Türkiye-KKTC Ortaklık Konseyi'nin 5. toplantısı dün Ankara'da yapıldı. Toplantı Ortaklık Konseyi Bildirisi ile sona erdi. Devlet Konuk Evi'nde eşbaşkanlıklarını Devlet Bakanı Tayyibe Gülekile KKTC Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Salih Coşar'ın yaptıkları Konsey toplantısının sonunda yayınlanan bildiride, Kıbrıs'ta 39 yıldır uzlaşıya varılamamasının temelinde, Rum tarafının Kıbrıs'ı bir "Elen" adasına dönüştürme emellerini sürdürmesi ve bu çerçevede hiçbir hukuki temeli olmayan iddia ve sıfatları sürdürme ve istismar çabalarının yattığı belirtildi.
Rumlar tutumlarından vazgeçmiyor
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın inisiyatifiyle başlatılan doğrudan görüşmeler sürecinde, Türk tarafının yaptığı iyiniyetli açılımlara rağmen, bugüne kadar ilerleme kaydedilememesinin sebebinin Rum tarafının tutumundan vazgeçmemesi olduğuna dikkat çekilen bildiride, şöyle denildi:
"Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin uluslararası anlaşmalara aykırı olarak AB tam üyelik süreceni nihai aşamaya taşımak istemesi, adadaki bölünmeyi derinleştireceği gibi doğu Akdeniz'de ve bölgede istikrarı olumsuz bir şekilde etkileyecek yanlış bir adım olacaktır. Rum tarafı, AB tam üyeliğini sağlamanın hesabı içinde bir uzlaşıya yanaşmamaktadır." Bildiride, Kıbrıs'ta taraflardan birinin, diğeri üzerinde egemenlik iddiasında bulunmasının mümkün olmadığına işaret edildi ve kalıcı bir uzlaşının, iki kurucu devlet arasında eşit statü ve egemen eşitlik temelinde olabileceği belirtildi.
Denktaş ABD'ye gitti
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın daveti üzerine Kıbrıs konusunda yapılacak görüşmelere katılmak için New York'a gitti. ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın mensuplarına açıklama yapan Denktaş, Annan ile Kıbrıs konusunu değerlendireceklerini belirterek, "BM Genel Sekreteri'nin ve bizim de arzumuz, 40 yıldır devam eden Kıbrıs meselesinin uzlaşı yoluyla bir neticeye varmasıdır" diye konuştu. Kıbrıs konusunda önlerinde 2 seçenek bulunduğunu vurgulayan Denktaş, şöyle devam etti: "Ya Kıbrıs Türkü'nün statüsünü belirlemeyen, kabul etmeyen, kağıt üzerinde yeni bir anlaşma yapmak. 1960 Anlaşması gibi yeniden yırtılıpatılsın ve yeniden hakkımız vardı, Türkiye'nin hakkı vardı, diye yollara düşelim. Veya tatminkar, yırtılıp atılmayacak, 2 coğrafyaya dayalı, Türk halkının statüsünü ve egemenliğini kabul ederek yeni bir ortaklık kurmaktır. Biz bunun için uğraş vermekteyiz."
Rumlar tutumlarından vazgeçmiyor
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın inisiyatifiyle başlatılan doğrudan görüşmeler sürecinde, Türk tarafının yaptığı iyiniyetli açılımlara rağmen, bugüne kadar ilerleme kaydedilememesinin sebebinin Rum tarafının tutumundan vazgeçmemesi olduğuna dikkat çekilen bildiride, şöyle denildi:
"Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin uluslararası anlaşmalara aykırı olarak AB tam üyelik süreceni nihai aşamaya taşımak istemesi, adadaki bölünmeyi derinleştireceği gibi doğu Akdeniz'de ve bölgede istikrarı olumsuz bir şekilde etkileyecek yanlış bir adım olacaktır. Rum tarafı, AB tam üyeliğini sağlamanın hesabı içinde bir uzlaşıya yanaşmamaktadır." Bildiride, Kıbrıs'ta taraflardan birinin, diğeri üzerinde egemenlik iddiasında bulunmasının mümkün olmadığına işaret edildi ve kalıcı bir uzlaşının, iki kurucu devlet arasında eşit statü ve egemen eşitlik temelinde olabileceği belirtildi.
Denktaş ABD'ye gitti
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın daveti üzerine Kıbrıs konusunda yapılacak görüşmelere katılmak için New York'a gitti. ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın mensuplarına açıklama yapan Denktaş, Annan ile Kıbrıs konusunu değerlendireceklerini belirterek, "BM Genel Sekreteri'nin ve bizim de arzumuz, 40 yıldır devam eden Kıbrıs meselesinin uzlaşı yoluyla bir neticeye varmasıdır" diye konuştu. Kıbrıs konusunda önlerinde 2 seçenek bulunduğunu vurgulayan Denktaş, şöyle devam etti: "Ya Kıbrıs Türkü'nün statüsünü belirlemeyen, kabul etmeyen, kağıt üzerinde yeni bir anlaşma yapmak. 1960 Anlaşması gibi yeniden yırtılıpatılsın ve yeniden hakkımız vardı, Türkiye'nin hakkı vardı, diye yollara düşelim. Veya tatminkar, yırtılıp atılmayacak, 2 coğrafyaya dayalı, Türk halkının statüsünü ve egemenliğini kabul ederek yeni bir ortaklık kurmaktır. Biz bunun için uğraş vermekteyiz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.