Almanya seçimlerinde imtiyazlı ortaklığı savunup Türkiye'nin AB üyeliğine şiddetle karşı çıkan Angela Merkel'in aldığı kötü sonuçlara sevinen AB sevdalılarında soğuk duş. Avrupa Birliği Daimi Temsilciler Meclisi Bakan ve büyükelçiler düzeyinde gerçekleştirilen 7 toplantının ardından Türkiye'nin Kıbrıs Deklarasyonu'na cevap niteliği taşıyan karşı deklarasyon metninde uzlaştı. Karşı deklarasyon metnine beklendiği üzere Rumlar damgasını vurdu. Bundan önce hazırlanan taslak metinlerle Türkiye'yi oyalayan Avrupa Birliği Daimi Temsilcileri gerçek deklarasyonunu AKP'nin deklarasyonundan tam 54 gün sonra, tam da Rumların istediği şekilde oluşturdu. Taslak metinlerde Türkiye'nin ağzına bir parmak bal çalan AB, asıl metinde Türkiye'nin Rum tarafını tanımasını müzakere süreci için şart koşuyor. "Müzakereler esnasında Rum Kesimi dahil tüm üye ülkelerle ilişkilerin normalleştirilmesi" adı altında Türkiye'ye 'müzakere sürecini bitirmek istiyorsan Rum Kesimi ve Yunanistan ile sorunlarını hallet' mesajı veriliyor.İngiltere ve Fransa'nın uzlaştığı taslak metinde Rum Kesimi'nin tanınması Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine bağlanıyordu. Yani Türkiye AB'ye tam üye olduğu zaman Rumları tanıyacaktı. Ancak asıl metinde ise, Rum tarafının tanınması "üyelik sürecine" bağlanıyor. Yani Türkiye müzakere süreci içerisinde Rumları tanıyacak. Fakat bu müzakereler sonucunda Türkiye'nin üye olup olmayacağı kesin değil. Ayrıca Rumların üzerinde durdukları bir diğer konu olan sorunun çözümünün BM'den alınıp boşlukta sallanması meselesi de deklarasyon metnine sokuldu. BM süreciyle ilgili paragrafın giriş kısmındaki "bu çerçevede" ifadesi, "deklarasyon çerçevesinde" şeklinde değiştirilerek, Kıbrıs meselesi Avrupa dehlizlerine hapsedildi.Avrupa cephesindeki bu gelişmelere Türkiye'den henüz dişe dokunur bir tepki gelmedi. Sadece Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Rumların AB'yi rehin aldığını ifade etmekle yetindi. Başbakan Erdoğan da zamanında bu minval üzere ifadeler kullanmış, "koskoca Avrupa Birliği, yarım milyon nüfuslu Kıbrıs Rum Kesimi yüzünden 70 milyon nüfuslu Türkiye reddetmeyi göze alamaz" demişti. Evet sayın Erdoğan ve sayın Gül, Rumlar AB'yi rehin aldı ve Avrupa Birliği Rumlar için Türkiye'yi harcamaya, ezmeye devam ediyor. Zaten onların Türkiye'yi kapıda bekletme maksatları da bu.Arkanızı dönüp gitme zamanı sayın Gül? Ardınıza bakmadan AB kapısını AB liderlerinin suratına çarparak dönme zamanı Sayın Erdoğan!Hani birkaç hafta önce esip gürlüyordunuz ya "AB'den yeni bir taviz isteği gelirse, dönüp arkamızı gideriz" diye. Hani Başbakan Erdoğan yakınıyordu ya "vere vere artık verecek taviz bırakmadınız, artık yeter" diye. İşte zamanı geldi, sözünüzde durun ve AB'ye "ne halin varsa gör" restini çekip, bu kadar taviz vermiş olmanıza rağmen onurlu bir şekilde ülkenize dönme fırsatını kaçırmayın. Emin olun, bütün bu yaptıklarınıza karşın bu ülkenin şefkatli ve merhametli milleti sizi affedecektir. Sadece biraz yürekli olun, ayaklarınızı yere basın, bu millete güvenin ve azıcık da olsa samimi olun! Gerisi zaten pamuk ipliği gibi sökün edecektir. Siz yeter ki isteyin ve samimi olun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012