Danimarka'da başlayıp tüm Avrupa'ya yayılan karikatür alçaklığı, Hıristiyan dünyasının asırlardır üzerinden hiç çıkarmadığı Haçlı gömleğinin açık bir tezahürü. Asırlardır babadan oğula tevarüs eden ve İslam dünyasına karşı kin ve nefretini katmerlendiren bu Haçlı zihniyeti, dinimize ve her türlü kutsalımıza hemen her fırsatta sistematik bir şekilde saldırıyor. Son karikatür alçaklığı, bu saldırı serisinin ne ilk ne de son halkası. Bu saldırılar, İslam dünyasının gittikçe körleşen reflekslerini işlemez hale getirinceye kadar devam edecektir. İslam dünyasında başta Danimarka olmak üzere karikatürü yayınlayan Avrupa ülkelerine karşı oluşan bu tepki karşısında, ABD ve Rusya'nın da içinde bulunduğu topyekun Hıristiyan dünyasının ortak bir noktada buluşup bir araya gelmeleri boşuna değil. Normal şartlarda siyasi, ekonomik ve stratejik konularda aralarında dağlar kadar fark bulunan ve hatta birbirlerine rakip gibi duran bu ülkelerin, Peygamber efendimize yönelik alçakça hakaretlerin savunulması ve İslam dünyasına karşı aynı cephede yer almaları, atalarından miras kalan Haçlı ruhunun otomatik refleksidir. Bu işin temelinde medeniyet hesaplaşması, inanç kavgası ve asırlardır devam eden İslam düşmanlığı yatmaktadır. Bu gerçeğin çok net bir şekilde bilinmesi ve ona göre duruş sergilenmesi gerekirken, tüm bu saldırı ve inaç savaşının göbeğinde yer alan Türkiye duracağı yeri tam olarak ortaya koyamamıştır. Karikatürler arkasına saklanan Haçlı mızrağının bize doğru yöneldiğini görmek istemeyen hükümet, medeniyetler savaşının tam ortasında « medeniyetler ittifakı » gibi bir hayal ve trajikomik bir kavramın peşinden koşarak, Türkiye'yi telafisi mümkün olmayan bir dehlize sürüklemenin eşiğinde bulunuyor. Tüm İslam dünyası ayağa kalkmış Haçlı alçaklığına karşı bir duruş sergilemeye çalışırken, İslam dünyasına öncülük edip, ortada dolaşan potansiyeli sinerjiye çevirebilecek tek ülke olan Türkiye maalesef arabuluculuk adı altında bir o yana bir bu yana kendisini vurmaktan öte birşey yapamıyor. Olayın üzerinden günler geçmesine rağmen hala Danimarka'ya karşı resmi sayılabilecek bir açıklama yapılmadı. Ortada tepki diyebileceğimiz ve hükümetin inisiyatif kullandığı tek bir icraat bulunmuyor. Avrupa Birliği Dönem Başkanı Avusturya'nın Dışişleri Bakanı Ursula Plasnik, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 19 Müslüman ülkeyi « yüksek riskli ülke » ilan edip, AB vatandaşlarını bu ülkelere gitmeme noktasında uyararak, aslında safların netleşmesi adına « hayırlı » bir açıklama yapıyor. Hükümet kendisini Avrupalı göstermeye çalışırken, AB'nin çizdiği bu sınırlar çok önemli. Avrupa hiçbir zaman bizi kendi içinde görmedi, görmüyor, görmeyecek.Trabzon'da küçük çocukları para karşılığında kiliseye zorla getirdiği ve yoğun misyonerlik faaliyetinde bulunduğu belirtilen bir papazın öldürülmesiyle Türkiye'yi farklı noktalara çekmek isteyenlerin bulunduğu bir ortamda hükümet, bizzat kendisini oynanan oyunun bir figüranı haline getiriyor. Başbakan Erdoğan'ın İspanya lideri Zapatero ile ortak bir şekilde yürütmeye çalıştığı arabuluculuk faaliyeti, İslam dünyasında oluşan Haçlı bilinçlenmesini ve buradan çıkacak sinerjiyi engellemek noktasında Haçlı dünyasının ekmeğine yağ sürüyor.Milletimiz bu karikatür olayıyla birlikte Batı dünyasının gerçek yüzünün ortaya çıkmasını çok iyi değerlendirmeli ve hükümetin bizi içine sürüklemeye çalıştığı Batı karanlığını iyi kavramalı, safını çok net bir şekilde ortaya koymalı...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012