Geçtiğimiz gün Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine terör saldırısı oldu.
Tugay Komutanlığı’na ait Ceper Üs Bölgesi’ne PKK’lı teröristler ağır silahlarla saldırdı.
Haberi gazetelerde okudunuz ve televizyonlarda izlediniz. 10 şehit verdik.
Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.
Ben bu yazımda özellikle bu şehitlerimizden Uzman Çavuş Erdoğan Sönmez’in babasının ifadelerine yer vermek istiyorum.
Baba İlyas Sönmez, kendisinin de Kürt olduğunu, oğlunun silahının kendisine verilmesini isteyerek, “Silahını bana verin ben gideceğim. Tek başıma gideceğim. Gitmeyen namussuzdur. Dört tane çapulcu dağda çıkmış orduya meydan okuyor” dedi.
Kürt babanın bu feryadı, hala PKK terörünü Kürt meselesi olarak yutturmaya çalışanlara duyurulur.
Bugün Türkiye’de mevcut olan sorun terör sorunudur, işsizlik sorunudur, üretim sorunudur, açlık ve yoksulluktur, sağlık, eğitim, ulaşım sorunudur.
Ve bu sorunlar Türk için de sorundur, Kürt için de Laz için de, bu topraklarda bulunan her vatandaş için de…
Bölücü terörün, kendisini Kürt halkının arkasına gizleyerek kamufle etmeye çalışması çabaları bu Kürt babanın feryadıyla bozulmaktadır.
Kürt vatandaşlarımız PKK teröründen en fazla zararı gören vatandaşlarımızdır.
PKK terörü 40 bin vatandaşımızın canını almıştır derken, bunların en az yüzde 90’ı Kürt kökenlidir.
Yaşanan bu kadar kirli propagandaya rağmen, Kürt vatandaşlarımız hala devletine ve milletine sadıktır, en değerli varlığı olan evladını bu vatan, bu millet için feda etmektedir.
Sadece feda etmekle kalmayıp, “müsaade edin bu dağdaki çapulcuları oğlumun silahıyla ben hizaya getireyim” demektedir.
Baba Sönmez’in “Dört tane çapulcu, dağda çıkmış orduya meydan okuyor” ifadeleri de PKK terörüne olan bakışını ve devlete olan saygısını göstermektedir.
Ve Kürt vatandaşlarımızın çoğunun da görüşü bu doğrultudadır.
Baba Sönmez, yaşadığı birçok ekonomik sıkıntıya, siyasilerimizin yaptığı her türlü fiyasko davranışlara rağmen bu görüşünü muhafaza etmektedir.
Baba Sönmez’in şu ifadelerini bir yere mutlaka not etmeli:
Maddi imkânsızlıklardan dolayı oğlunu okutmakta zorlandığını, onun da bu nedenle uzmanlığı yaptığını kaydeden baba Sönmez, “Ama benim vergimle benim paramla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde PKK para alıyor. Dağda da gidip PKK’yla kucaklaşıyorlar. Mermimiz yoksa Türkiye Cumhuriyeti için canımızı verelim. İsrail iki asker için Filistin’i yerle bir etti. Biz niye oraları ateşe verip yerle bir etmiyoruz? Ben Kürt’üm. Ben Vanlıyım. Erciş’tenim.”
Bu ifadeler en değerli varlığını vatan için feda etmiş bir babanın feryatları ve evlatlarını askere bile göndermekten imtina ettiği halde terörle mücadele ettiğini zanneden, üstelik Kürt açılımı adı altında teröre her türlü açılımı hayata geçiren siyasilerimize balyoz gibi gelmektedir.
Ama onlar artık bu feryatlara alışık. Kulaklarını, gözlerini kapamışlar, kendilerine emredileni körü körüne yapmanın hesabındalar.
Böyle bir durumda görev milletimize düşmektedir. Terörün son bulmasını, terör yandaşlarının bu kadar pirim yapmasını önlemek mi istiyorlar, bu konularda çözümü olan siyasi iradeleri iş başına getirmeden bu asla gerçekleşmeyecektir.
Çözümü olan tek SİYASİ İRADE de bellidir.
Tugay Komutanlığı’na ait Ceper Üs Bölgesi’ne PKK’lı teröristler ağır silahlarla saldırdı.
Haberi gazetelerde okudunuz ve televizyonlarda izlediniz. 10 şehit verdik.
Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.
Ben bu yazımda özellikle bu şehitlerimizden Uzman Çavuş Erdoğan Sönmez’in babasının ifadelerine yer vermek istiyorum.
Baba İlyas Sönmez, kendisinin de Kürt olduğunu, oğlunun silahının kendisine verilmesini isteyerek, “Silahını bana verin ben gideceğim. Tek başıma gideceğim. Gitmeyen namussuzdur. Dört tane çapulcu dağda çıkmış orduya meydan okuyor” dedi.
Kürt babanın bu feryadı, hala PKK terörünü Kürt meselesi olarak yutturmaya çalışanlara duyurulur.
Bugün Türkiye’de mevcut olan sorun terör sorunudur, işsizlik sorunudur, üretim sorunudur, açlık ve yoksulluktur, sağlık, eğitim, ulaşım sorunudur.
Ve bu sorunlar Türk için de sorundur, Kürt için de Laz için de, bu topraklarda bulunan her vatandaş için de…
Bölücü terörün, kendisini Kürt halkının arkasına gizleyerek kamufle etmeye çalışması çabaları bu Kürt babanın feryadıyla bozulmaktadır.
Kürt vatandaşlarımız PKK teröründen en fazla zararı gören vatandaşlarımızdır.
PKK terörü 40 bin vatandaşımızın canını almıştır derken, bunların en az yüzde 90’ı Kürt kökenlidir.
Yaşanan bu kadar kirli propagandaya rağmen, Kürt vatandaşlarımız hala devletine ve milletine sadıktır, en değerli varlığı olan evladını bu vatan, bu millet için feda etmektedir.
Sadece feda etmekle kalmayıp, “müsaade edin bu dağdaki çapulcuları oğlumun silahıyla ben hizaya getireyim” demektedir.
Baba Sönmez’in “Dört tane çapulcu, dağda çıkmış orduya meydan okuyor” ifadeleri de PKK terörüne olan bakışını ve devlete olan saygısını göstermektedir.
Ve Kürt vatandaşlarımızın çoğunun da görüşü bu doğrultudadır.
Baba Sönmez, yaşadığı birçok ekonomik sıkıntıya, siyasilerimizin yaptığı her türlü fiyasko davranışlara rağmen bu görüşünü muhafaza etmektedir.
Baba Sönmez’in şu ifadelerini bir yere mutlaka not etmeli:
Maddi imkânsızlıklardan dolayı oğlunu okutmakta zorlandığını, onun da bu nedenle uzmanlığı yaptığını kaydeden baba Sönmez, “Ama benim vergimle benim paramla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde PKK para alıyor. Dağda da gidip PKK’yla kucaklaşıyorlar. Mermimiz yoksa Türkiye Cumhuriyeti için canımızı verelim. İsrail iki asker için Filistin’i yerle bir etti. Biz niye oraları ateşe verip yerle bir etmiyoruz? Ben Kürt’üm. Ben Vanlıyım. Erciş’tenim.”
Bu ifadeler en değerli varlığını vatan için feda etmiş bir babanın feryatları ve evlatlarını askere bile göndermekten imtina ettiği halde terörle mücadele ettiğini zanneden, üstelik Kürt açılımı adı altında teröre her türlü açılımı hayata geçiren siyasilerimize balyoz gibi gelmektedir.
Ama onlar artık bu feryatlara alışık. Kulaklarını, gözlerini kapamışlar, kendilerine emredileni körü körüne yapmanın hesabındalar.
Böyle bir durumda görev milletimize düşmektedir. Terörün son bulmasını, terör yandaşlarının bu kadar pirim yapmasını önlemek mi istiyorlar, bu konularda çözümü olan siyasi iradeleri iş başına getirmeden bu asla gerçekleşmeyecektir.
Çözümü olan tek SİYASİ İRADE de bellidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025