Bazı vatandaşlar Tansu Çiller'in giderek oy kazandığını, hatta yalnız başına iktidara gelebileceğini söylüyorlar. Hiç şüphesiz bu vatandaşlar Tansu Çiller'in "aç tavuk-ambarı" hayalinin tesirindedir.
Tansu Çiller geçmiş iktadarlarında ülkeye ne verdi; bunlara bakarak neler yapabileceğini çok rahat anlarız. Seçmenimiz de artık boş tenekeye itibar etmiyor.
Tansu Çiller'in bu ülkeye en büyük hediyesi "gümrük birliği anlaşması" dır. Bu anlaşma sayesinde ülkenin eli-kolu bağlandı. Türkiye yapılan hesaplara göre 50 milyar dolar zarara uğramştır.
Tansu Çiller'in "komünist" dediği devlet anlayışı, sanırız. Derviş'ten farklı değildir.
Derviş, Çiller'in bıraktığı yerden devam ediyor. Eminim ki, Çiller bir daha gelse o da Derviş'in bırakacağı yerden devam edecektir. Öyleyse ha Çiller, ha Derviş farkeden bir şey yok.
Ülkeyi IMF yönetsin, ABD yönetsin, AB yönetsin... diyenlerin Çiller'e oy vermesi mümkündür. Fakat ülkede bir referandum yapılsın, görülecektir ki, dış güdüme evet diyen insan bir elin parmaklarını geçmeyecektir.
Durum bu olduğu halde, sn. Çiller'in iktidardan bahsetmesi tam bir hayaldir. Erken veya zamanında yapılacak bir seçimde DYP, Tansu Çiller'le olduğu sürece barajı aşamayacaktır. Türkiye'nin zaman kaybına ihtiyacı kalmamıştır.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin faaliyetlerine katılan üyelerini yakından izliyorum. Gelen üyelerin ciddi bir bölümü DYP'lidir. MHP, SP, AKP, ANAP, DSP'den de katılanlar az değil. Fakat DYP'li katılımcılar dikkat çeker durumda.
Tarafsız araştırma kurumları, hiç bir partinin yüzde on barajını aşabileceğini gösteremiyor. Öyleyse mevcut partilerin beyanları moral amaçlı sözlerden başka bir şey değil. Zaten seçim kanunun üzerine yapılan çalışmalar da bu işin ispatı niteliğindedir. Durumlarını vahim gören mevcut ziyaniler, bir daha parlamenter olabilmek için ya barajı düşürücekler veya seçim ittifakı yapacaklardır.
Tansu Çiller'in açıklamaları dikkatle izlenirse, MHP, ANAP, AKP, SP'ye karşı tavırlı olduğu görülür. Onun kafasında geçmişte SHP ile olan koalisyon vardır. Yani şimdiki anlayışla CHP veya DSP'den hangisi öne geçerse onunla bir ittifak veya koalisyon.
Batı güdümlü siyasetin çatık iktidar şansı bulamayacağı, objektif değerlendirmecilerin ortak kanatidir. 5 Nisan, kapitalizm adına fakiri daha fakir yapmış, bir avuç insanı memnun etmiştir.
Bir vesile ile devlet bakanlarından birinin özel kalemine yolumuz düştü. Bir miktar oturduk. Faks, hiç durmadan çalışıyordu. Metrelerce evrak yığıldı. Durumun ne olduğunu sordum. İlgili görevli "Efendim günlerden beri ????? müstaksili faks gönderiyor. Ben on bin diyeyim, sen yüz bin anla. Bir sürü kağıt isarfı yapılıyor. Bu iş bizi rahatsız etti" dedi. Oradaki kişilerden birisi yakasında İktidar Partisi'nin rozeti olduğu halde "Bu insanlar yanlış yapıyor. Belkide devletin telefonları kullanılıyor" diye mukabele etti. Bunun üzerine lahavle çektim. Kendi kendime bakın şu halk dostlarına (!) Mari Antmonet'in haline kalmışlar. Ekmek bulamayan halka pasta tavsiye ediyorlar. Acaba halk, ben gafillere bundan sonra parlamentoya girme izni verecek midir?
Tansu Çiller geçmiş iktadarlarında ülkeye ne verdi; bunlara bakarak neler yapabileceğini çok rahat anlarız. Seçmenimiz de artık boş tenekeye itibar etmiyor.
Tansu Çiller'in bu ülkeye en büyük hediyesi "gümrük birliği anlaşması" dır. Bu anlaşma sayesinde ülkenin eli-kolu bağlandı. Türkiye yapılan hesaplara göre 50 milyar dolar zarara uğramştır.
Tansu Çiller'in "komünist" dediği devlet anlayışı, sanırız. Derviş'ten farklı değildir.
Derviş, Çiller'in bıraktığı yerden devam ediyor. Eminim ki, Çiller bir daha gelse o da Derviş'in bırakacağı yerden devam edecektir. Öyleyse ha Çiller, ha Derviş farkeden bir şey yok.
Ülkeyi IMF yönetsin, ABD yönetsin, AB yönetsin... diyenlerin Çiller'e oy vermesi mümkündür. Fakat ülkede bir referandum yapılsın, görülecektir ki, dış güdüme evet diyen insan bir elin parmaklarını geçmeyecektir.
Durum bu olduğu halde, sn. Çiller'in iktidardan bahsetmesi tam bir hayaldir. Erken veya zamanında yapılacak bir seçimde DYP, Tansu Çiller'le olduğu sürece barajı aşamayacaktır. Türkiye'nin zaman kaybına ihtiyacı kalmamıştır.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin faaliyetlerine katılan üyelerini yakından izliyorum. Gelen üyelerin ciddi bir bölümü DYP'lidir. MHP, SP, AKP, ANAP, DSP'den de katılanlar az değil. Fakat DYP'li katılımcılar dikkat çeker durumda.
Tarafsız araştırma kurumları, hiç bir partinin yüzde on barajını aşabileceğini gösteremiyor. Öyleyse mevcut partilerin beyanları moral amaçlı sözlerden başka bir şey değil. Zaten seçim kanunun üzerine yapılan çalışmalar da bu işin ispatı niteliğindedir. Durumlarını vahim gören mevcut ziyaniler, bir daha parlamenter olabilmek için ya barajı düşürücekler veya seçim ittifakı yapacaklardır.
Tansu Çiller'in açıklamaları dikkatle izlenirse, MHP, ANAP, AKP, SP'ye karşı tavırlı olduğu görülür. Onun kafasında geçmişte SHP ile olan koalisyon vardır. Yani şimdiki anlayışla CHP veya DSP'den hangisi öne geçerse onunla bir ittifak veya koalisyon.
Batı güdümlü siyasetin çatık iktidar şansı bulamayacağı, objektif değerlendirmecilerin ortak kanatidir. 5 Nisan, kapitalizm adına fakiri daha fakir yapmış, bir avuç insanı memnun etmiştir.
Bir vesile ile devlet bakanlarından birinin özel kalemine yolumuz düştü. Bir miktar oturduk. Faks, hiç durmadan çalışıyordu. Metrelerce evrak yığıldı. Durumun ne olduğunu sordum. İlgili görevli "Efendim günlerden beri ????? müstaksili faks gönderiyor. Ben on bin diyeyim, sen yüz bin anla. Bir sürü kağıt isarfı yapılıyor. Bu iş bizi rahatsız etti" dedi. Oradaki kişilerden birisi yakasında İktidar Partisi'nin rozeti olduğu halde "Bu insanlar yanlış yapıyor. Belkide devletin telefonları kullanılıyor" diye mukabele etti. Bunun üzerine lahavle çektim. Kendi kendime bakın şu halk dostlarına (!) Mari Antmonet'in haline kalmışlar. Ekmek bulamayan halka pasta tavsiye ediyorlar. Acaba halk, ben gafillere bundan sonra parlamentoya girme izni verecek midir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002