Geçenler Namık Kemal Zeybek'in bir yazısını okuyordum. Zeybek yazısında Annan'ın şifresini çözmüş ve onun hayat künyesini anlatıyordu. Bakın ne diyor Zeybek:
Annan, Amerika'da öğrenim görmüş bir Gana'lı... Babası bir kabile reisi ve mason... Amerika'da ilk patronu da bir Yahudi... "Lever" temizlik ürünleri şirketi.
Birleşmiş Milletler'e 1962'de memur olmuş, ama yükselişini Gana'lı eşinden boşanıp ikinci eşiyle evlenmesine borçlu... Nane Lagenrgren... Amcası tanınmış bir siyonist Raoul Wallenberg... İsrail'de adına bir anıt dikilmiş...
Raoul Wallenberg adına dev bir vakıf kurulmuş... Vakıf, Yahudiler tarafından destekleniyor. Kofi Annan'ın karısı Nane'de bu vakfın üyesi. Bu vakfın Türkiye'den de Yunanistan'dan da üyeleri var. Türkiye'den üye olanlar Yahudi soyundan...
İşte Kofi Annan böyle bir Annan.... Siyonizmin ve siyonist Hıristiyanlığın önemli bir adamı...
Şimdi Annan planını daha iyi anlıyorum. Yani neye hizmet ettiğini ve niçin bu kadar dayatılmaya çalıştırıldığını. Bu planın arkasında yıllarca Türkiye'yi kendi saflarına çekmeye çalışan ve her seferinde birşeyleri bahane ederek, kendi içişlerimize bile karışmaya cüret eden bir irade ve bir devlet var. Bizim yöneticilerimizde bu irade karşısında aciz ve zayıf kalıyorlar. Yaptıkları tek şey biz Onlara güveniyoruz, bizi yarı yolda bırakmazlar, yıllarca bizim dostumuz ve müttefikimiz oldular deyip halkımızı kandırmaya çalışıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde de Sayın Denktaş'ın TBMM'de bir konuşması vardı. Kıbrıs konusunu yakından takip edenler muhakkak izlemiştir. Denktaş beklendiği gibi bütün cesaretiyle çıktı ve planın ne ifade ettiğini, özünde Türkiye ve Kıbrıs'ı yok etmek amacıyla ortaya atıldığını söyledi. Bunu nerden mi çıkartıyorum? Unutanlara küçük bir hatırlatma yapayım ve Denktaş'ın konuşmasından bir alıntıyla devam edeyim. Denktaş diyor ki:
"Bugün, tahammülü zor baskılarla Kıbrıs'ı Türkiye'den ayırma eylemi başarılı olduğu taktırde, aynı baskılarla, aynı yöntemle Türkiye'den daha neler isteneceğini düşünmek bile insanı ürpertiyor"
Gerçekten tarihe geçecek bir konuşmadır Dentaş'ın konuşması.
Sayın Başbakanımız konuşmayı dinlemedi. Hatta AKP cephesinden neredeyse kimse yok denecek kadar az vekil ve bakan vardı. Bu şunu gösteriyor, AKP Kıbrıs'ı pazarlık konusu yapmakta olanlara verip kurtulmayı arzulamakta kararlı ve AB bayrağı altına ülkeyi sokmakta da bir o kadar arzulu. Vatanımıza ve Milletimize hayırlı uğurlu olsun karanlık emeller galip geldi. Kıbrıs yani Akdeniz'in en önemli ticaret merkezi, ABD'nin Büyük Orta Doğu projesinin belkide ikince merkezi sayılacak bölge, kısacası Ortadoğu ülkelerine açılmanın anahtarı elimizden kayıp gitti. Yazık ki ne yazık bu ver-kurtul, at gitsin zaten yüktü, boşuna dolarları harcıyorduk mantığına...
Annan, Amerika'da öğrenim görmüş bir Gana'lı... Babası bir kabile reisi ve mason... Amerika'da ilk patronu da bir Yahudi... "Lever" temizlik ürünleri şirketi.
Birleşmiş Milletler'e 1962'de memur olmuş, ama yükselişini Gana'lı eşinden boşanıp ikinci eşiyle evlenmesine borçlu... Nane Lagenrgren... Amcası tanınmış bir siyonist Raoul Wallenberg... İsrail'de adına bir anıt dikilmiş...
Raoul Wallenberg adına dev bir vakıf kurulmuş... Vakıf, Yahudiler tarafından destekleniyor. Kofi Annan'ın karısı Nane'de bu vakfın üyesi. Bu vakfın Türkiye'den de Yunanistan'dan da üyeleri var. Türkiye'den üye olanlar Yahudi soyundan...
İşte Kofi Annan böyle bir Annan.... Siyonizmin ve siyonist Hıristiyanlığın önemli bir adamı...
Şimdi Annan planını daha iyi anlıyorum. Yani neye hizmet ettiğini ve niçin bu kadar dayatılmaya çalıştırıldığını. Bu planın arkasında yıllarca Türkiye'yi kendi saflarına çekmeye çalışan ve her seferinde birşeyleri bahane ederek, kendi içişlerimize bile karışmaya cüret eden bir irade ve bir devlet var. Bizim yöneticilerimizde bu irade karşısında aciz ve zayıf kalıyorlar. Yaptıkları tek şey biz Onlara güveniyoruz, bizi yarı yolda bırakmazlar, yıllarca bizim dostumuz ve müttefikimiz oldular deyip halkımızı kandırmaya çalışıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde de Sayın Denktaş'ın TBMM'de bir konuşması vardı. Kıbrıs konusunu yakından takip edenler muhakkak izlemiştir. Denktaş beklendiği gibi bütün cesaretiyle çıktı ve planın ne ifade ettiğini, özünde Türkiye ve Kıbrıs'ı yok etmek amacıyla ortaya atıldığını söyledi. Bunu nerden mi çıkartıyorum? Unutanlara küçük bir hatırlatma yapayım ve Denktaş'ın konuşmasından bir alıntıyla devam edeyim. Denktaş diyor ki:
"Bugün, tahammülü zor baskılarla Kıbrıs'ı Türkiye'den ayırma eylemi başarılı olduğu taktırde, aynı baskılarla, aynı yöntemle Türkiye'den daha neler isteneceğini düşünmek bile insanı ürpertiyor"
Gerçekten tarihe geçecek bir konuşmadır Dentaş'ın konuşması.
Sayın Başbakanımız konuşmayı dinlemedi. Hatta AKP cephesinden neredeyse kimse yok denecek kadar az vekil ve bakan vardı. Bu şunu gösteriyor, AKP Kıbrıs'ı pazarlık konusu yapmakta olanlara verip kurtulmayı arzulamakta kararlı ve AB bayrağı altına ülkeyi sokmakta da bir o kadar arzulu. Vatanımıza ve Milletimize hayırlı uğurlu olsun karanlık emeller galip geldi. Kıbrıs yani Akdeniz'in en önemli ticaret merkezi, ABD'nin Büyük Orta Doğu projesinin belkide ikince merkezi sayılacak bölge, kısacası Ortadoğu ülkelerine açılmanın anahtarı elimizden kayıp gitti. Yazık ki ne yazık bu ver-kurtul, at gitsin zaten yüktü, boşuna dolarları harcıyorduk mantığına...
Serdar Yıldız / diğer yazıları
- Annan'ın şifresi / 19.04.2004