14 Nisan sabahı, güneş doğmadı.
14 Nisan sabahı, bir güneş battı.
Bizi karanlıklara gömdü. "Zifiri karanlık" uyarısı yaptın ama biz, üstümüze almadık. Ülkeyi kastettin anladık. Meğer hem ülke hem biz, zifiri karanlıktayız. Bizi ve ülkemizi koruyan duaların yok artık.
Evet, 14 Nisan, bizi karanlıklara gömdü. Hem de ne gömüş, her şey boğazımızda tıkandı kaldı. Yetim kalmak, ne kadar zormuş. Hâlbuki ben tam 30 sene evvel de yetim kalmıştım.
Ne acı yarabbi, bu acı çok başka, sadece babanı değil her şeyini kaybediyorsun.
Baban gidince evin babası, her şeyi, sen oluyorsun ama Baba gidince kimin neyi olabilirsin ki!.. Ne söylesem, nerelere gitsem, "neredesin hocam!" desem; çıksa dese ki, "oğlum sağlığımda çok geldiniz sanki de, Akçaabat Şehitlik tepesindeyim!.."
Oralar nasıl acep biz de gelsek mi?
"O gün de gelecek, daha sizin işiniz var. Benim elim Hüseyin'in üstünde ama sizin desteğiniz lazım." "Eliniz bizim de üzerimizde mi!" desem, "tüm beni sevenlerin üzerinde" derdi. Duyar gibiyim, hatta duyuyorum.
Seni sevenler, sen hayatta iken göç ettiler. Ali Gedik'ler, Celal Mısır'lar, Baki Bektaş'lar... Lütfullah'lar, Hüseyin Engin'ler, Aziz Mete'ler…
Hatta "minik Mustafa" da 3 gün sonra gitti.
Bu nasıl sevgiymiş ki, 3 gün dayanabildi. Harbiden soyadı gibi Er'miş.
Ah hocam!
Sen bize meğer neler katıyormuşsun. Sayende, arkamız sağlam yürüyorduk, şimdi yanımızda bile kimse yok. Her şey herkes sana bakıyormuş, senin ağzından çıkan sözlere bakıyormuş. Sensiz ne yaşamın, ne dünyanın hiç bir anlamı yokmuş.
Sen gittin ama hiç olmazsa, bizi Baş'sız bırakmadın. Hüseyin Baş'ımızın tacı, Allah başımızdan eksik etmesin. Yürüdüğü bağımsızlık yolunda, tırnağı taşa değmesin. Bu genç yaşında, hem de bu zamanda, "elinde kor" taşımak, her yiğidin harcı değil.
Helal olsun!
Var ol, Hüseyin Baş!
Babanın duası seninle, bizim de desteğimiz...
- Gel çöz bu sırrı! / 25.11.2020
- Sensiz yaşamın bir anlamı yokmuş! / 02.11.2020
- Yolumuz açık olsun Hüseyin Baş! / 28.10.2020