Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin’in davetlisi olarak Rusya Parlamentosu’nda Milli Ekonomi Modeli’ni anlatması tarihi bir başarıdır. Bu tarz bir programın tarihte eşi ve benzeri yoktur. Şöyle ki:
Davet Rusya’dan, Rusya Devlet Başkanı adına Rus Parlamentosu’ndan geliyor.
Konuşma Rus Parlamentosu’nda yapılıyor.
Konu Müslüman bir Türk’ün, Prof. Dr. Haydar Baş’ın eseri Milli Ekonomi Modeli…
Konuşan Müslüman Türk kimliğini göğsünü gere gere ortaya koymaktan asla çekinmeyen Prof. Dr. Haydar Baş…
Prof. Dr. Baş Model’ini konuşuyor, bütün Rus siyasiler ve Rus bilim adamları dinliyor, ayakta alkışlıyor.
Rus siyasiler ve bilim adamları ise yine Müslüman Türk’ün, Prof. Dr. Baş’ın Modeli’ni konuşuyor. Model’i ve Sayın Baş’ı öve öve bitiremiyorlar.
Altını çizerek yine vurgulayalım, bütün bunlar Rusya parlamentosu’nda gerçekleşiyor.
Siz söyleyin var mı eşi ve benzeri?
Rusya emin olun ki kendi bilim adamlarını ya da siyasilerini bile bu kadar taltif etmemiştir.
Bir de şunu düşünün, iktidarı muhalefeti bütün Rus partilerinin üst düzey temsilcileri MEM’de karar kılıyor, ortak paydaları MEM oluyor.
Bütün bu ifade ettiklerimizi bir kenara koyun bir de bizim Türkiye’yi idare eden siyasilerimizi ve de Meclis içi muhalefeti gözünüzün önünde canlandırın.
Hepsi AB sevdalısı, hepsi ABD taşeronu…
Obama çiçeği burnunda başkan olmuşken, TBMM’ye gelip Türk milletine demediğini bırakmamıştı ve de talimat üstüne talimat yağdırmıştı fakat bizim siyasiler ayağa kalkıp alkışladılar.
Yine siyasilerimiz AB parlamentosu’na gittikleri zaman, AB için verdikleri tavizler dışında hiçbir şey anlatmıyorlar. AB’nin ve ABD’nin talepleri onların misyonu haline geliyor.
İsrail’e görünüşte sövüyorlar sayıyorlar ama pratikte onun koruması oluveriyorlar.
Siyasi irade tam bir zillet içinde, dışarıda milletin iradesini temsil edemedikleri gibi içeride de temsil
etmiyorlar. İçeride yabancıların ve azınlıkların vekili oluveriyorlar.
İktidar ve muhalefet partileri Türkiye’de milletin iradesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bile taşıyamazlarken, Prof. Dr. Haydar Baş Türk milletinin iradesini, medeniyetini, kültürünü, inancını Rusya Parlamentosu’na taşıdı.
Bizim siyasi irade, iktidarıyla muhalefetiyle, Türkiye sınırları içinde bile Türklüğünden utanırken, Türk milliyetçiliğini ayakları altına alırken, onlara bakanlar “Ben Türk değilim” deme noktasına gelirken, Prof. Dr. Haydar Baş, Rus milliyetçilerinin liderine bile “Ne mutlu Türk’üm diyene” dedirtiyor.
İçimizde böylesine güçlü bir lider var.
Türkiye sınırları içinde yaşadığı her türlü badireye
rağmen, hala “benim devletim”, “benim milletim”, “benim askerim” diyen ve bunda ısrarcı olan, aidiyet duygusu zirvede bir liderimiz var.
Modeli var, çözümü var, söylediklerini önce kendisi yapıyor, gittiği her ülkede, herkese Türk’ün kimliğini en üst düzeyde tanıtıyor, hayran bıraktırıyor; dünyanın en güçlü ülkeleri O’nun modeliyle dertlerine çare buluyor, yerlerde sürünürken dünyanın süper güçlerinden oluyor, O’nun şahsında Türk’ün medeniyetine aşık oluyorlar…
Daha ne bekliyoruz? O’nun kıymetini bilmek için daha ne yapması lazım.
Bence O yapması gereken her şeyi fazlasıyla yaptı. Vazifesini yapmayan millet olarak biziz.
O Türkiye’yi kainatın doruk noktasına taşımak istiyor. Millet olarak O’nun ayağına çelme takacağımıza O’nu sırtımızda taşımanın gayreti içinde olmalıyız.
Davet Rusya’dan, Rusya Devlet Başkanı adına Rus Parlamentosu’ndan geliyor.
Konuşma Rus Parlamentosu’nda yapılıyor.
Konu Müslüman bir Türk’ün, Prof. Dr. Haydar Baş’ın eseri Milli Ekonomi Modeli…
Konuşan Müslüman Türk kimliğini göğsünü gere gere ortaya koymaktan asla çekinmeyen Prof. Dr. Haydar Baş…
Prof. Dr. Baş Model’ini konuşuyor, bütün Rus siyasiler ve Rus bilim adamları dinliyor, ayakta alkışlıyor.
Rus siyasiler ve bilim adamları ise yine Müslüman Türk’ün, Prof. Dr. Baş’ın Modeli’ni konuşuyor. Model’i ve Sayın Baş’ı öve öve bitiremiyorlar.
Altını çizerek yine vurgulayalım, bütün bunlar Rusya parlamentosu’nda gerçekleşiyor.
Siz söyleyin var mı eşi ve benzeri?
Rusya emin olun ki kendi bilim adamlarını ya da siyasilerini bile bu kadar taltif etmemiştir.
Bir de şunu düşünün, iktidarı muhalefeti bütün Rus partilerinin üst düzey temsilcileri MEM’de karar kılıyor, ortak paydaları MEM oluyor.
Bütün bu ifade ettiklerimizi bir kenara koyun bir de bizim Türkiye’yi idare eden siyasilerimizi ve de Meclis içi muhalefeti gözünüzün önünde canlandırın.
Hepsi AB sevdalısı, hepsi ABD taşeronu…
Obama çiçeği burnunda başkan olmuşken, TBMM’ye gelip Türk milletine demediğini bırakmamıştı ve de talimat üstüne talimat yağdırmıştı fakat bizim siyasiler ayağa kalkıp alkışladılar.
Yine siyasilerimiz AB parlamentosu’na gittikleri zaman, AB için verdikleri tavizler dışında hiçbir şey anlatmıyorlar. AB’nin ve ABD’nin talepleri onların misyonu haline geliyor.
İsrail’e görünüşte sövüyorlar sayıyorlar ama pratikte onun koruması oluveriyorlar.
Siyasi irade tam bir zillet içinde, dışarıda milletin iradesini temsil edemedikleri gibi içeride de temsil
etmiyorlar. İçeride yabancıların ve azınlıkların vekili oluveriyorlar.
İktidar ve muhalefet partileri Türkiye’de milletin iradesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bile taşıyamazlarken, Prof. Dr. Haydar Baş Türk milletinin iradesini, medeniyetini, kültürünü, inancını Rusya Parlamentosu’na taşıdı.
Bizim siyasi irade, iktidarıyla muhalefetiyle, Türkiye sınırları içinde bile Türklüğünden utanırken, Türk milliyetçiliğini ayakları altına alırken, onlara bakanlar “Ben Türk değilim” deme noktasına gelirken, Prof. Dr. Haydar Baş, Rus milliyetçilerinin liderine bile “Ne mutlu Türk’üm diyene” dedirtiyor.
İçimizde böylesine güçlü bir lider var.
Türkiye sınırları içinde yaşadığı her türlü badireye
rağmen, hala “benim devletim”, “benim milletim”, “benim askerim” diyen ve bunda ısrarcı olan, aidiyet duygusu zirvede bir liderimiz var.
Modeli var, çözümü var, söylediklerini önce kendisi yapıyor, gittiği her ülkede, herkese Türk’ün kimliğini en üst düzeyde tanıtıyor, hayran bıraktırıyor; dünyanın en güçlü ülkeleri O’nun modeliyle dertlerine çare buluyor, yerlerde sürünürken dünyanın süper güçlerinden oluyor, O’nun şahsında Türk’ün medeniyetine aşık oluyorlar…
Daha ne bekliyoruz? O’nun kıymetini bilmek için daha ne yapması lazım.
Bence O yapması gereken her şeyi fazlasıyla yaptı. Vazifesini yapmayan millet olarak biziz.
O Türkiye’yi kainatın doruk noktasına taşımak istiyor. Millet olarak O’nun ayağına çelme takacağımıza O’nu sırtımızda taşımanın gayreti içinde olmalıyız.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Birliğimiz ve üniter yapımız tehlikede! / 14.01.2025
- ‘Kevser’, Hz. Fatıma’dır / 11.01.2025
- Suriye’de tuzak kokusu var, aman dikkat! / 10.01.2025
- Siyasetin gündemi ‘Öcalan’, milletin gündemi ‘geçim’ / 08.01.2025
- İktidarı ‘millet rotası’nda tutan muhalefettir / 07.01.2025
- ‘Biz anayasanın bize tanımladığı siyasetimizi yapıyoruz’ / 04.01.2025
- Atatürk: Camileri yenilemek görevimizdir / 03.01.2025
- 2024’e bakarak 2025’ten umutlanabiliyor muyuz? / 01.01.2025
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024
- Güçlü devlet, milletine hizmet edendir / 28.12.2024
- ‘Kevser’, Hz. Fatıma’dır / 11.01.2025
- Suriye’de tuzak kokusu var, aman dikkat! / 10.01.2025
- Siyasetin gündemi ‘Öcalan’, milletin gündemi ‘geçim’ / 08.01.2025
- İktidarı ‘millet rotası’nda tutan muhalefettir / 07.01.2025
- ‘Biz anayasanın bize tanımladığı siyasetimizi yapıyoruz’ / 04.01.2025
- Atatürk: Camileri yenilemek görevimizdir / 03.01.2025
- 2024’e bakarak 2025’ten umutlanabiliyor muyuz? / 01.01.2025
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024
- Güçlü devlet, milletine hizmet edendir / 28.12.2024