Sınav yok, oyun çok
Finlandiya, 72 ülkede 15 yaşındaki öğrencilere uygulanan PISA testlerinde aldığı yüksek puanlarla dikkat çekiyor. Finlandiyalı eğitimci Satu Jarvinen, ülkedeki eğitim sisteminin özünü Yeni Mesaj'a 4 kelimeyle anlattı: "Sınav yok, oyun çok"
26.02.2017 00:00:00
RECEP BAHAR/İSTANBUL
Finlandiya eğitim sistemi son yıllarda tüm dünyada hakkında en çok söz edilen eğitim sistemi olarak dikkat çekiyor.
Özellikle 2006, 2009, 2012 yıllarında OECD'nin 72 ülkede 15 yaşındaki 540 bin öğrenciyle düzenlediği PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sınavlarında aldıkları yüksek puanlar bunda etkili oldu. Gerçi 2015 yılında yapılan sınavda Finlandiya, Matematik'te ilk 10'a giremedi; matematikte 13. olan ülke Fen alanında ise 5., okumada ise 4. oldu.
Türkiye ise Matematikte ve okumada 50'nci, fende ise 53. olabildi. Matematik, fen ve okumada ilk sırayı sıkı, ağır ve yoğun eğitim sistemiyle bilinen Singapur aldı.
Matematikte ilk 5 sırada Singapur gibi disiplinli eğitim sistemine sahip Uzakdoğu ülkeleri aldı, Fende ise bu ülkelerin arasına 3. sıradan Estonya girebildi.
'En büyük kaynak nüfus'
Bu sonuçlara rağmen, Finlandiya sistemi dünya genelinde farklı özellikleriyle kendisinden bahsettiriyor. İstanbul'da görüştüğümüz Finlandiyalı eğitimciler Satu Jarvinen ve Sirkku Nikimaa, dünya genelinde dikkatleri üzerine çeken Finlandiya eğitim sistemini Yeni Mesaj'a anlattılar.
Eğitimci Satu Jarvinen, Finlandiya devletinin 1920'li yıllarda bir karar aldığına işaret ederek, şunları söyledi: "Alınan karar şu: En büyük kaynak nüfustur. Çalışmalar bu noktadan hareketle başladı... Şimdi bunun meyvelerini alıyoruz. PISA gibi uluslararası değerlendirmelerde üst sıralarda yer alıyoruz. Ne kurduysak 1945 sonrasında kurduk. 70 yıl önce Finlandiya yoksul bir ülkeydi ve uluslararası kuruluşlardan yardım alıyordu. Buradan çıkış için en önemli rol eğitime verildi."
Finlandiya eğitim sisteminin 'daha az eğitimle daha çok şey yapma' olarak özetleyen Jarvinen, şunları söyledi: "Sistemimizde daha az ödev, daha az sınav var. Çocukların daha çok oyun oynamalarına izin veriliyor. Öğretmenler sınav yapıyor ama Türkiye'de olduğu gibi Eğitim Bakanlığı'nın belirlediği standartlaşmış sınavlar yok... Öğretmenler öğrencileri sınıfta da gözlemleyebiliyor: Ne yapıyor öğrenciler, ne üretiyorlar, derse katılımları nasıl vesaire... Genelde sınavlar, sorulan sorulara verilen cevaplardan oluşur, öğrencilerin sınıfta ve sınıf dışında yaptıkları uygulamaları ölçmezler. Oysa bunlar da eğitimin bir parçası. Sistem sınamayı değil öğrenmeyi esas alıyor. Eğitim sistemi yüzde 100 devlet tarafından finanse ediliyor ve buna rağmen ekonomik bir sistem. Mesela tüm öğrenciler öğlen yemeklerini hiçbir ücret ödemeden okulda yiyor. Merkezileşmiş bir sistem yok, okullara büyük sorumluluk veriliyor. Dünyanın en iyi öğretmen sistemine sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Eğitimin amacı ise süperstarlar çıkarmak değil; etkin, yararlı ve mutlu vatandaşlar yaratmaktır."
Mecburi eğitimin özelliği
Finlandiya'da 1921'de mecburi eğitim sisteminin hayata geçirildiğini dile getiren Eğitimci Satu Jarvinen, "Bu kanun 16 yaşına kadar tüm çocukların eğitime tabi tutulmasını zorunlu kılıyor. Ancak burada bir incelik var: Zorla okula götürün demiyor, öğrenmelerini sağlayın diyor! Sadece eğitime odaklanılmasıyla sanayi gelişti; uzmanlar başka ülkelere eğitim için gönderildi. 1950'lerde kapsamlı bir eğitim modeli düşünüldü. Öte yandan eğitim öyle bir şey ki, her şey hızlı işlemeyebiliyor. Ülkeye katkısı zaman alıyor" ifadelerini kullandı.
Fin sistemi Türkiye'de tutar mı?
Eğitimci Satu Jarvinen, eğitimin kültür ve toplumla ilgili bir konu olduğuna işaret ederek, "Bir yerde işleyen sistem, başka yerde işlemez. Yaklaşımlarımız birbirine benziyor. Eğitimde kopyala-yapıştır olmaz. Finlandiya'da bu sistem işliyor ama belki gelecekte işlemeyecektir" dedi.
Peki, üniversiteye giriş nasıl?
İlköğretimde geçerli ilkelerin lisede de geçerli olduğuna işaret eden Jarvinen, "Ancak lisede ders yelpazesi değişiyor. Sosyoloji, modern yabancı diller vesaire ekleniyor" dedi.
Lise eğitiminin sonunda 'olgunlaşma sınavı' yapıldığını, bu sınavın Finlandiya'da merkezi olarak yapılan tek sınav olduğunu dile getiren Jarvinen, ülkelerinde uygulanan üniversiteye giriş konusunda şunları söyledi: "Ancak üniversiteler öğrencilerine tümüyle bu sınava dayanarak seçmiyor. Bu sınav üniversiteye girişte kısmen etkili oluyor. Meslek liseleri öğrencileri de bu sınava giriyor. Ayrıca öğrenciler üniversitelerin düzenlediği sınavları da geçmeli. Üniversiteye giriş olgunlaşma sınavı ve üniversitelerin yaptığı sınavın bileşkesinden oluşuyor."
Öte yandan Jarvinen, ülkede az özel eğitim kurumu olduğunu ancak bunların tümüyle devlet tarafından finanse edildiğini, özel okulların kâr amaçlı kurulamadığını ve velilerden para toplayamadığını dile getirdi.
Finlandiya eğitim sisteminin ana hatları
* 7-15 yaşları arasında temel eğitim veriliyor. 16-18 yaşları arasında lise veya meslek lisesi eğitimi, sonrasında ise yüksek öğretim geliyor.
* Ev ekonomisi dersi ilköğretimde zorunlu! Erkekler de yemek ve temizlik yapmayı uygulamalı olarak öğreniyor.
* Sistemin ana omurgasını 'herkes için eşit fırsat eşitliği' teşkil ediyor. Kimse geride bırakılmıyor. Okula gitmek 'fırsat eşitliği'ni sağlamaz, fırsat eşitliğini 'öğrenmek' sağlar.
* İlköğretimde eğitim 08.00-12.00 saatleri arasında yapılıyor. 45 dakika ders, 15 dakika ara. Haftada 20 saat ders var...
* Oyunla öğrenmek esas alınıyor. Çocuklar öğrenmek için oynamaz ama oynarken öğrenebilirler.
* İlköğretimin ilk 5 yılında sabit ders yok... Öğretmen sınıfta duruma göre hangi dersi işleyeceğini belirleyebiliyor.
* İlköğretim üçüncü sınıfta girişimcilik dersi veriliyor. Mesela 'satılacak bir şey hazırlayın' ödevi veriliyor ve bunun reklamını da yaptırıyorlar. Ülkenin kalkınmasında girişimcilik büyük rol oynuyor. Öğrenciler sohbet ediyorlar, soru sormaya yönlendiriyorlar, araştırma yapıyorlar.
* Sınıflar bayağı gürültülü. Aktif katılım istiyorsanız gürültü çıkıyor ama bu güzel bir gürültü. Sınıfta öğrenciler öğretmenden birebir destek alıyor. Normalde sınıfta bir öğretmen ve de bir asistanı oluyor.
* Finlandiya'da öğretmen de öğrenen taraflardan biri. Rehberlik dersi kariyer yönlendirmede görev alıyor. Yasa gereği okullarda psikolog var. Öğrenmeye farklı disiplinlerden yaklaşımla devam ediyorlar.
Finlandiya okullarına turlar düzenleniyor
Finlandiyalı eğitim danışmanlarını Türkiye'ye getirerek düzenlediği seminerle Türk eğitimcilerle bir araya getiren Senin Geleceğin Yurtdışı Eğitim'in Kurucusu ve Başkanı Banu Alptekin, Finlandiya'ya eğitim turları düzenleyerek Fin okullarında çalıştaylar gerçekleştirdiklerini aktardı.
Alptekin şunları ekledi: "Finlandiya'da anlaşmalı okullara gezi düzenleyerek Türk eğitimcilerimizin uygulamayı yerinde görmelerini de sağlıyoruz. Finlandiya gezilerimize katılan bazı yöneticilerimiz döndükten sonra kendi okullarında bazı uygulamaları değiştiriyorlar. Başarı oranlarının arttığını gözlemliyorlar. Bu çalışmalarımızın eğitime katkı sağladığını görmekten mutluluk duyuyoruz."
Finlandiya eğitim sistemi son yıllarda tüm dünyada hakkında en çok söz edilen eğitim sistemi olarak dikkat çekiyor.
Özellikle 2006, 2009, 2012 yıllarında OECD'nin 72 ülkede 15 yaşındaki 540 bin öğrenciyle düzenlediği PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sınavlarında aldıkları yüksek puanlar bunda etkili oldu. Gerçi 2015 yılında yapılan sınavda Finlandiya, Matematik'te ilk 10'a giremedi; matematikte 13. olan ülke Fen alanında ise 5., okumada ise 4. oldu.
Türkiye ise Matematikte ve okumada 50'nci, fende ise 53. olabildi. Matematik, fen ve okumada ilk sırayı sıkı, ağır ve yoğun eğitim sistemiyle bilinen Singapur aldı.
Matematikte ilk 5 sırada Singapur gibi disiplinli eğitim sistemine sahip Uzakdoğu ülkeleri aldı, Fende ise bu ülkelerin arasına 3. sıradan Estonya girebildi.
'En büyük kaynak nüfus'
Bu sonuçlara rağmen, Finlandiya sistemi dünya genelinde farklı özellikleriyle kendisinden bahsettiriyor. İstanbul'da görüştüğümüz Finlandiyalı eğitimciler Satu Jarvinen ve Sirkku Nikimaa, dünya genelinde dikkatleri üzerine çeken Finlandiya eğitim sistemini Yeni Mesaj'a anlattılar.
Eğitimci Satu Jarvinen, Finlandiya devletinin 1920'li yıllarda bir karar aldığına işaret ederek, şunları söyledi: "Alınan karar şu: En büyük kaynak nüfustur. Çalışmalar bu noktadan hareketle başladı... Şimdi bunun meyvelerini alıyoruz. PISA gibi uluslararası değerlendirmelerde üst sıralarda yer alıyoruz. Ne kurduysak 1945 sonrasında kurduk. 70 yıl önce Finlandiya yoksul bir ülkeydi ve uluslararası kuruluşlardan yardım alıyordu. Buradan çıkış için en önemli rol eğitime verildi."
Finlandiya eğitim sisteminin 'daha az eğitimle daha çok şey yapma' olarak özetleyen Jarvinen, şunları söyledi: "Sistemimizde daha az ödev, daha az sınav var. Çocukların daha çok oyun oynamalarına izin veriliyor. Öğretmenler sınav yapıyor ama Türkiye'de olduğu gibi Eğitim Bakanlığı'nın belirlediği standartlaşmış sınavlar yok... Öğretmenler öğrencileri sınıfta da gözlemleyebiliyor: Ne yapıyor öğrenciler, ne üretiyorlar, derse katılımları nasıl vesaire... Genelde sınavlar, sorulan sorulara verilen cevaplardan oluşur, öğrencilerin sınıfta ve sınıf dışında yaptıkları uygulamaları ölçmezler. Oysa bunlar da eğitimin bir parçası. Sistem sınamayı değil öğrenmeyi esas alıyor. Eğitim sistemi yüzde 100 devlet tarafından finanse ediliyor ve buna rağmen ekonomik bir sistem. Mesela tüm öğrenciler öğlen yemeklerini hiçbir ücret ödemeden okulda yiyor. Merkezileşmiş bir sistem yok, okullara büyük sorumluluk veriliyor. Dünyanın en iyi öğretmen sistemine sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Eğitimin amacı ise süperstarlar çıkarmak değil; etkin, yararlı ve mutlu vatandaşlar yaratmaktır."
Mecburi eğitimin özelliği
Finlandiya'da 1921'de mecburi eğitim sisteminin hayata geçirildiğini dile getiren Eğitimci Satu Jarvinen, "Bu kanun 16 yaşına kadar tüm çocukların eğitime tabi tutulmasını zorunlu kılıyor. Ancak burada bir incelik var: Zorla okula götürün demiyor, öğrenmelerini sağlayın diyor! Sadece eğitime odaklanılmasıyla sanayi gelişti; uzmanlar başka ülkelere eğitim için gönderildi. 1950'lerde kapsamlı bir eğitim modeli düşünüldü. Öte yandan eğitim öyle bir şey ki, her şey hızlı işlemeyebiliyor. Ülkeye katkısı zaman alıyor" ifadelerini kullandı.
Fin sistemi Türkiye'de tutar mı?
Eğitimci Satu Jarvinen, eğitimin kültür ve toplumla ilgili bir konu olduğuna işaret ederek, "Bir yerde işleyen sistem, başka yerde işlemez. Yaklaşımlarımız birbirine benziyor. Eğitimde kopyala-yapıştır olmaz. Finlandiya'da bu sistem işliyor ama belki gelecekte işlemeyecektir" dedi.
Peki, üniversiteye giriş nasıl?
İlköğretimde geçerli ilkelerin lisede de geçerli olduğuna işaret eden Jarvinen, "Ancak lisede ders yelpazesi değişiyor. Sosyoloji, modern yabancı diller vesaire ekleniyor" dedi.
Lise eğitiminin sonunda 'olgunlaşma sınavı' yapıldığını, bu sınavın Finlandiya'da merkezi olarak yapılan tek sınav olduğunu dile getiren Jarvinen, ülkelerinde uygulanan üniversiteye giriş konusunda şunları söyledi: "Ancak üniversiteler öğrencilerine tümüyle bu sınava dayanarak seçmiyor. Bu sınav üniversiteye girişte kısmen etkili oluyor. Meslek liseleri öğrencileri de bu sınava giriyor. Ayrıca öğrenciler üniversitelerin düzenlediği sınavları da geçmeli. Üniversiteye giriş olgunlaşma sınavı ve üniversitelerin yaptığı sınavın bileşkesinden oluşuyor."
Öte yandan Jarvinen, ülkede az özel eğitim kurumu olduğunu ancak bunların tümüyle devlet tarafından finanse edildiğini, özel okulların kâr amaçlı kurulamadığını ve velilerden para toplayamadığını dile getirdi.
Finlandiya eğitim sisteminin ana hatları
* 7-15 yaşları arasında temel eğitim veriliyor. 16-18 yaşları arasında lise veya meslek lisesi eğitimi, sonrasında ise yüksek öğretim geliyor.
* Ev ekonomisi dersi ilköğretimde zorunlu! Erkekler de yemek ve temizlik yapmayı uygulamalı olarak öğreniyor.
* Sistemin ana omurgasını 'herkes için eşit fırsat eşitliği' teşkil ediyor. Kimse geride bırakılmıyor. Okula gitmek 'fırsat eşitliği'ni sağlamaz, fırsat eşitliğini 'öğrenmek' sağlar.
* İlköğretimde eğitim 08.00-12.00 saatleri arasında yapılıyor. 45 dakika ders, 15 dakika ara. Haftada 20 saat ders var...
* Oyunla öğrenmek esas alınıyor. Çocuklar öğrenmek için oynamaz ama oynarken öğrenebilirler.
* İlköğretimin ilk 5 yılında sabit ders yok... Öğretmen sınıfta duruma göre hangi dersi işleyeceğini belirleyebiliyor.
* İlköğretim üçüncü sınıfta girişimcilik dersi veriliyor. Mesela 'satılacak bir şey hazırlayın' ödevi veriliyor ve bunun reklamını da yaptırıyorlar. Ülkenin kalkınmasında girişimcilik büyük rol oynuyor. Öğrenciler sohbet ediyorlar, soru sormaya yönlendiriyorlar, araştırma yapıyorlar.
* Sınıflar bayağı gürültülü. Aktif katılım istiyorsanız gürültü çıkıyor ama bu güzel bir gürültü. Sınıfta öğrenciler öğretmenden birebir destek alıyor. Normalde sınıfta bir öğretmen ve de bir asistanı oluyor.
* Finlandiya'da öğretmen de öğrenen taraflardan biri. Rehberlik dersi kariyer yönlendirmede görev alıyor. Yasa gereği okullarda psikolog var. Öğrenmeye farklı disiplinlerden yaklaşımla devam ediyorlar.
Finlandiya okullarına turlar düzenleniyor
Finlandiyalı eğitim danışmanlarını Türkiye'ye getirerek düzenlediği seminerle Türk eğitimcilerle bir araya getiren Senin Geleceğin Yurtdışı Eğitim'in Kurucusu ve Başkanı Banu Alptekin, Finlandiya'ya eğitim turları düzenleyerek Fin okullarında çalıştaylar gerçekleştirdiklerini aktardı.
Alptekin şunları ekledi: "Finlandiya'da anlaşmalı okullara gezi düzenleyerek Türk eğitimcilerimizin uygulamayı yerinde görmelerini de sağlıyoruz. Finlandiya gezilerimize katılan bazı yöneticilerimiz döndükten sonra kendi okullarında bazı uygulamaları değiştiriyorlar. Başarı oranlarının arttığını gözlemliyorlar. Bu çalışmalarımızın eğitime katkı sağladığını görmekten mutluluk duyuyoruz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.