Türkiye yine karmaşalara tartışmalara ve kaoslarla gebe olan günlerini yaşıyor. Akşam haberlerinin çok büyük kısmı köşk için aday belirsizliği ve ihtimaller üzerine odaklanmış durumda. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine neredeyse ramak kaldı denilebilecek bir süreçte ilerlerken değişik ve göz ardı edilemeyecek olaylar yaşanıyor.Başbakan ısrarla aday olup olmayacağını açıklamıyor ve çok rahat bir şekilde uygun gördüğümüz zaman taktiklerimizi açıklarız diyor. Halkın ne düşündüğü önemli değil ne de olsa iktidar olundu. Peki önümüzdeki seçimler ne olacak halkın taktikleri iktidarı nasıl etkileyecek.Bu üslup siyasi etiğe ne kadar uygun acaba . Ülkede büyük kesim köşkte sayın Erdoğan'ı görmek istemiyor. Herkes kendi düşüncesinde özgür fakat devleti temsil noktasında en önemli noktanın adaylığının bile bu kadar belirsiz kalması ülke menfaatleri açısından olumlu değil.Kozlar iktidarın elinde olabilir. Hukuk açısından başbakanın Cumhurbaşkanı olmasında bir engel de olmayabilir. Fakat bazı kesimler vicdanen bu durumdan rahatsızlık duyuyorlar. Hatta bunun için bir miting bile düzenleniyor. Provakasyonlara açık her kesimden insanın gelebileceği karışık bir organizasyonda her şey olabilir.Madem bu ülkenin çıkarlarını korumak için hükümet olarak çalışıyorlar. Belirsizliğin ülke çıkarlarını da olumsuz etkileyeceğini hatırlaması ve buna göre hareket etmesi gerekir. Tayyip bey şu anda karar vermek zorunda kendisinin cumhur reisi olursa partisinin kan kaybedeceğini, vazife başında durursa tekrar iktidar olacaklarını düşünüyorsa yanılıyor. Eğer cumhurbaşkanlığına aday olursa kendini yedi yıllığına kurtarmış olur. Aksi halde başbakanlığı ve hükümet olmayı rüyada görebilir.Siirt'te su faturalarını Euro'ya çeviren Piyale Paşa Kur'an Kursunu yürütmenin durdurma kararına rağmen yıktıran Akdamar kilisesini ve On binlerce kiliseyi kullanıma açan bir zihniyete sandıkta cevap gelecektir. Hem de tokat gibi bir cevap. Bu millet hiç bu kadar kötü durumda olmamıştı. Sokaktaki yürüyen insanların yüzünde tebessümün yerini öfke ve karamsarlık almışken,sırf birbirlerine kötü söz söyledikleri için cinayetler işlenirken başkentte suç olaylarının % 35'lere varan oranda artış gösterdiğini hep beraber takip ederken bizi yönetenlerin ülke iyi gidiyor hele Cumhurbaşkanlığı da bizde olsun ak günler bizi bekliyor demeleri samimi yoksa gayri samimi mi tartışılır?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012