Sorular var sorulardan içeri

Ermenistan dışişleri bakanı, bizim bakan Babacan'la yüz yüze gelince ilk sorusu; "bizim kiliselerin tamiratı ne durumda" şeklinde mi olmuş? Bakanımız, tamirat işlerinin gayet iyi dittiğini anlattıktan sonra, Van'da Akdamar adasındaki kilisenin tamirattan sonraki halini, kendi eliyle çektiği fotoğraflarla mı izah etmiş? Peki, bizim Babacan bakanımız, dönüp, o diyardaki camilerimizin akıbetinden sual etmiş mi?Yetmiş iki buçuk millet harıl harıl gayri menkul mu alıyormuş? Özellikle Anadolu coğrafyasından mı? Kısa zamanda yükselttikleri villalarının çatısından kendi ülkelerinin bayraklarını dalgalandırmaya mı başlıyormuşlar? Bir devletin bayrağı egemenliği altındaki topraklarda dalgalanmaz mı? O zaman, Anadolu'da egemenlik, yetmiş iki buçuk milletin eline mi geçmiş oluyor? Dünyanın üzerimize kapaklanması demek olan bu durumu, bazı kiralık kalemler ve satılmış beyinler, dünyaya açılma olarak mı anlatıyormuşlar?Sözde muhafazakar, Müslüman bir kadronun yönetiminde geçen beş yıl içinde, domuz eti üretimi ve tüketimi üçe-beşe mi katlanmış? Domuz üretimini teşvik için yeni düzenlemeler mi yapılmış? Sahil kentlerdeki turistik otellerde domuz eti ihtiyacını karşılamak için civar köylerde yaşayanlar, takım-tezgah kurup avcılığa mı başlamışlar?Yine geride kalan beş yıl içinde aile kurumunda korkunç yıkımlar mı oluşmuş? Boşanma davaları yüzde yüz artarak, içinden çıkılmaz bir hale mi gelmiş? Boşanmaların çoğu da dayanılmaz hale gelen geçim sıkıntısı yüzünden mi oluyormuş? Osman Gazi'nin kulağına küpe olarak takılan; " insanı yaşat ki devlet yaşasın" tembihi yine bu dönemde rafa mı kaldırılmış?Dedelerimizin, haçlıları cennet vatanımızdan kovar kovmaz, kollarını sıvayarak, dişleri ile, tırnakları ile kurduğu sanayi kuruluşlarının küresel sermayeye peşkeş çekilmesi de yine bu döneme mi rastlıyormuş? Maden yatakları da mı? Bankalar da mı?Bir çıkmaz sokak olan AB serüveninin bir kara sevdaya dönüşmesi de yine bu döneme mi denk gelmiş? Fransa'nı muhtelif kentlerinde caddelerde, haysiyetimizi, şahsiyetimizi ayaklar altına alan afişlerle dalga mı geçiliyormuş? Bu kara sevda yüzünden vatanımızın parçalanması, devletimizin yıkılması an meselesidir diyen vicdan sahipleri artmaya mı başlamış?Canım askerimiz, can askerimiz; müttefik ilan ettiğimiz devletlerin topları ile,tankları ile mi vuruluyormuş? Her şey ortada iken, hükumet edenlerimiz, falanca devletin müttefikliği bizim için her şeyin üstündedir mi diyormuş?Irak'la imzalandığı söylenen terör anlaşmasının ertesi günü, iftar saatinde on iki vatandaşımız yine aynı müttefiklerin silahları ile mi katlediliyormuş? Katilleri kardeş ilan eden vekiller Meclis kürsüsünden devleti ve Orduyu tehdit mi ediyormuş?Yüzsüz müttefiklerin bu yüzsüzlüğünü örtmek için bazı kesimler de o diyarda iftar programları mı tertipliyormuş? Bak falanca da iftara geldi, hem de oruçlu geldi diyerek ortamı yumuşatmaya,uyananları uyutmaya mı çalışıyormuşlar?Bu malum iftar ekibi, Iraktan da bazı conileri iftara davet etmişler de, onlar da demiş ki, bugünkü listemiz yüz kişi idi, ölü sayısı doksanda kaldı, yüze tamamlayalım da iftar davetinize katılalım, türünden fıkralar dolaşmaya mı başlamış? Ne fıkrası, gerçeğin ta kendisi mi diyorsunuz?Sizin ekleyeceğiniz sorularınız yok mu?