"İman bir iddiadır, ispatı ise ameldir" gerçeği Müslümanım diyen herkesin düsturu olmalıdır. İman iddiasında bulunun her birey kendini Müslüman olarak görür ve herkes tarafından da bu şekilde tanınır. Kişi eğer iddia ettiği imanında samimi ise bunu ibadet ederek de ispatlaması gerekmektedir. Üzerine vazife olan görevleri yerine getirmeyenlerin inançları ise davasını iddia edip savunamayan davacının haline benzer ki bu da kaybetme olasılığı yüksek olan tehlikeli bir haldir.
Peki, imanlı olduğunu iddia eden bir insan sadece üzerine farz olan ibadetlerden mi sorumludur diye sorulacak olursa ne cevap verilebilir? Kişi üzerine farz olan ibadetleri yaptığı gibi yaşadığı toplumun ülkenin ve de dünyanın imarı ile de sorumludur. Ferden yapabileceği çok fazla bir şey olmasa bile ülkeyi idare eden yöneticileri seçmek kendi elindedir. Demokrasilerde cumhuriyet idaresi de bunu gerektirir. Dünyasını ve ahiretini mamur edemeyecek bir iradeye destek verir ise yapılan yanlışların isyan ve hataların hepsinden sorumlu olur. Yani Allah'ın ölçülerini yok sayan ya da görmezden gelen siyasileri destekler ve savunursa yaptığı amellerin samimiyeti yeterli değildir. Müslüman iki kanatlı kuş misali hem dünya hem ahiret çalışması içerisinde olmalıdır.
Günümüzde Müslüman siyasetten uzak olur anlayışı içerisinde olup da her türlü günah-ı kebairi işleyenleri amansızca savunan öz ve sözleri birbirine zıt guruplar türemiştir. Diğer yandan siyaseti son nefes için yapan vatan sevdalılarını vatanımızı bizlere emanet eden gerçek kahramanlarımızı savunan vatanperver siyasetçiler görmezden gelinmektedir. Aslında bu insanlarla bir ve beraber olunması halinde hem ekonomik istikrar sağlanacak hem ahlaki manada istenen özlenen seviye oluşacak dünya ve ahiret mamur olacaktır. Aksi halde kazanmış gibi görünen kalabalıklar peşindekileri dünyada ve ahirette heba edeceklerdir ve sorumluluk da kabul etmeyeceklerdir. Peşimizden gelen sizlerdiniz kendiniz geldiniz denilecek büyük pişmanlıklar oluşacaktır.
Siyaseti son nefes için yapmak, ibadeti Allah için yapanların görevidir. Ya bu insanlarla birlikte olup kurtulmak ve kurtarmak görevi üstlenmek ya da siyaseti menfaat için yapanlarla birlikte olup hem milli hem dini manada tavizler veren guruplarla bedbaht olmak insanın elindedir. Akıl başta iken insanımızı düşünmeye doğruyu bulmaya davet ediyorum.
Peki, imanlı olduğunu iddia eden bir insan sadece üzerine farz olan ibadetlerden mi sorumludur diye sorulacak olursa ne cevap verilebilir? Kişi üzerine farz olan ibadetleri yaptığı gibi yaşadığı toplumun ülkenin ve de dünyanın imarı ile de sorumludur. Ferden yapabileceği çok fazla bir şey olmasa bile ülkeyi idare eden yöneticileri seçmek kendi elindedir. Demokrasilerde cumhuriyet idaresi de bunu gerektirir. Dünyasını ve ahiretini mamur edemeyecek bir iradeye destek verir ise yapılan yanlışların isyan ve hataların hepsinden sorumlu olur. Yani Allah'ın ölçülerini yok sayan ya da görmezden gelen siyasileri destekler ve savunursa yaptığı amellerin samimiyeti yeterli değildir. Müslüman iki kanatlı kuş misali hem dünya hem ahiret çalışması içerisinde olmalıdır.
Günümüzde Müslüman siyasetten uzak olur anlayışı içerisinde olup da her türlü günah-ı kebairi işleyenleri amansızca savunan öz ve sözleri birbirine zıt guruplar türemiştir. Diğer yandan siyaseti son nefes için yapan vatan sevdalılarını vatanımızı bizlere emanet eden gerçek kahramanlarımızı savunan vatanperver siyasetçiler görmezden gelinmektedir. Aslında bu insanlarla bir ve beraber olunması halinde hem ekonomik istikrar sağlanacak hem ahlaki manada istenen özlenen seviye oluşacak dünya ve ahiret mamur olacaktır. Aksi halde kazanmış gibi görünen kalabalıklar peşindekileri dünyada ve ahirette heba edeceklerdir ve sorumluluk da kabul etmeyeceklerdir. Peşimizden gelen sizlerdiniz kendiniz geldiniz denilecek büyük pişmanlıklar oluşacaktır.
Siyaseti son nefes için yapmak, ibadeti Allah için yapanların görevidir. Ya bu insanlarla birlikte olup kurtulmak ve kurtarmak görevi üstlenmek ya da siyaseti menfaat için yapanlarla birlikte olup hem milli hem dini manada tavizler veren guruplarla bedbaht olmak insanın elindedir. Akıl başta iken insanımızı düşünmeye doğruyu bulmaya davet ediyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
H. İbrahim TALAY / diğer yazıları
- Kısır politika ve milli siyaset / 31.05.2020
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018
- Asıl zavallı kim? / 22.05.2020
- İstikamet / 08.05.2020
- Sahte kahramanlar / 28.04.2020
- Şehr-i emin ve liyakat / 04.02.2019
- Suç, ceza ve adalet / 20.01.2019
- Çözümün adresi belli / 08.05.2018
- Tren gecikmez raydan çıkar / 05.05.2018
- Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli / 28.04.2018
- Yağmur duası ve Milli Ekonomi Modeli / 27.02.2018