12 Eylül referandumunda döktürdüğünüz "evet"ler haçlı dünyası açısından, Anadolu coğrafyası üzerinde çok özel hesapları olan haçlılar açısından ne kadar da verimli oldu!Daha mürekkepleri dahi kurumamış olan "evet"lerinizden kocaman bir haç döktü iktidar ve yakında Akdamar kilisesine dikecek.Dikkat edin, dökecek ve dikecek değil, döktü, hazırladı dikecek.Ne demiş ilgili Vali:"Restorasyon projesi haçsız yapılmış. 140 kiloluk 2 metre boyunda bir metali koymak düşünülmemiş. 'Teknik olarak yetişmeyecek, sizin istediğiniz yerde sergileyelim, ayinden sonra koyalım' dedik. Restorasyon şirketi 45 günde yaparız diyor. Müzeler Genel Müdürlüğü ayinden sonra kubbenin statik hesaplarını yapacak, 1-2 ayda yerine oturabilir sanıyorum".Hacım, sıkı bak bakalım senin ve sırtlayıp sandığa götürdüğün on kişinin kullandığı "evet" bu 140 kilo ağırlığında ve iki metre uzunluğunda dökülen bu haçın tam olarak neresine denk gelmiş.Referandumdan az önce Trabzon'daki Sümela manastırındaki nümayişten ve ardından Van'daki Akdamar kilisesindeki binlerce kişilik boy gösterisinden sonra Anadolu coğrafyasında koltuğunda-omuzunda haçla dolaşanların sayılarında müthiş artış oldu. Hacımın "evet"leri ile omuz verdiği iktidar "evet"lerden haç döküp döküp papazların omzuna veriyor ve salıyor Anadolu'ya.Şimdilerde "evet"lerinizden sadece haç dökülmüyor, "evet"lerinizden saç dökülüyor, kütük demirler dökülerek İmralı'ya köprü kuruluyor, eski ve yeni avukatların direkt geçişleri sağlanıyor ve bebek katilinin mesajları millete derhal ulaştırılıyor.Hacıma bir önerim var; yakınlarında şehit ailesi varsa, elini-ayağını, gözünü-kulağını kaybetmiş gaziler varsa gitsin ve referandumdan sonraki gelişmeler hakkında bir fikirlerini sorsun, görüşlerini alsın ama sakın onlara "evet" dediğini söylemesin, söyleyip de yaralarını tazelemesin.Hacımın "evet"lerinden oluşan iki metre uzunluğundaki haç pek yakında o malum kilisenin tepesine dikilecekmiş.Peki Van/Akdamar adasındaki o kilisenin yakın tarihimiz açısından önemi nedir?Eğer sağlam kaldı ise kulaklara küpe olsun:"Kente giren Ermeniler, karşılarına çıkan herkesi kurşuna dizmişti. Can derdine düşen silahsız köylüler, Van Gölü'ne doğru kaçmaya başlamıştı. İşte o anda Van ile Akdamar adası arasında taşımacılık yapan vapurlar imdatlarına yetişmişti. Çaresiz halk, Ermeni zenginlere ait bu vapurlara doluşmuştu. Asıl katliam da burada yaşanmıştı. Vapur, gölün tam ortasına gelindiğinde Ermeniler, Türk erkeklerini katledip suya atmıştı. Kadınlar ise Akdamar'a götürülmüş, ömürlerinin sonuna kadar Ermenilerin tecavüzüne uğramıştı"Görüldüğü gibi hacım senin evetlerin nerelerde kullanılıyor ve Allah bilir ama belki de bu "evetler" seni mezarda da rahat bırakmayacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025
- Anlayan beri gelsin / 19.01.2025
- Bu oyunun ardındakilere karşı herkes oyunun arkasında durmalı / 18.01.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025
- Anlayan beri gelsin / 19.01.2025
- Bu oyunun ardındakilere karşı herkes oyunun arkasında durmalı / 18.01.2025