Türkiye’nin bölünmesi için bir kaç senaryo var, ABD’nin ve AB’nin gündeminde. Birincisi, Büyükşehir Kanunu ile özellikle doğudaki ilerimizin belediyelerine kazandırılan hukuki ayrıcalıklar. Bu hukuki ayrıcalıklar, PKK’nın hizmetçisi olarak görev yapan doğu illerimizdeki belediye başkanlarının konuşmalarındaki rahatlık, AB müktesebatına, Türkiye'nin AKP ile hızla geçiş azmi olmuştur.Hatta öyle ki, PKK meselesini Kürt meselesi olarak ilk defa adlandıran Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı olmuştur. Başbakan bunu daha sonra federasyon olarak adlandıracaktı. Bu federasyona geçiş için ise yeni bir anayasa şarttı. Şimdi AKP ve BDP el ele bu anayasayı yapıyorlar…Türkiye’nin başındakiler, Anadolu topraklarında terör estiren dış destekli PKK terörü ile Amerikan topraklarında yaşanan Kuzey, Güney savaşlarını aynı zannettiler. Halbuki federasyon, anlaşamayan ve devamlı savaşan halkların bir konsensüse ihtiyacı olduğu için buluştukları paydadır.Türkiye’de böyle midir? Hangi Kürt veya Laz veya Çerkez vs. gibi halklar birbirinin düşmanıdır? Böyle bir şey var mıdır? Bizler, Avrupa’daki gibi yüz yıl savaşları mı yaptık? Yok böyle bir saçmalık! Bunu herkes adı gibi bilmesine rağmen, göz göre göre Türkiye’yi ve Türk Milletini uçuruma sürüklüyorlar.Geçmişten beri AB’nin istediği bir Alevilik anlayışı var. “Nasıl yani” derseniz; Bu anlayış şimdiki Alevi vatandaşlarımızın istediği ibadet ve benzeri haklar gibi değil. Aleviler adeta farklı bir halk ve Alevilik farklı bir din olarak düşünülüyor. Halbuki Anadolu’nun manevi genelkurmay başkanı Hacı Bektaş Veli, Anadolu’daki tüm etnik guruplarını İslam çatısı altında bir araya getirip bir millet yapmıştır. Bu milletin adı da “Türk Milleti”dir.AB’nin, Alevi vatandaşlarımıza oynadığı bu oyunun temelinde, geçmişte Müslüman olan bu etnik gruplara; “siz Müslüman ve Türk değilsiniz” demek istemeleri vardır. Böylece “Türk halkı ayrı, Alevilik ayrı” anlayışı oluşturulmak istenmektedir.Bunu nereden anlıyoruz? Alevi kimliği ile öne çıkmış bazı isimlerin Türkiye’yi “PKK bir Kürt hareketidir” saçmalığını insanımıza iknaya çalışan akiller gurubunun içinde görmekteyiz. Bu düpedüz PKK ile Aleviliği aynı kefeye koymaktır. Bu ayrımcılık değil midir? Bence bu Türkiye’yi bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmektir. Bu senaryolarda yer alanlar gerçek Alevi kardeşlerimizin temsilcisi olamazlar.Diğer bir taraftan ise Sünni adı altında hem siyasi, hem de sosyal alanda öne çıkan isimler, katiller el sıkışmayı mubah görüp, bölünmeye meşru ortam hazırlıyorlar. Bu planların hepsi Türkiye’yi bölmek isteyen güçlerin ülkemizdeki uzantılarıyla gerçekleştirmeye çalıştıkları ütopyadır.Bakın efendiler! Özerklik ve federasyon isterken dikkat edin! Yugoslavya’ya benzemeyelim. Mezhep ayrımcılığını körükleyerek de Türkiye’yi, Irak’a çevirmeyelim. Türkiye’ye hiçbir şey olmaz deyip, milleti uyutmayın. Bunların hepsi maalesef yakın tarihimizde göz göre göre gerçekleşmiştir. Sonra demedi demeyin…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Osman Baş / diğer yazıları
- EMPATİ (Buram buram merhamet) / 15.08.2020
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019