Sözde iddialar ve sözde aydınlar

Biz 19 Mayısı törenlerle kutladığımız günlerde Yunanistan'ın Selanik şehrinde "Pontus Rum soykırımı" adı altında anma töreni ve yürüyüşü düzenlendi.Basiretsiz politikacılar sayesinde Ermenilerin sözde soykırım konusunda Türkiye'den elde ettikleri tavizler Yunanlıların dikkatlerini çekmiş olmalı ki, gelecek yıllarda tıpkı sözde ermeni soykırım iddialarında olduğu gibi dozunu giderek artıran bir baskı aracına dönecek olan "Pontus Rum soykırımı" iddialarına start verildi.Türkiye aleyhtarı sloganlar atan göstericiler Türkiye'nin ve dünyanın "Pontus soykırımını" tanımasını istediler. Söz konusu  gösteride konuşan Yunanistan'ın Makedonya ve Trakya Bakanı Nikos Çiarçionis, "Pontus soykırımının uluslararası alanda Ermeni ve Yahudi soykırımlarıyla birlikte tanınması gerektiğini" söyledi.Selanik Belediye Başkanı Vasilis Papayorgopulos da, gelecek yıl bir "Pontus soykırımı" anıtı yapılması için Belediye Meclisi'nin karar aldığını açıkladı. Türkiye'de bazı siyasilerin "dostum Kostas" diyerek ifade ettikleri Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis de bir mesaj göndererek Pontus Rum Dernek ve Federasyonuna desteğini açıklaması belki pek çok kişinin dikkatini bile çekmedi.Sözde Pontus soykırımını tanıma istemi gerçekleşmeden önce pontusculuk faaliyetleri zaten başlamıştı. Ali Güler'in 1999 yılında yayınlanan "Dünden Bugüne Yunan-Rum Terörü" adlı kitabında ifade edildiği üzere 1920 yıllarında yayınlanan "The Pontus" adlı kitapta, Pontus'un sınırları içerisinde gösterilen şehir ve kasabalar şunlardır;Rize, Of, Sürmene, Trabzon, Akçaabat, Tirebolu, Giresun Ordu, Ünye, Samsun, Sinop, Bafra, Amasya, Niksar, Çarşamba, Livera (?), Santa (?), Cromni (?), İvera (?), Stavrine (?), Gümüşhane, Beş Kilise, Karahisar Şarkikarahisar, Tokat.Aynı zamanda söz konusu kitabın sonunda bir harita vardır. Bu harita 1920'lerde kurulması düşünülen  Pontus devletinin sınırları gösterilmektedir.1920 yılında yayınlanan bu kitaptan günümüze çok büyük mesafeler kat etmiş olmasalar da ufak ufak adımlarla Pontus'u ve pontusculuğu hortlatmak için Yunanistan tarafından çalışmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda Karadeniz bölgesinden gençler bütün masrafları Yunanistan tarafından karşılanarak Yunanistan'a götürülüp burs ve birçok imkanlarla gözleri boyanarak zehirlenmektedir. Bu gençlerin bir çoğu  daha sonra kendilerini "Pontus Rum'u" olarak tanıtmaktadır. Bu vahim gidişat önlem alınmadığı taktirde gelecekte Türkiye'nin önüne çözümü zor bir problem olarak çıkacaktır. Ayrıca Türk hükümetlerinin asılsız iddialar karşısında bugüne kadar ortaya koydukları sözde çözüm adı altında her türlü tavizi veren yaklaşımları, aynen devam ettiği taktirde sözde ermeni ve sözde Pontus soykırım iddiaları dışında yeni yeni soykırım iddiaları da gündeme gelecektir.Bu tür iddiaları gündeme getirenler vücutta bekleyen sinsi bir mikrop gibidirler. Bünyenin zayıf düştüğünü gördüklerinde hemen harekete geçerler. Tıpkı sözde ermeni soykırım iddialarında olduğu gibi yapmadığımız bir soykırımı yaptık diye kabullenecek sözde akademisyenler sözde Pontus soykırım iddialarında da sürüsüyle çıkacaktır.Türkiye olarak AB' yi  "milli ideal", ABD'yi "stratejik müttefik" ve IMF' yi "ortak" olarak telâkki edip bu odaklardan emir almaya ve onlara muhtaç kalmaya devam edildiği taktirde bizzat AB-ABD-IMF şeytan üçgeni çeşitli isimler adı altında sözde iddiaları kullanarak ülkemizden taviz koparmaya devam edeceklerdir.