Sabredenler ve mütesabbirler nerededir?
Kıyamet gününde bir çağrıcı, 'sabredenler nerededir?' diye çağrıda bulunur
24.11.2023 19:51:00 / Güncelleme: 24.11.2023 19:57:04
Hasan Parlak
Hasan Parlak





- Kıyamet gününde bir çağrıcı, 'sabredenler nerededir?' diye çağrıda bulunur. İnsanlardan bazı gruplar ayağa kalkarlar. Daha sonra, 'mütesabbirler (kendilerini sabretmeye zorlayanlar) nerededir?' diye çağrıda bulunur; yine insanlardan bazıları ayağa kalkarlar."
"Canım sana feda olsun sabreden ve mütesabbirler kimlerdir?" diye sorduğumda, İmam (a.s.) buyurdu ki: "Sabredenler farzları edâya tahammül edenler, mütesabbirler ise haramları terk etmek için kendini zorlayan kimselerdir" buyurdular.
- İmam Bâkır (a.s.) buyuruyor ki:
"Amel ettiğinizde, sultan ve şeytanın şerrini sizden uzaklaştıran bir şeyi size öğreteyim mi?"
Ebu Hamza, "Evet, buyurun amel edelim" dediğinde, İmam (a.s.) şöyle buyurdu:
"Sabah erken sadaka verin. Zira bu amel şeytanın yüzünü karartır ve o gün zâlim sultanın şerrini sizden engeller. Allah için sevmeye, Allah için dost olmaya ve hayır amellerde yardımlaşmaya önem verin.
Çünkü bunlar sultan ve şeytanın kökünü kurutur. Mağfiret dilemekte ısrar edin; çünkü bu, günahları mahveder.
- Hoş davranış ve güler yüzlülük, sevgiye yol açar ve Allah'a yakınlaşmaya vesile olur. Nitekim asık surat ve ekşi çehreli olmak da nefrete yol açar ve Allah'tan uzaklaşmaya vesile olur.
- İmam Bâkır (a.s.) buyurmuştur ki: "Yaptığım ilk iyiliğin korunup kalpte yerleşmesi için ardından başka bir iyilikte bulunmam kadar, muhabbet ve dostluğu kazandıracak bir vesilem yoktur. Çünkü sonraki ihsanları esirgemek, önceki ihsanlara yapılacak teşekkürleri de keser. İhtiyaçları henüz yeni iken karşılamamaya gönlüm râzı olmaz."
- Kim bir hidayet kapısını halka tanıtırsa, onunla amel edenlerin sevabı miktarınca ona sevap yazılır ve onların sevabından da bir şey eksilmez.
Kim de bir sapıklık kapısını halka tanıtırsa, o sapıklıkla amel edenlerin tümünün cezası kadar cezası olur ve onların cezasından da bir şey eksilmez.
- Kıyamet günü pişmanlığı herkesten daha fazla olan, doğru yolu açıklayıp o yolda gitmeyen kimsedir.
- Kim kendisine yapılan iyilik miktarınca iyilik yaparsa, o iyiliği telafi eder. Kim bir o kadar daha eklerse, şâkir (hakkıyla teşekkür eden) olur.
Kim yapılan iyiliğe teşekkür ederse kerim olur. Kim yaptığı her iyiliği, kendisine yapmış olduğunu bilirse, halkın teşekkürünü ve ona karşı dostluk ve muhabbetlerinin çoğalmasını beklemez.
Öyleyse, kendine yaptığın ve onunla kendi haysiyetini koruduğun ihsan karşısında başkasının övgüsünü umma.
Bil ki, ihtiyacının karşılanmasını isteyen kimse, sana ağız açmakla kendi haysiyetini korumamıştır; öyleyse, sen onun ihtiyacını karşılamakla kendi haysiyetini koru.
- Allah-u Teâlâ'nın bazı kulları uğurlu ve kolaylık çıkarıcıdırlar. Kendi geçimlerini sağlar ve halk da onların sayesinde rahatça yaşar. Onlar kullar arasında yağmur gibidirler.
Allah'ın bazı kulları da mel'un, zorluk çıkarıcı ve hayırsızdırlar. Ne kendileri rahat yaşar ve ne de elleri altında olan insanlar rahat yaşar. Bunlar, Allah'ın kulları arasında, önlerine çıkan her şeyi yok eden çekirgeye benzerler.
- Halkın size söylemesini istediğiniz en güzel sözü, onlara söyleyin. Allah, lanetleyen, söven, dokunaklı söz söyleyen, çirkin söz konuşup küfreden ve ısrar ederek diğerinden bir şey isteyen, başkasına ağız açan bir kimseyi sevmez. Ama hayâlı, olgun, iffetli kimseyi sever.
- Kardeşinle ilgili Allah'ın gizlediği bir şeyi açığa çıkarmak gıybettir. Ama sinirli ve acelecilik gibi zâhirî sıfatlarını söylemek sakıncasızdır. İftira ise, kardeşinde olmayan bir şeyi söylemendir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
"Canım sana feda olsun sabreden ve mütesabbirler kimlerdir?" diye sorduğumda, İmam (a.s.) buyurdu ki: "Sabredenler farzları edâya tahammül edenler, mütesabbirler ise haramları terk etmek için kendini zorlayan kimselerdir" buyurdular.
- İmam Bâkır (a.s.) buyuruyor ki:
"Amel ettiğinizde, sultan ve şeytanın şerrini sizden uzaklaştıran bir şeyi size öğreteyim mi?"
Ebu Hamza, "Evet, buyurun amel edelim" dediğinde, İmam (a.s.) şöyle buyurdu:
"Sabah erken sadaka verin. Zira bu amel şeytanın yüzünü karartır ve o gün zâlim sultanın şerrini sizden engeller. Allah için sevmeye, Allah için dost olmaya ve hayır amellerde yardımlaşmaya önem verin.
Çünkü bunlar sultan ve şeytanın kökünü kurutur. Mağfiret dilemekte ısrar edin; çünkü bu, günahları mahveder.
- Hoş davranış ve güler yüzlülük, sevgiye yol açar ve Allah'a yakınlaşmaya vesile olur. Nitekim asık surat ve ekşi çehreli olmak da nefrete yol açar ve Allah'tan uzaklaşmaya vesile olur.
- İmam Bâkır (a.s.) buyurmuştur ki: "Yaptığım ilk iyiliğin korunup kalpte yerleşmesi için ardından başka bir iyilikte bulunmam kadar, muhabbet ve dostluğu kazandıracak bir vesilem yoktur. Çünkü sonraki ihsanları esirgemek, önceki ihsanlara yapılacak teşekkürleri de keser. İhtiyaçları henüz yeni iken karşılamamaya gönlüm râzı olmaz."
- Kim bir hidayet kapısını halka tanıtırsa, onunla amel edenlerin sevabı miktarınca ona sevap yazılır ve onların sevabından da bir şey eksilmez.
Kim de bir sapıklık kapısını halka tanıtırsa, o sapıklıkla amel edenlerin tümünün cezası kadar cezası olur ve onların cezasından da bir şey eksilmez.
- Kıyamet günü pişmanlığı herkesten daha fazla olan, doğru yolu açıklayıp o yolda gitmeyen kimsedir.
- Kim kendisine yapılan iyilik miktarınca iyilik yaparsa, o iyiliği telafi eder. Kim bir o kadar daha eklerse, şâkir (hakkıyla teşekkür eden) olur.
Kim yapılan iyiliğe teşekkür ederse kerim olur. Kim yaptığı her iyiliği, kendisine yapmış olduğunu bilirse, halkın teşekkürünü ve ona karşı dostluk ve muhabbetlerinin çoğalmasını beklemez.
Öyleyse, kendine yaptığın ve onunla kendi haysiyetini koruduğun ihsan karşısında başkasının övgüsünü umma.
Bil ki, ihtiyacının karşılanmasını isteyen kimse, sana ağız açmakla kendi haysiyetini korumamıştır; öyleyse, sen onun ihtiyacını karşılamakla kendi haysiyetini koru.
- Allah-u Teâlâ'nın bazı kulları uğurlu ve kolaylık çıkarıcıdırlar. Kendi geçimlerini sağlar ve halk da onların sayesinde rahatça yaşar. Onlar kullar arasında yağmur gibidirler.
Allah'ın bazı kulları da mel'un, zorluk çıkarıcı ve hayırsızdırlar. Ne kendileri rahat yaşar ve ne de elleri altında olan insanlar rahat yaşar. Bunlar, Allah'ın kulları arasında, önlerine çıkan her şeyi yok eden çekirgeye benzerler.
- Halkın size söylemesini istediğiniz en güzel sözü, onlara söyleyin. Allah, lanetleyen, söven, dokunaklı söz söyleyen, çirkin söz konuşup küfreden ve ısrar ederek diğerinden bir şey isteyen, başkasına ağız açan bir kimseyi sevmez. Ama hayâlı, olgun, iffetli kimseyi sever.
- Kardeşinle ilgili Allah'ın gizlediği bir şeyi açığa çıkarmak gıybettir. Ama sinirli ve acelecilik gibi zâhirî sıfatlarını söylemek sakıncasızdır. İftira ise, kardeşinde olmayan bir şeyi söylemendir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.