Uluslararası bir hüviyetle tüm geri kalmış dünya devletlerinin bağrına bastığı Milli Ekonomi Modeli adeta bir kartopu misali ülkemizde de büyüyerek tüm sivil toplum kuruluşlarınca da benimsenip hüsn-ü kabul görüyor.Bu kabullenişi İzmir Türk Dünyası Kültür ve İnsan Hakları Derneğinin organize ettiği Milli Ekonomi Modeli Konferansında bizzat yaşadık. MEM konferansının organizatörü İzmir Türk Dünyası Kültür ve İnsan Hakları Derneği ve programa iştirak eden bir çok sivil toplum kuruluşu? Muharip Gaziler Derneği II. Başkanı Şükrü Karaca,TEMA vakfı İzmir şube Başkanı -İzmir eski Ziraat odası başkanı- Alaattin Hacımüezzin, Emekli Kurmay-Albay Ş. Osman Aras, Kareksan Ekmek Fab. sahibi İzmir Ticaret Odası Yönetim krl. üyesi Birol Yılmaz, Karadenizli san. ve İşadamları der. II. bşk. Ali Osman Kara, Türk Dünyası der. bşk. Muzaffer Çiçek, Eşrefpaşalılar der. bşk. Ali Peynirci, birçok sanayici ve işadamı ilk etapta gözüme çarpan davetliler arasındaydı.İzmir'de gerçekleştirilen bu MEM konferansı "birlikteliği" adeta bana modelin sahibi Haydar Baş Bey'in gazetelere yansıyan bir beyanatını hatırlatır gibiydi. "Oğuz Kağan'ın yoksulluk suç olsun. Hiç bir Türk ilinde fakir insan olmasın sözü, Milli Ekonominin temel kaynağıdır. Milli Ekonomi benim hayat birikimim ve tezimdir. Bu modelde herkes kendinden bir şeyler bulur. Bu model büyük Türk milletidir. Bu kitabı yazarken ilk başta sokaktaki hamalı düşündüm. Fakiri-fukarayı, işçiyi, memuru, emekliyi düşünerek yola çıktım. Buradan açıkça ilan ediyorum. Eğer sol davasında samimi ise onun yeri burasıdır. Eğer sağ da davasında samimi ise onun da yeri burasıdır. Ben bu işi yaparım. Bunda hiç kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın."BTP Genel Başkan yardımcıları Ali Değirmenci ve Dr. Fuat Şengül Bey'in Milli Ekonomi Modelini keşfedilmedik nokta bırakmayacak şekilde ele almaları programa ayrı bir zevk kattı. Fuat beyin rakamlarla konuşarak MEM'i ortaya koyması yedisinden yetmişine her Türk evladının anlayabileceği ve kabullenebileceği bir nitelikteydi. Ama yine her zamanki gibi anlamayan, sağır, dilsiz kesilen, üzerine basa basa diyelim basın'dı. Bu milletin ruh kökünden beslenmeyen, global güçlerin basını.. İzmirli değerli gazeteci dostum Hasan Tahsin Kocabaş'ın hergün İzmir TV ekranlarından bas bas bağırdığı Bizans basını?Şimdi model sahibi Haydar Baş Bey'in dediği şekliyle yapılması gereken tek şey vardı: "Ulusal(!) basın bizi göstermiyor. Sizler ile bizim aramıza duvar ördüler. Haydar Hoca tanınmasın, BTP bilinmesin diye çaba harcıyorlar. Bu basın kör-sağır ve dilsiz. Şimdi bu duvarı siz yıkacaksınız. Buna var mısınız?" Haydar Baş Bey'in seçim meydanlarında sorduğu şekliyle; var mısınız?Evet seslerini duyar gibiyim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025