Bizi ilgilendirmezmiş gibi davranıyoruz ama AB'de -özellikle hamamın namusunu kurtarmak isteyenler- CIA tarafından yürütülen işkence trafiğinin peşini bırakmıyorlar. Gerçi geçtiğimiz perşembe günü vurguladığım gibi bu çabadan bir sonuç çıkması mümkün değil: - Şüphe yok ki Avrupalı bir kısım aydınların bu işkence suçu konusunda samimi tepkileri sürecektir. Yeni Haçlıların AB'li işbirlikçilerini ortaya çıkarmak için gayret gösteren çevreler olacaktır. Ancak bütün güzellik bundan ibaret kalacak, AB'yi gerçek bir 'uygarlık atılımı' olarak algılamak isteyen iyimserler, Brüksel'in suçlu üyelere yaptırım getiremeyeceğini göreceklerdir. Nitekim Beyaz Saray Sözcüsü Sean McCormack sarı kartı çekiverdi: - Avrupalı istihbarat servisleri CIA ile işbirliği yapmıştı. Ne demek bu? - Yeter artık, sahtekarlığı uzatmayın, kabak tadı vermeyin! Bu işkence işinde siz de bizim suç ortağımızsınız. Acaba bu CIA barbarlığına biz ne kadar katıldık? Görüldüğü veya gösterilmek istendiği gibi, kötü amaçla olduğunu anlamadan sadece havaalanlarımızı mı kullandırdık? (Aziz ve yüce müttefikimize 'uçağında işkence kurbanları mı var' diye soramazdık ya!) Yoksa o kokuşmuş 'çok taraflı istihbarat işbirliği geleneğimiz' yüzünden bu kepazeliğe boğazımıza kadar battık mı? Neyse ki, öyle olsa bile hiç değilse masum-masumcuk rol keserek 'vay işkenceci vay' diye kimseleri kınamaya kalkışıp gülünç düşmedik.Ömer Lütfi Mete/ Sabah
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.