Malumunuz 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasının ardından TSK başta olmak üzere birçok kamu kurumunda büyük çaplı bir temizlik başladı. FETÖ üyesi generaller subaylar, erler teker teker tasfiye ediliyor.
FETÖ'nün ordunun içine çok yüksek sayıda adam sokmasından dolayı kaht-ı rical söz konusu oldu.
TSK'nın yaşadığı diğer bir problem ise, kurmaylık sorunuydu. Bu yazıda bu sorunun ne olduğunu ve yeni sistemle bu sorunun nasıl çözülebileceğini inceleyeceğiz.
Öncelikle kurmaylığın ne olduğunu açıklayalım: Kurmaylık askeriyede yüksek lisans gibi bir durumdur. Bir asker ordunun içinde yükselmek istiyorsa kurmay olmak şart gibi bir şey diyebiliriz. Eski sistemde nasıl kurmay olunduğu konusuna gelecek olursak şunu söylemek gerekir: Harp Okulu'ndan mezun olan askerler hemen göreve atanırlardı. Görevlerini başladıktan sonra belli bir zaman boyunca sınava girip yükselme imkânları vardı. İşte eğer bir asker bu süre zarfı içinde bu sınava girip başarılı olursa kurmay olmak için eğitim hakkı kazanmış olurdu.
Peki, kurmaylığın önemi nedir?
Ordunun içindeki generallerin yani ordunun beyninin neredeyse tamamı kurmaylardan oluşmaktadır. Eğer bir asker kurmay değilse, general olma ihtimali milyonda bir denecek kadar azdır.
Siz "Ee bunun neresinde sorun vardı?" diye sormadan cevaplayayım:
Harp Okulu'ndan mezun olan her asker bu sınava aynı şartlarda girmiyordu. Yani doğuda yoğun işbaşı yapıp sınava hazırlanma fırsatı bulamayan da, ülkenin geri kalanında işbaşı yapan ve sınava rahat rahat hazırlanma fırsatı bulan da aynı sınava giriyordu. Haliyle daha rahat olan daha çok çalışıyor ve kurmaylık yolunda ilerliyordu.
Bir benzetme yapacak olursak; tıpkı köy okuluna giden çocukla koleje giden çocuğun aynı üniversite sınavına hazırlanmasındaki adaletsizlik gibi bu konuda da şartları eşit değildi.
Ayrıca FETÖ'nün askeri okullara soktuğu ve devamlı olarak torpil geçilen işe yaramaz tipleri saymıyorum bile.
Bu durumun en kötü sonucu ise şu idi: Cephede PKK ile savaşan dolayısıyla ortamın şartlarına zamanla ayak uyduran ve savaş tecrübesi gelişen askerler kurmay olamazken, bu bilgiye sahip olmayanlar kurmay oluyordu.
Ortadoğu gibi bir coğrafyada sıcak savaşın her an kapıda olduğunu varsayarsak -ki öyle- olası bir savaş durumunda generallerimiz yani operasyonların yöneticileri savaş tecrübesi yaşamamış insanlar olacaktı.
Yeni sistemi anlamak açısından TSK'nın sistemi hakkında çıkarılan son KHK'nın ilgili maddesi olan 2. maddeyi direkt okumak çok faydalı olacaktır:
2- Harp Okulları ile Astsubay Meslek Yüksek Okullarının Milli Savunma Üniversitesi'ne bağlanması ve bazı askeri okulların kapatılması.
a. Kara, Deniz ve Hava Harp Okulları ile Astsubay Meslek Yüksek Okulları kapatılmayarak, Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde kurulan Milli Savunma Üniversitesi'ne bağlanmıştır.
b. Harp Akademileri, askeri liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatılmıştır.
c. Harp Akademilerinde verilen kurmaylık eğitimi bundan sonra Milli Savunma Üniversitesi bünyesinde kurulacak olan enstitülerde verilecektir.
Anlayacağınız askeri liseler kapatıldı yani FETÖ veya benzeri grupların torpillerine son verildi. Alternatif olarak kurulan Milli Savunma Üniversitesi bünyesinde tüm harp okullarını barındıracak. Ayrıca Harp Akademileri de kapatılarak verdikleri eğitim üniversiteye dâhil edilecek. Bundan sonra kurmay olmak isteyen bu bünyede eğitim alacak. Yani tıpkı eski sistemde olduğu gibi kurmaylık demek lisansüstü eğitim demek olacak ancak artık eskiden olduğu gibi bir sınav sistemi olmayacak. Bu yeni sistemin nasıl işleyeceği henüz belli değil fakat doğuda görev yapan ve askeri tecrübesi gelişen askerlerin bu sistemde unutulmaması gerekir. 'Alaylı' diye tabir ettiğimiz bu askerlerin önemi gözle görülür şekilde ortada olup, ordunun içinde önemli bir yer alırsa başarımızın da artacağı su götürmez bir gerçektir.
FETÖ'nün ordunun içine çok yüksek sayıda adam sokmasından dolayı kaht-ı rical söz konusu oldu.
TSK'nın yaşadığı diğer bir problem ise, kurmaylık sorunuydu. Bu yazıda bu sorunun ne olduğunu ve yeni sistemle bu sorunun nasıl çözülebileceğini inceleyeceğiz.
Öncelikle kurmaylığın ne olduğunu açıklayalım: Kurmaylık askeriyede yüksek lisans gibi bir durumdur. Bir asker ordunun içinde yükselmek istiyorsa kurmay olmak şart gibi bir şey diyebiliriz. Eski sistemde nasıl kurmay olunduğu konusuna gelecek olursak şunu söylemek gerekir: Harp Okulu'ndan mezun olan askerler hemen göreve atanırlardı. Görevlerini başladıktan sonra belli bir zaman boyunca sınava girip yükselme imkânları vardı. İşte eğer bir asker bu süre zarfı içinde bu sınava girip başarılı olursa kurmay olmak için eğitim hakkı kazanmış olurdu.
Peki, kurmaylığın önemi nedir?
Ordunun içindeki generallerin yani ordunun beyninin neredeyse tamamı kurmaylardan oluşmaktadır. Eğer bir asker kurmay değilse, general olma ihtimali milyonda bir denecek kadar azdır.
Siz "Ee bunun neresinde sorun vardı?" diye sormadan cevaplayayım:
Harp Okulu'ndan mezun olan her asker bu sınava aynı şartlarda girmiyordu. Yani doğuda yoğun işbaşı yapıp sınava hazırlanma fırsatı bulamayan da, ülkenin geri kalanında işbaşı yapan ve sınava rahat rahat hazırlanma fırsatı bulan da aynı sınava giriyordu. Haliyle daha rahat olan daha çok çalışıyor ve kurmaylık yolunda ilerliyordu.
Bir benzetme yapacak olursak; tıpkı köy okuluna giden çocukla koleje giden çocuğun aynı üniversite sınavına hazırlanmasındaki adaletsizlik gibi bu konuda da şartları eşit değildi.
Ayrıca FETÖ'nün askeri okullara soktuğu ve devamlı olarak torpil geçilen işe yaramaz tipleri saymıyorum bile.
Bu durumun en kötü sonucu ise şu idi: Cephede PKK ile savaşan dolayısıyla ortamın şartlarına zamanla ayak uyduran ve savaş tecrübesi gelişen askerler kurmay olamazken, bu bilgiye sahip olmayanlar kurmay oluyordu.
Ortadoğu gibi bir coğrafyada sıcak savaşın her an kapıda olduğunu varsayarsak -ki öyle- olası bir savaş durumunda generallerimiz yani operasyonların yöneticileri savaş tecrübesi yaşamamış insanlar olacaktı.
Yeni sistemi anlamak açısından TSK'nın sistemi hakkında çıkarılan son KHK'nın ilgili maddesi olan 2. maddeyi direkt okumak çok faydalı olacaktır:
2- Harp Okulları ile Astsubay Meslek Yüksek Okullarının Milli Savunma Üniversitesi'ne bağlanması ve bazı askeri okulların kapatılması.
a. Kara, Deniz ve Hava Harp Okulları ile Astsubay Meslek Yüksek Okulları kapatılmayarak, Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde kurulan Milli Savunma Üniversitesi'ne bağlanmıştır.
b. Harp Akademileri, askeri liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatılmıştır.
c. Harp Akademilerinde verilen kurmaylık eğitimi bundan sonra Milli Savunma Üniversitesi bünyesinde kurulacak olan enstitülerde verilecektir.
Anlayacağınız askeri liseler kapatıldı yani FETÖ veya benzeri grupların torpillerine son verildi. Alternatif olarak kurulan Milli Savunma Üniversitesi bünyesinde tüm harp okullarını barındıracak. Ayrıca Harp Akademileri de kapatılarak verdikleri eğitim üniversiteye dâhil edilecek. Bundan sonra kurmay olmak isteyen bu bünyede eğitim alacak. Yani tıpkı eski sistemde olduğu gibi kurmaylık demek lisansüstü eğitim demek olacak ancak artık eskiden olduğu gibi bir sınav sistemi olmayacak. Bu yeni sistemin nasıl işleyeceği henüz belli değil fakat doğuda görev yapan ve askeri tecrübesi gelişen askerlerin bu sistemde unutulmaması gerekir. 'Alaylı' diye tabir ettiğimiz bu askerlerin önemi gözle görülür şekilde ortada olup, ordunun içinde önemli bir yer alırsa başarımızın da artacağı su götürmez bir gerçektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Bektaş / diğer yazıları
- Süleymani’nin ardından / 10.01.2020
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018