Prof. Dr. Haydar Baş Bey, 2013 senesinin şubat ayında Rusya Duma'sında yaptığı Milli Ekonomi Modeli sunumunda, tezin dünya genelinde kabul gördüğünü, pek çok ülke tarafından kurallarının kısmen uygulanmaya başlandığını vurgularken şu hakikatin altını çizmişti: "Tezimiz yüzlerce ülkede kısmen de olsa fiilen uygulanırken, bu tezin sahibi bendenizin ismi gizlenmektedir. Bakü Devlet Üniversitesi İktisat Teorisi bölümü öğretim üyesi Prof. dr. Kosrov Kerimov bu konuda ilginç bir tespitte bulunmuştur: 'Rusya'nın iki görkemli alimi Bogomolov ve Kavganov yahut Nobel ödüllü Stiglitz'in, fikirlerinde Haydar Baş'ın tezine yakınlaşmaya başladıklarını görüyorum? Ama beni üzen bir mesele var. Hocamızın fikirlerinden istifade ediyorlar ama O'nun adını dile getirmiyorlar. Prof. Dr. Haydar Baş'ın adını anmalarına egoizmleri engel oluyor. Ama bu uzun sürmeyecek ve hepsi itiraf edeceklerdir.' Hatırlanacaktır, Bush ve Obama arasındaki başkanlık seçimlerinde, Bush, krizden çıkış için "çok harcayanların cebine para koyduğunda" Obama, 'Bu projeler Bush'a ait değil, Milli Ekonomi Modeli'nden alıntıdır' demişti. Ancak aynı Obama, başa geçer geçmez senatoya sunduğu ekonomi paketinde, Milli Ekonomi Modeli'nden yaptığı alıntılarla tüketimi teşvik amaçlı vergi indirimi getirdi ama bu sefer Milli Ekonomi Modeli'nin adını zikretmedi. Ve Nobel ödüllü Stiglitz, AB ülkelerinde ortak para birimi euroya geçişle başlayan krize dikkat çekerek, bu krizi ülkelerin ortak merkez bankası sebebiyle para basma yetkisini kaybetmelerine bağladı. Bu görüşü bendeniz, AB ülkelerinin ortak para birimi euroya geçtikleri gece, 2000 senesinde Almanya'da basın yoluyla açıklamıştım. Stiglitz'in 2012 senesindeki tespiti, 12 sene sonra benden kopya iledir." Aynı sunumda Sayın Baş, MEM için şu ifadeleri kullanmıştı: "MEM, sessiz bir devrimle kapitalizmi tarihe gömmüştür." Hakikaten devletler, adını vermekten kaçınsalar da harabeye dönen kapitalizmin etkilerinden kurtulmak için MEM'i uygulamaya başlamıştır. Bu tez, Rusya'da 2013 senesinden beri tamamen, ABD, Çin, İngiltere, Almanya, Yunanistan, Venezuela, Brezilya, Vatikan, Japonya, Şili, İtalya, İspanya, Fransa, Portekiz, Güney Kore gibi yaklaşık 120 ülkede kısmen hayata geçirilmiştir. Tezin kendi içinde matematiksel bir denge oluşturduğunu görmeleri, Üretim ve tüketim arasındaki dengenin sağlanabilmesi, Tüketim yanlısı olması ve sürekli büyümeyi temin etmesi, Dünyadaki kaynaklar sınırsız ve ihtiyaçlar sınırlıdır izahımız, Kaynakların devlet-millet ortaklığı ile işletilmesi prensibi, Küresel güçlere karşı milli devletin ayakta durabilmesi, İşsizlik konusunu halledebilen tek tez olması, Devletlerin piyasalara müdahale etmesi, Küresel aktörleri devreden çıkarması, yani sömürüye karşı olması, İnsan merkezli olan tezin sosyal devleti hayata geçirebilmesi nedeniyle kapitalizmin esiri devletler bütün bu çözümleri takdir ettiler. AB ülkelerinde de yani kapitalist sistemin, serbest piyasa ekonomisinin en güçlü temsilcilerinde de bu teze yakınlaşmalar görüyoruz. Son örnek Fransa'dan? Fransa'nın yeni Ekonomi Bakanı Montebourg'un, Le Monde gazetesine 16 Mayıs 2014'te verdiği röportaj, Fransa'nın kapitalizmde asla olmayan bir şeye yöneldiğini göstermekte: "Devletlerin ekonomiye müdahalesi." Devletlerin ekonomiye müdahalesi, sadece Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan bir kuraldır. "Serbest Piyasa'nın (laissez-faire) Miladı Doldu!" başlıklı röpartaj, Fransız şirketlerin özelleştirilerek yabancı kontrolüne geçmesini engelleyen kararnamenin kapsamının genişletilmesiyle ilgili; "Başbakanla beraber seçimimizi 'ekonomik vatanseverlikten' yana kullandık. Serbest piyasa artık miladını doldurmuştur." "Fransız şirketlerinin devredilmesinden sorumlu denetim mekanizmaları önceleri sadece savunma ve güvenlik sanayisiyle sınırlandırılmıştı. Bugün ülkenin temel çıkarları söz konusu olduğunda, su, sağlık, enerji, ulaşım ve telekomünikasyon sektörlerindeki şirketlerin devredilmesini belirleyebilecek denetim mekanizmalarına sahip durumdayız." "? Fransa olarak, Avrupa'da hakim olan serbest piyasa ekonomisinden başka alternatifler olduğunu göstermek istiyoruz." "? Serbest piyasa rejimine son vererek aslında güçsüzlüğümüze son vermiş olduk?" Kapitalist Fransa'nın, yukarıdaki tespitlerinin serbest piyasa mantığıyla izahı mümkün değildir. Yukarıda yazılan yeni strateji, MEM'e aittir. Ülkeler, serbest piyasa ekonomisini bırakarak Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan, devletlerin ekonomiye müdahalesini kabul ettiklerinde aslında gerçek manada bağımsız bir ekonomiye kavuşmaktadırlar. MEM şöyle der: 1- MEM'e göre ekonomik gelişmenin ve istikrarın güvenli ve sürekli sağlanabilmesi için, devletin piyasalara her türlü desteği ve müdahalesi bir zorunluluktur. 2- Devlet yerli sanayiinin yurt dışı ile rekabeti için maliyet ve fiyat avantajlarını sağlayacak şekilde ihracatçısına destek olmalıdır. 3- Milli devlet için ihracat, kendi mal ve hizmetine olan talepten yola çıkarak milli paranın geçerli olduğu alanı genişletmektir 4- Devlet içeride ve dışarıda sosyal devlet projeleri ve para politikaları ile üreticisine pazar oluşturmalıdır. 5- Devlet piyasalarda bizzat alıcı olacak veya kamu harcamaları ile stratejik sanayii destekleyecek, devletin kendisi bu sahada bizzat üretici olacaktır. 6- Milli devlette yeraltı ve yerüstü kaynakları millete aittir. Bu kaynaklar millet ve devlet ortaklığı ile işletilecektir. 7- Devlet vereceği "sıfır faizli proje mukabili krediler" ile esnaf ve ticaret mensubunu destekleyecektir. Milli Ekonomi Modeli'nde devlet, piyasaların gelişimi için bir yük değil, üretim ve tüketimin önünü açan bir kaldıraçtır. Devleti, piyasaları tetikleyen bu özelliği ile millete sahip çıkan bir noktaya taşıyan Milli Ekonomi Modeli, aynı zamanda devlet-millet kaynaşmasını temin etmektedir. Bugün Türkiye ve dünya ekonomilerinin ihtiyacı olan devlet modeli de budur. Ülkelerin ekonomik kurtuluşun tek yolu Milli Ekonomi Modeli'dir. AB'nin lokomotiflerinden Fransa'da da bu sebeple MEM'e yaklaşmalar görülmektedir. Dedik ya; Rusya gibi kimi ülkeler MEM'i açıkça ve ilan ederek uyguluyor; kimisi de adını vermeden gizlice kullanmaya başladı. Devir, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli devridir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018