların kapatılmasını emretti." (Tirmizî, 3732).
Câbir radiyallahu anh'dan:
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, Tâif günü Ali'yi çağırıp kulağına bir şey söyledi.
İnsanlar, "Amcasının oğluyla fısıldaşması amma uzun sürdü" dediler. Bunun üzerine Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ona gizli bir şeyi ben söylemedim, Allah söyledi." (Tirmizî, 3726).
Büreyde radiyallahu anh'dan:
Ebû Bekr ve Ömer, Fâtıma'yı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den istediler; ancak onlara şöyle buyurdu:
"O daha küçüktür."
Sonra Ali isteyince, onu Ali ile evlendirdi. (Nesâî, nikâh 7, VI, 62).
Ali radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem nezdinde benim, hiç kimsede olmayan bir kıymetim vardı. O'na seher vakti gider, 'Esselâmü aleyke yâ Resûlallah!' derdim. Eğer öksürürse, aileme dönerdim, aksi takdirde yanına girerdim." (Nesâî, sehv 17/1?3, III, 12).
Enes radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, beraati Ebû Bekr ile gönderdi, sonra onu geri çağırıp şöyle buyurdu: 'Bunu tebliğ etmek ancak ailemden birine lâyıktır.' Sonra Ali'yi çağırıp onu ona verdi." (Tirmizî, 3090).
Umeys kızı Esmâ radiyallahu anhâ'dan:
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem öğle namazını Sehbâ'da kıldırıp Ali'yi bir işe gönderdi. Dönünce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ikindi namazını kıldığını gördü.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, başını Ali'nin kucağına koyup uyudu. Güneş batıncaya dek O'nu kımıldatmadı. Ondan (uyandıktan) sonra Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua etti: "Allah'ım! Kulun Ali kendini Peygamberi için hapsetti. Ne olur güneşi onun için geri çevir!"
Esmâ dedi ki: "Dağların ve yerin üzerinde görününceye kadar güneş onun için tekrar doğdu. Bunun üzerine Ali, kalktı, abdest alıp ikindi namazını kıldı. Ondan sonra güneş tekrar battı. Bu olay, Sehbâ'da cereyan etmiştir." (Heysemî, Mecma'uz?zevâid'de, VIII, 297).
( devam edecek?)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016