Denktaş, TBMM eski Senato Salonu'nda milletvekillerine hitap etti. Konuşmasına, "Türkiye, yıllardır devam eden milli davamızın kazanılması için parasal yardımın yanı sıra, kendi evlatlarını feda etmek suretiyle barışı sağlamaya çalışmıştır" diyerek başlayan Denktaş, Yunanistan'ın, planladığı gibi adayı ilhak etmesi halinde bölgede bir Türk-Yunan savaşının kaçınılmaz olacağını kaydetti. Buna rağmen Rum-Yunanistan ikilisinin Kıbrıs'a sahip çıkma siyasetinden zerre kadar vazgeçmediğini kaydeden Denktaş, bugün yaşanan sıkıntının temelinde bunun yattığını ifade etti.
Konuşmasında, 29 Mayıs'ta Rum kesimindeki seçim sonuçlarını ve gazete başlıklarını okuyan Denktaş, "Ömrümüzün yarısından fazlasını Kıbrıs meselesini halletmek için harcadım" dedi.
Kıbrıs'taki son 38 yılda yaşanan süreci ayrıntılarıyla anlatan Denktaş, 1960 Anlaşması'nın hayata geçirilmesi için mücadele ettiklerini söyledi.
Kıbrıs Rum kesiminin masaya uzlaşmak için değil, kendi yolunu açık tutmak için oturduğunu belirten Denktaş, bu nedenle tüm barış görüşmelerinde Rum kesiminin "meşru Kıbrıs hükümeti"ni ellerinde tutmak ve buna gölge düşürmemek, Türk kesimine ise azınlık haklarından öte birşey vermeme gayretine olduğunu anlattı. "Eğer biz yeni bir anlaşma yaparsak ve 60'ta olduğu gibi kağıt üzerinde verdikleri hakları kabul edersek, içte giriştikleri kişisel terör ile bizi yavaş yavaş Kıbrıs'tan sökmek isteyeceklerdir" diyen Denktaş, AB'a girme şartının kendilerine "AB normlarını kabul etmek" olarak dayatıldığını söyledi.
Denktaş, AB üyeliğinin uzlaşmadan sonra gerçekleşmesini istediklerini, ancak kendi düşüncelerinin kaale alınmadığını belirterek, Rum kesiminin AB üyeliği ile Kıbrıs'a sahip çıkmaya çalıştığını belirtti. Denktaş, "AB üyeliğini halkımıza şekerli helva olarak sunmaya çalışanlar artık yeni bir değerlendirme yapmak zorundadırlar. Eşitliğimizi, egemenliğimizi ve devletimizin varlığını istiyorlarsa bizlerle el ele verip, Yunanistan ve destekçilerinin bizi davet ettiği yola asla girmeyeceğimizi birlikte savumalıyız" dedi.
Denktaş, eşit egemenlikten, Türkiye'nin garantisinden ve uzlaşma ile statüleri belirlenmeden AB üyeliğine (hayır) demek zorunda olduklarını belirterek, "Bunun tersi evettir. Türkiye ile birlikte gireceksek biz varız. Eşit muamele istiyoruz. Biz de bir tarafız. Bizim cumhuriyetimizi ortadan kaldırıp, kendi cumhuriyetleri haline getirmek istediler. Ancak yarısında başarılı oldular. Bunun kabul edilmesini istiyoruz. Rum'a (meşru hükümetsin) diyerek 38 yıldır bir yere varılamadı. Bunu elde tutan Rumdan; kim ne hakla bizi ortak yapmasını bekliyor" diye konuştu.
Denktaş, "masadan kalktığı" için eleştirildiğine dikkati çekerek, "Masadan kalkmakla sanki suç işlemişiz. Sanki masada zor durumda değilmişiz gibi. Masada bize sunulan, 4 yıl boyunca elde etmeye çalıştıkları AİHM'in kararına örnek bir teklifti" dedi.
BM Genel Sekreterinin girişimleriyle yürütülen görüşmelere de değinen Denktaş, 6. tura davet almamalarına karşılık kamoyunda reddeden kişi olarak gösterildiğini söyledi. Denktaş, (ben artık öyle bir duruma geldim ki (Denktaş uzlaşmazdır) diyenler karşısında tepki veremez oldum" dedi.
Denktaş, Rum kesiminin 11 yılda silaha sarılarak isteyip yapamadıklarını, AB'ı kandırarak yapmak istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kıbrıs, Türkiye'nin AB'a girmesine engel mi? Engel yapmaya çalışıyorlar. Türkiye'de bazı gazeteler (Kıbrıs gidiyor) diye bağırıyor. Kıbrıs Rumları gidiyor kardeşim, yarısı gitmiyor. Kıbrıs adı altında bir sahtekarlıkla tüm Kıbrıs'ı mazlum etme eylemi altında direnen sizin insanınız var. Türkiye'nin önüne Kıbrıs'ın üyeliğini engel olarak koyanlar, Yunan dostlarınızdır. Onların kandırdıkları, şantajla korkuttuklarıdır. İngiltere'nin bir İrlanda kavgası vardı. Bunlar üye yapılırken (önce şu kavgayı halledin de gelin) mi denildi? Miloseviçvari katliamlar karşısında, insanlığı korumanın ötesinde birşey yapmayan Türkiye'nin önüne Kıbrıs'ı koymak bir haksızlıktır, dolaptır."
Konuşmasında, 29 Mayıs'ta Rum kesimindeki seçim sonuçlarını ve gazete başlıklarını okuyan Denktaş, "Ömrümüzün yarısından fazlasını Kıbrıs meselesini halletmek için harcadım" dedi.
Kıbrıs'taki son 38 yılda yaşanan süreci ayrıntılarıyla anlatan Denktaş, 1960 Anlaşması'nın hayata geçirilmesi için mücadele ettiklerini söyledi.
Kıbrıs Rum kesiminin masaya uzlaşmak için değil, kendi yolunu açık tutmak için oturduğunu belirten Denktaş, bu nedenle tüm barış görüşmelerinde Rum kesiminin "meşru Kıbrıs hükümeti"ni ellerinde tutmak ve buna gölge düşürmemek, Türk kesimine ise azınlık haklarından öte birşey vermeme gayretine olduğunu anlattı. "Eğer biz yeni bir anlaşma yaparsak ve 60'ta olduğu gibi kağıt üzerinde verdikleri hakları kabul edersek, içte giriştikleri kişisel terör ile bizi yavaş yavaş Kıbrıs'tan sökmek isteyeceklerdir" diyen Denktaş, AB'a girme şartının kendilerine "AB normlarını kabul etmek" olarak dayatıldığını söyledi.
Denktaş, AB üyeliğinin uzlaşmadan sonra gerçekleşmesini istediklerini, ancak kendi düşüncelerinin kaale alınmadığını belirterek, Rum kesiminin AB üyeliği ile Kıbrıs'a sahip çıkmaya çalıştığını belirtti. Denktaş, "AB üyeliğini halkımıza şekerli helva olarak sunmaya çalışanlar artık yeni bir değerlendirme yapmak zorundadırlar. Eşitliğimizi, egemenliğimizi ve devletimizin varlığını istiyorlarsa bizlerle el ele verip, Yunanistan ve destekçilerinin bizi davet ettiği yola asla girmeyeceğimizi birlikte savumalıyız" dedi.
Denktaş, eşit egemenlikten, Türkiye'nin garantisinden ve uzlaşma ile statüleri belirlenmeden AB üyeliğine (hayır) demek zorunda olduklarını belirterek, "Bunun tersi evettir. Türkiye ile birlikte gireceksek biz varız. Eşit muamele istiyoruz. Biz de bir tarafız. Bizim cumhuriyetimizi ortadan kaldırıp, kendi cumhuriyetleri haline getirmek istediler. Ancak yarısında başarılı oldular. Bunun kabul edilmesini istiyoruz. Rum'a (meşru hükümetsin) diyerek 38 yıldır bir yere varılamadı. Bunu elde tutan Rumdan; kim ne hakla bizi ortak yapmasını bekliyor" diye konuştu.
Denktaş, "masadan kalktığı" için eleştirildiğine dikkati çekerek, "Masadan kalkmakla sanki suç işlemişiz. Sanki masada zor durumda değilmişiz gibi. Masada bize sunulan, 4 yıl boyunca elde etmeye çalıştıkları AİHM'in kararına örnek bir teklifti" dedi.
BM Genel Sekreterinin girişimleriyle yürütülen görüşmelere de değinen Denktaş, 6. tura davet almamalarına karşılık kamoyunda reddeden kişi olarak gösterildiğini söyledi. Denktaş, (ben artık öyle bir duruma geldim ki (Denktaş uzlaşmazdır) diyenler karşısında tepki veremez oldum" dedi.
Denktaş, Rum kesiminin 11 yılda silaha sarılarak isteyip yapamadıklarını, AB'ı kandırarak yapmak istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kıbrıs, Türkiye'nin AB'a girmesine engel mi? Engel yapmaya çalışıyorlar. Türkiye'de bazı gazeteler (Kıbrıs gidiyor) diye bağırıyor. Kıbrıs Rumları gidiyor kardeşim, yarısı gitmiyor. Kıbrıs adı altında bir sahtekarlıkla tüm Kıbrıs'ı mazlum etme eylemi altında direnen sizin insanınız var. Türkiye'nin önüne Kıbrıs'ın üyeliğini engel olarak koyanlar, Yunan dostlarınızdır. Onların kandırdıkları, şantajla korkuttuklarıdır. İngiltere'nin bir İrlanda kavgası vardı. Bunlar üye yapılırken (önce şu kavgayı halledin de gelin) mi denildi? Miloseviçvari katliamlar karşısında, insanlığı korumanın ötesinde birşey yapmayan Türkiye'nin önüne Kıbrıs'ı koymak bir haksızlıktır, dolaptır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.