Kıbrıs Rum Kesimi önümüzdeki günlerde İzmir veya Mersin limanına bir gemi gönderirse ve Türkiye de bu gemiyi reddederse ne olacak? İşte o zaman işler hepten çıkmaza girecek! Avrupa Birliği kıyameti koparacak! Bugüne kadar Türkiye'nin verdiği tavizleri ve AB için yapılan çalışmaları bir kalemde silip atacak! Keşke öyle olsa da, Avrupa birliğimizi, bağımsızlığımızı daha fazla sömürmeden bu dehlizden kurtulabilsek. Bu çok ama çok iyi bir senaryoydu.Ama nerdeeee!Öncelikle şunu belirtelim, mevcut hükümette, gelecek Rum gemilerini geri çevirecek irade ve kararlılık yok. Böyle bir durumda onlar işi kamufle ederek ve AB'nin istekleri doğrultusunda çözeceklerdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu beyin jimnastiğini sadece ben yapmıyorum. Berlin Bilim ve Siyaset Vakfı Türkiye uzmanı Heinz Kramer, 2 Ağustos 2005 tarihinde Almanya'nın sesi radyosuna verdiği beyanında şunları söylüyor: "Kıbrıs Cumhuriyeti (yani Rum tarafı demek istiyor) gelecek hafta İzmir Limanı'na bir gemi gönderebilir ve bu gemi Ankara tarafından geri çevrilirse sorun çıkmaza girer ve bu 3 Ekim sürecini etkiler. Ya da 3 Ekim'den sonra sorun çıkar."Kramer devam ediyor: "Türkiye gümrük birliğini genişletti ama Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanımadığını açıkladı. Bu sizce ne anlama geliyor? Bu durumu anlamak ve açıklamak biraz zor. Avrupa Birliği, uluslararası hukukta yeri olan bir yapı ve Türkiye, bu yapının içine girmeyi istiyor ama ortaklardan birini tanımıyor. Bu konuda başka bir örnek var mı?"Kramer'in söylediklerinde yanlış bir şey yok. Türkiye bir birliğe girmek istiyor hem de o birliğin yasal bir üyesini tanımayarak!Böyle çelişki olmaz. Türkiye Rum Kesimi'ni tanımıyorsa, onu bu haliyle kendi içine alan Avrupa Birliği'ni de reddetmeli, tanımamalı. Ama Türkiye bunu yapmak yerine o birliğe girmek için takla üstüne takla atıyor. Kimse kimseyi aldatmasın. AKP hükümeti Ek Protokol'e çaktığı imzanın bedelini Türkiye'ye çok ağır bir şekilde ödetecek. Yayınlanan sözde deklarasyonla Rum Kesimi'nin tanınmadığı dünyaya duyuruldu ancak Avrupa Birliği- İngiltere hariç- bu deklarasyonla ilgili yorumunu daha yapmadı. Önümüzdeki birkaç gün içinde AB, yayınlayacağı karşı deklarasyonla Türkiye'nin ortaya koyduğu çelişkili tutuma karşı tavrını alacak. Avrupa basınının da sıkça üzerinde durduğu gibi ilk tavizler limanlar konusunda gelecek. Yani Türkiye Rum gemilerini limanlarına kabul edecek, mal alışverişi başlayacak. Dünyanın altıncı büyük ticaret filosunun sahibi Rumların, önlerine altın tepsi içinde sunulan bu fırsatı tepmeyi düşüneceklerini düşünmek safdillikten öte bir şey değil.Ayrıca Rumların Türkiye ile müzakerelerin başlamasını veto etmesi diye bir durum da söz konusu olamaz. Adamlar Türkiye'nin şu anki sıkışmış, aciz, AB kapısında her şeye rıza gösteren durumunu bir daha zor bulacakları için, bu durumun devamı için kendi üyeliklerinden bile vazgeçebilirler ancak Türkiye'nin üyeliğinden asla. Rumlar yarım asırdır silahla, katliamla, savaşla elde edemediklerini AKP'nin devr-i iktidarında AB hayali uğruna koparılan tavizlerle birkaç yılda elde ettiler. Bu fırsatı tepecek kadar dangalak Rum siyasi çıkacağına inanın hiç ihtimal vermiyorum?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012