Dün Yeni Mesaj Gazetesi 28 Mart'ın ruhunu okuyan harika bir manşetle çıktı:
"Bu rüzgar Kıbrıs'ı götürmesin".
İşin düğümlendiği nokta işte burası. Doldurma anketler, pembe manşetler, IMF'den Verheugen'den gelen bol aferinli okşamaların nedeni bu.
"28 Mart rüzgarı ile Kıbrıs'ı götürmek".
Seçime yönelik olarak Avrupa-ABD basınından çıkan yorumlar ortak bir başlıkla, 28 Mart sonuçlarının Kıbrıs'ı, Rum'a teslim etmeye yönelik bir final olduğunu yazıyorlar.
Yani Türk seçmeni attığı her oyda, AKP'ye verdiği her oyda Kofi Annan planına evet demiş.
Korkarız 3 Kasım'da oluşturulan hükümetin adeta bir ihtilal ortamında eklemlenen desteğiyle estirilen rüzgar, sadece Kıbrıs'la da kalmaz, Ege'ye, Pontus'a, Ruhban Okuluna, B.O.P'ne, ılımlı İslam'a kadar uzanır.
Toplumu değiştirecek, dönüştürecek ne varsa "evet" denilir. Los Angeles Times, AKP hükümetinin eşcinsellere evlilik imkanı getiren yasayı hazırladığını 28 Mart desteğinin ardından Meclis'e sevk edileceğini yazdı bile.
Avrupa Birliği'nin gizli anayasasında, birliğe üye olacak Türkiye için çok önemli bir not vardır. Bu gizli kasa bilgisine göre Türkiye'nin AB'ye alınmasının şartı, ülke nüfusunun %20'sinin Hıristiyan olmasıdır. İnsanın aklına gelmiyor değil.
"Acaba AB'ye girmek içinde böyle bir eşcinsel kontenjanı var mı?"
Eğer bu eşcinsel yasanın ardından da AB çıkarsa şaşmayın.
Toplum sadece fiziğiyle, vatan topraklarıyla satışa sunulmuyor. İşin içinde kültürü, dini, dili ve imanı da var. 28 Mart'ın üzerinden 24 saat geçmeden verilen mesajlar bu iktidar üzerinden ülkenin her anlamda ve her planda tasfiye edileceğini gösteriyor.
Kıbrıs'ı Haziran ayında İstanbul'da toplanacak B.O.P toplantısı izler ve Aralık'ta da iş AB takvimine bağlanır.
28 Mart seçimiyle dikensiz bahçede gül yetiştirenler verdikleri bu desteğin karşılığını devşireceklerdir.
Eh buna haklarının olmadığını da söylemeyiz.
Hükümete yaptığınız bir eleştiriyi bakanlardan, hükümet sözcülerinden evvel, medyanın köşe yazarlarının, genel yayın yönetmenlerinin üstlendiği bir ortamda bu hizmetin nakdi değerini elbette isteyeceklerdir.
Enflasyon düştü yalanı ile vatandaş oyalanırken iç ve dış borç faizine daha fazla ödediğimiz, ihracat arttı fırtınası ile dış ticaret açığının 6 milyar dolar arttığı, gelir dağılımının yerlerde süründüğü, işsiz sayısının 20 milyona ulaştığı bir ortamda herhalde bu desteği verenler hasadın meyvelerini toplayacaklardır.
CHP'nin Kemal Derviş'e terk edileceği, MHP'nin Devlet Bahçeli ile temsil edildiği bir ortamda ülkenin muhalefet ihtiyacı hayat-memat meselesine dönüşmüştür.
"Bu rüzgar Kıbrıs'ı götürmesin".
İşin düğümlendiği nokta işte burası. Doldurma anketler, pembe manşetler, IMF'den Verheugen'den gelen bol aferinli okşamaların nedeni bu.
"28 Mart rüzgarı ile Kıbrıs'ı götürmek".
Seçime yönelik olarak Avrupa-ABD basınından çıkan yorumlar ortak bir başlıkla, 28 Mart sonuçlarının Kıbrıs'ı, Rum'a teslim etmeye yönelik bir final olduğunu yazıyorlar.
Yani Türk seçmeni attığı her oyda, AKP'ye verdiği her oyda Kofi Annan planına evet demiş.
Korkarız 3 Kasım'da oluşturulan hükümetin adeta bir ihtilal ortamında eklemlenen desteğiyle estirilen rüzgar, sadece Kıbrıs'la da kalmaz, Ege'ye, Pontus'a, Ruhban Okuluna, B.O.P'ne, ılımlı İslam'a kadar uzanır.
Toplumu değiştirecek, dönüştürecek ne varsa "evet" denilir. Los Angeles Times, AKP hükümetinin eşcinsellere evlilik imkanı getiren yasayı hazırladığını 28 Mart desteğinin ardından Meclis'e sevk edileceğini yazdı bile.
Avrupa Birliği'nin gizli anayasasında, birliğe üye olacak Türkiye için çok önemli bir not vardır. Bu gizli kasa bilgisine göre Türkiye'nin AB'ye alınmasının şartı, ülke nüfusunun %20'sinin Hıristiyan olmasıdır. İnsanın aklına gelmiyor değil.
"Acaba AB'ye girmek içinde böyle bir eşcinsel kontenjanı var mı?"
Eğer bu eşcinsel yasanın ardından da AB çıkarsa şaşmayın.
Toplum sadece fiziğiyle, vatan topraklarıyla satışa sunulmuyor. İşin içinde kültürü, dini, dili ve imanı da var. 28 Mart'ın üzerinden 24 saat geçmeden verilen mesajlar bu iktidar üzerinden ülkenin her anlamda ve her planda tasfiye edileceğini gösteriyor.
Kıbrıs'ı Haziran ayında İstanbul'da toplanacak B.O.P toplantısı izler ve Aralık'ta da iş AB takvimine bağlanır.
28 Mart seçimiyle dikensiz bahçede gül yetiştirenler verdikleri bu desteğin karşılığını devşireceklerdir.
Eh buna haklarının olmadığını da söylemeyiz.
Hükümete yaptığınız bir eleştiriyi bakanlardan, hükümet sözcülerinden evvel, medyanın köşe yazarlarının, genel yayın yönetmenlerinin üstlendiği bir ortamda bu hizmetin nakdi değerini elbette isteyeceklerdir.
Enflasyon düştü yalanı ile vatandaş oyalanırken iç ve dış borç faizine daha fazla ödediğimiz, ihracat arttı fırtınası ile dış ticaret açığının 6 milyar dolar arttığı, gelir dağılımının yerlerde süründüğü, işsiz sayısının 20 milyona ulaştığı bir ortamda herhalde bu desteği verenler hasadın meyvelerini toplayacaklardır.
CHP'nin Kemal Derviş'e terk edileceği, MHP'nin Devlet Bahçeli ile temsil edildiği bir ortamda ülkenin muhalefet ihtiyacı hayat-memat meselesine dönüşmüştür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021