Halk arasında 'Sarı Nokta Hastalığı' olarak bilinen ve tıbbi müdahale edilmediği takdirde ciddi görme bozukluklarına yol açan göz rahatsızlığında umut verici bir tedavi yöntemi kullanılıyor Yrd. Doç Dr. Sadık Kavaklı, gözde bozuk yeni damarlanmaları yavaşlatan ve durduran 'anti-VEGF grubu ilaçlarla tedavi yönteminin' 2008 yılından itibaren yaygın olarak kullanıldığını söyledi. Yrd. Doç Dr. Kavaklı, bu ilaçların toplardamardan uygulanması halinde göz içinde etkili seviyeye ulaşamadığını, bu nedenle ilaçların doğrudan göz içine uygulanması gerektiğini belirtti. Kavaklı, işlemin 1.5 ay aralıklarla üç defa uygulandığını ve sonrasındaki takiplerde gerekirse uygulamanın tekrarının yapıldığını kaydetti. Yrd. Doç Dr. Kavaklı, kuru tipte, erken dönemde hastalığın seyrini geciktiren ya da önleyen, etkisi kanıtlanmış bir tedavi şekli olmadığını, orta ve ileri dönemde antioksidan ve vitamin desteğinin etkisinin olduğunun düşünüldüğünü vurguladı. Yaş tipte ise yeni oluşan damarların yerine göre önerilen tedavi şeklinin değiştiğini ifade eden Kavaklı, şunları söyledi: "Eğer yeni damarlanma görme merkezine uzak ise 'argon lazer' uygulaması en etkili yöntemdir. Ancak yüzde 95'e varan çoğunlukla görülen klinik şekil bu tedaviye uygun değildir. Yeni damarlanma görme merkezine çok yakın veya görme merkezi altında olduğunda, argon lazer uygulaması görmeyi ciddi oranda düşüreceği için tıbbi tedavi tercih edilir. Sarı nokta hastalığında umut ışığı olarak gördüğümüz bu yeni ve tın ilgisi vardır. Hastalığın temel olarak iki tiasıl tedavi şekli bu tıbbi tedavidir ve 2008 yılından sonra yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır. Bozuk yeni damarlanmayı durduran ve yavaşlatan anti-VEGF grubu ilaçlar (temel olarak Avastin) kullanılır. Bu ilaçların toplardamardan uygulanması halinde göz içinde etkili seviyeye ulaşamadığından ilaçların doğrudan göz içine uygulanması gerekmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.