Sakife, Resûlullah’a rağmen yapılmıştı
Resûlullah (s.a.a.), Gadir-i Hum'da İmam Ali'nin (a.s.) hilafetini ve vasiliğini ilan etmesine rağmen, halifeliği Hz. Ali'ye (a.s) kaptırmamak için hareket eden muhalif grup Sakife'de harekete geçmişti
11.10.2024 10:16:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Resûlullah'ın Gadir-i Hum'da bütün sahabilere ilanıyla İmam Ali'yi kendine halife ve vasi tayin etmesine rağmen, halifeliği Hz. Ali'ye (a.s) kaptırmamak için hareket eden muhalif bir grup vardı. Grup bu işi engellemek için şu planlarla hareket etti:
1- Bu grubun Medine'den ayrılmaması ve durum ne olursa olsun Medine'den çıkmaya yanaşmamaları. Çünkü Hz. Peygamber'in (s.a.a) sağlığının gittikçe bozulduğunu görüyorlardı. Ayrıca Hz. Peygamber'in (s.a.a), dinin ve devletin selâmeti için sık sık Hz. Ali'yi Müslümanlara tavsiye ettiğini de gözlemliyorlardı.
Her zaman Hz. Peygamber'in (s.a.a) yanında durmaları ve Hz. Ali'nin (a.s) hilâfetini pekiştirici bir gelişmenin gerçekleşmemesi için tetikte beklemeleri... Hz. Ömer'in, Resûlullah'ın huzurunda; "Allah'ın Kitabı bize yeter" sözüyle ortaya koyduğu itiraz bunun bir göstergesidir.
Sonra Hz. Peygamber'in (s.a.a) ağrılardan dolayı ne dediğini bilmemekle suçlanması... Hz. Peygamber'in (s.a.a); "Bana kürek kemiği ve mürekkep getirin" şeklindeki sözü, eğer bazılarının önceden belirlenen bir plânı olmasaydı, nefret ve kuşkuya neden olmazdı, Hz. Peygamber'i engellemek için gürültü çıkarmalarına sebebiyet teşkil etmezdi.
Hz. Ali'nin (a.s) ve Haşimoğulları'nın Resûlullah'ın (s.a.a) defin işlemleriyle meşgul olmalarını fırsat bilerek derhal halifelik meselesini ele almaları... Hz. Ömer, Sakife toplantısını duyar duymaz, Hz. Peygamber'in (s.a.a) evine giren Ebu Bekir'i çağırıyor, senin de bulunmanı gerektiren bir olay baş gösterdi, diyor. Hz. Ali'nin veya Haşimoğulları'ndan başka birinin haberdar olmaması için de olayın ne olduğunu açıklamıyor. Niçin? Acaba bu önem li olay, içlerinde Ebu Bekir ve Ömer'den daha fazla İslâm'ın üzerine düşen kimselerin de bulunduğu başka Müslümanları ilgilendirmezken neden Ebu Bekir'i ilgilendiriyor? Niçin Ömer'in kendisi Hz. Peygamber'in (s.a.a) evine girmiyor? Neden meseleyi orada bulunan diğer Müslümanlara da açmıyor?
2- Ensar'ın tarafsız kalmasını sağlamaya çalışmaları, Hz. Peygamber'in (s.a.a) aşireti olmadıklarını ileri sürerek onları siyasî rekabet meydanının dışına çekmeye çaba göstermeleri.
Biatin ilk önce Ensar'dan alınması. Çünkü yeni halifeye ilkin Kureyş biat etmiş olsaydı, bu biatin en küçük bir pratik değeri olmazdı. Bilâkis İmam Ali (a.s) sonraki aşamada Kureyş'in aleyhine argüman geliştirebilirdi. Ensar İmam Ali'nin yanında olduktan sonra hiç kimse onunla bu hususta mücadele edemezdi.
Sakife'den çıkıldıktan sonra biatin alınış biçiminden de bu niyeti algılayabiliriz. O sırada insanlar mescitte toplanmışlardı. Ömer şöyle dedi: "Niçin ayrı halkalar şeklinde toplanmışsınız? Ensar'ın biat ettiği Ebu Bekir'e biat etsenize!" Bunun üzerine Osman ve Ümeyyeoğulları'ndan bazı kimseler kalktılar ve biat ettiler. Sonra Sa'd ve Abdurrahman'la birlikte Zühreoğulları'ndan bazı kimseler kalkıp biat ettiler.
1- Bu grubun Medine'den ayrılmaması ve durum ne olursa olsun Medine'den çıkmaya yanaşmamaları. Çünkü Hz. Peygamber'in (s.a.a) sağlığının gittikçe bozulduğunu görüyorlardı. Ayrıca Hz. Peygamber'in (s.a.a), dinin ve devletin selâmeti için sık sık Hz. Ali'yi Müslümanlara tavsiye ettiğini de gözlemliyorlardı.
Her zaman Hz. Peygamber'in (s.a.a) yanında durmaları ve Hz. Ali'nin (a.s) hilâfetini pekiştirici bir gelişmenin gerçekleşmemesi için tetikte beklemeleri... Hz. Ömer'in, Resûlullah'ın huzurunda; "Allah'ın Kitabı bize yeter" sözüyle ortaya koyduğu itiraz bunun bir göstergesidir.
Sonra Hz. Peygamber'in (s.a.a) ağrılardan dolayı ne dediğini bilmemekle suçlanması... Hz. Peygamber'in (s.a.a); "Bana kürek kemiği ve mürekkep getirin" şeklindeki sözü, eğer bazılarının önceden belirlenen bir plânı olmasaydı, nefret ve kuşkuya neden olmazdı, Hz. Peygamber'i engellemek için gürültü çıkarmalarına sebebiyet teşkil etmezdi.
Hz. Ali'nin (a.s) ve Haşimoğulları'nın Resûlullah'ın (s.a.a) defin işlemleriyle meşgul olmalarını fırsat bilerek derhal halifelik meselesini ele almaları... Hz. Ömer, Sakife toplantısını duyar duymaz, Hz. Peygamber'in (s.a.a) evine giren Ebu Bekir'i çağırıyor, senin de bulunmanı gerektiren bir olay baş gösterdi, diyor. Hz. Ali'nin veya Haşimoğulları'ndan başka birinin haberdar olmaması için de olayın ne olduğunu açıklamıyor. Niçin? Acaba bu önem li olay, içlerinde Ebu Bekir ve Ömer'den daha fazla İslâm'ın üzerine düşen kimselerin de bulunduğu başka Müslümanları ilgilendirmezken neden Ebu Bekir'i ilgilendiriyor? Niçin Ömer'in kendisi Hz. Peygamber'in (s.a.a) evine girmiyor? Neden meseleyi orada bulunan diğer Müslümanlara da açmıyor?
2- Ensar'ın tarafsız kalmasını sağlamaya çalışmaları, Hz. Peygamber'in (s.a.a) aşireti olmadıklarını ileri sürerek onları siyasî rekabet meydanının dışına çekmeye çaba göstermeleri.
Biatin ilk önce Ensar'dan alınması. Çünkü yeni halifeye ilkin Kureyş biat etmiş olsaydı, bu biatin en küçük bir pratik değeri olmazdı. Bilâkis İmam Ali (a.s) sonraki aşamada Kureyş'in aleyhine argüman geliştirebilirdi. Ensar İmam Ali'nin yanında olduktan sonra hiç kimse onunla bu hususta mücadele edemezdi.
Sakife'den çıkıldıktan sonra biatin alınış biçiminden de bu niyeti algılayabiliriz. O sırada insanlar mescitte toplanmışlardı. Ömer şöyle dedi: "Niçin ayrı halkalar şeklinde toplanmışsınız? Ensar'ın biat ettiği Ebu Bekir'e biat etsenize!" Bunun üzerine Osman ve Ümeyyeoğulları'ndan bazı kimseler kalktılar ve biat ettiler. Sonra Sa'd ve Abdurrahman'la birlikte Zühreoğulları'ndan bazı kimseler kalkıp biat ettiler.