Bu yılki Ramazan ikliminde de uyanamazsak, kendimize gelemez, dostumuzu ve düşmanımızı ayırt edecek basirete erişemezsek gerçekten eyvahlar olsun bize.
Oruç ibadetiyle midelerin çalışmasını ikinci plana itip akılların ve gönüllerin çalışmasını ve çalıştırılmasını ön plana çıkaran bu mübarek mevsimde akletmeyecek, aklımızı gereğince kullanmayacaksak gerçekten yazıklar olsun bize.
İftarı ayrı, sahuru ayrı, mukabeleleri ayrı birer eğitim, birer uyarma ve uyandırma servisi mesabesinde olan on bir ayın sultanında yine meşhur şovmenler bizleri kandıracaksa, yine cambaza bak oyunları ile bizleri oylayıp istedikleri yöne sevk edeceklerse ölmüşüz de ağlayanımız yok demektir.
Bu mübarek oruç ayında, Hayat Kitabımızla daha çok haşir-neşir, daha çok hemhal olduğumuz bu ortamda dahi, başımızı iki elimizin arasına alıp tefekküre dalarak, Büyük Ortadoğu Projesi'nin başımıza ne belalar açtığını anlayamazsak, İslam coğrafyasını nasıl hallaç pamuğu gibi dört bir yana savurduğunu kavrayamazsak ve bu ihanet projesinin kimlerin omuzunda hayata geçtiğini idrak edemezsek şovmenlerin peşine takılan kitlelere biz de eklemlenmiş olacağız.
Haçlı-siyonist işgalcilerin ve tefecilerin bizim dünyamızda ve bizim bölgemizde kimlerin destekleri ile hem kaynaklara konduklarını, hem de yurtları-yuvaları viraneye çevirdiklerini kavrayamazsak hala dostumuzu ve düşmanımızı tanıyamamışız demektir.
Konuştuğunda hep yalan söyleyenlerin ardına takılan kitleler...
Söz verdiğinde asla sözünde durmayanların peşinden sürüklenen kitleler...
Üstlendiği emanete sürekli ihanet edenlerin peşlerinden koşan kitleler...
Bu sıfatların Peygamber lisanında kimleri tarif ettiğini hala öğrenmeyecek misiniz?
Kur'an'n şu ayeti kulağınıza bir şeyler fısıldamıyor mu:
"Onlara baktığın zaman cüsseleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerini dinlersin; tıpkı, sıralanmış kof kütük gibidirler; her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar; onlar düşmandır, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar." (Münafikun: 4).
Oruç ayının bereketinden, iftar ve sahurun sağladığı eşsiz aydınlıktan, sıkça okuduğumuz Kur'an'ın önümüze tuttuğu ışıktan yeterince istifade ederek şov ve şovmenlerin peşinden sürüklenen kitlelerden ayrılamazsak, basireti kuşanamazsak eşsiz bir fırsatı daha kaçırmış olacağız ne yazık ki.
Sayılı günler tez tükenir, elimizi çabuk tutalım.
Oruç ibadetiyle midelerin çalışmasını ikinci plana itip akılların ve gönüllerin çalışmasını ve çalıştırılmasını ön plana çıkaran bu mübarek mevsimde akletmeyecek, aklımızı gereğince kullanmayacaksak gerçekten yazıklar olsun bize.
İftarı ayrı, sahuru ayrı, mukabeleleri ayrı birer eğitim, birer uyarma ve uyandırma servisi mesabesinde olan on bir ayın sultanında yine meşhur şovmenler bizleri kandıracaksa, yine cambaza bak oyunları ile bizleri oylayıp istedikleri yöne sevk edeceklerse ölmüşüz de ağlayanımız yok demektir.
Bu mübarek oruç ayında, Hayat Kitabımızla daha çok haşir-neşir, daha çok hemhal olduğumuz bu ortamda dahi, başımızı iki elimizin arasına alıp tefekküre dalarak, Büyük Ortadoğu Projesi'nin başımıza ne belalar açtığını anlayamazsak, İslam coğrafyasını nasıl hallaç pamuğu gibi dört bir yana savurduğunu kavrayamazsak ve bu ihanet projesinin kimlerin omuzunda hayata geçtiğini idrak edemezsek şovmenlerin peşine takılan kitlelere biz de eklemlenmiş olacağız.
Haçlı-siyonist işgalcilerin ve tefecilerin bizim dünyamızda ve bizim bölgemizde kimlerin destekleri ile hem kaynaklara konduklarını, hem de yurtları-yuvaları viraneye çevirdiklerini kavrayamazsak hala dostumuzu ve düşmanımızı tanıyamamışız demektir.
Konuştuğunda hep yalan söyleyenlerin ardına takılan kitleler...
Söz verdiğinde asla sözünde durmayanların peşinden sürüklenen kitleler...
Üstlendiği emanete sürekli ihanet edenlerin peşlerinden koşan kitleler...
Bu sıfatların Peygamber lisanında kimleri tarif ettiğini hala öğrenmeyecek misiniz?
Kur'an'n şu ayeti kulağınıza bir şeyler fısıldamıyor mu:
"Onlara baktığın zaman cüsseleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerini dinlersin; tıpkı, sıralanmış kof kütük gibidirler; her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar; onlar düşmandır, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar." (Münafikun: 4).
Oruç ayının bereketinden, iftar ve sahurun sağladığı eşsiz aydınlıktan, sıkça okuduğumuz Kur'an'ın önümüze tuttuğu ışıktan yeterince istifade ederek şov ve şovmenlerin peşinden sürüklenen kitlelerden ayrılamazsak, basireti kuşanamazsak eşsiz bir fırsatı daha kaçırmış olacağız ne yazık ki.
Sayılı günler tez tükenir, elimizi çabuk tutalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025