Feyyaz İNANÇ
Sünnet, Hz. Peygamber'in (sav) sözleri, fiilleri ve davranışlarıdır. Sünnet'e müracaat etmek Kur'an-ı Kerim'in emridir. Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de bize şöyle emreder:
"Eğer bir şeyde ihtilafa düşerseniz (Allah'a ve ahiret gününe inanmışsanız) o meselenin çözümünü Allah'a ve Peygamber'e bırakın" (Nisan: 59).
"Biz her peygamberi ancak Allah'ın izniyle itaat olunması için gönderdik... Hayır, Rabb'ine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem tayin edip, sonra da senin verdiğin hükmü, içlerinde bir sıkıntı duymadan (yani tam bir teslimiyetle) olduğu gibi kabul etmedikçe inanmış olmazlar (Nisa: 64-65).
Elmalılı merhum bu ayet-i kerimeyi şöyle tefsir eder:
"Ey Muhammed, Rabb'ine yemin olsun ki kendilerini mü'min zannedenler (La yû'minûne) mü'min olmazlar. Şu şarttaki, (Hatta yuhakkimûke fî ma şecera beynehum) Aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem yapıp hükmüne müracaat etsinler. Sonra verdiğin hükümden gönüllerinde hiçbir darlık duymasınlar. Ve tam bir teslimiyetle hem dış hem iç olarak itaat etsinler. İşte o zaman hakiki mü'min olurlar.
Başka bir ayet-i kerimede:
"Peygambere itaat eden Allah'a itaat etmiş olur." Bu ayet sünnete uymayı Kur'an'a uyma olarak ilân etmektedir.
Hz. Peygamber'in (sav) sünneti de vahye dayanır. Bu sebeple Kur'an-ı Kerim sünnete başvurmayı emretmekle kalmaz Resulullah'ın bütün sözlerini Hak olduğunu hatalara karşı korunduğunu da beyan eder. Nitekim ayet-i kerimede:
"O, hevasından konuşmaz, onun konuşması kendisine yapılan bir vahiy iledir" (Necm: 3-4).
"Nitekim biz size, ayetlerimiz okuyacak, sizi her türlü kötülükten arıtacak, size Kitab-ı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek, aranızdan bir Peygamber gönderdik" (Bakara: 151).
"Resûlüm size her ne getirdi ise onu alın her ne yasaklı ise onu terkedin" (Haşr: 7).
Kur'an-ı Kerim sünnetin açıklık kazandırdığı meseleye başka bir yorum getirmeyi de şiddetle yasaklar.
"Allah ve Peygamberi bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işyerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. Allah'a ve Peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur (Ahzap: 36).
"O'nun (Allah Resülü'nün) buyruğuna aykırı hareket edenler, başlarına bir belanın gelmesinden veya can yakıcı bir azaba uğramaktan sakınsınlar (Nur: 63).
Ey Resülüm mü'minlere şöyle söyle:
"Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana uyun, tâ ki Allah'da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin" (Al-i İmran: 31).
"Hüküm çıkarmada Kur'an tek başına yeterli değildir"
Mesela; namazın şartlarını sayarken kade-i ahire vardır. Eğer biz bu farzı Peygamber Efendimiz'den görmemiş olsaydık nasıl uygulardık? Orucu bozan ve bozmayan şeyleri, zekatın nasıl ve ne şekilde verileceğini, haccın yapılış şekillerini ve mahiyetini topyekûn İslam'ın emir ve yasaklarına Kur'an'dan sonra hadis-i şeriflerle Peygamber Efendimiz'in sünnetiyle anlamamız mümkündür.
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde; "Bana Kitap ve beraberinde bir o kadar da sünnet verildi".
İslam akaidinde vahiy iki kısım olarak belirtilir. Birincisi vahy-i metluv. Bu Kur'an'dır. İkincisi ise vahy-i gayri metluv ise Kur'an ayetleri olmayan sünnetlerdir.
Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerifleri tarihte eşine rastlanmayacak titizlik ve ilmî metodlarla kaydedilmiş, okutulmuş ve günümüze kadar ulaşmıştır.
Peygamber Efendimiz (sav)'in sevgisi
Useyd b. Hudayr (ra) güler yüzlü, şakacı bir kimse idi. Allah Resûlü bir mecliste böğrüne dokunmuştu. Useyd:
-Ya Resûlullah canımı yaktın" dedi.
Resûlullah:
-Öyleyse sen de bana aynısını yap" dedi.
Useyd:
-Ey Allah'ın Resûlü senin üzerinde gömlek var, benim sırtımda ise gömlek yoktur, dedi.
Bunun üzerine Efendimiz (sav) gömleğini kaldırdı.
Useyd Allah Resûlü'ne sarılıp onu öpmeye başladı. Ve:
-Anam, babam sana kurban olsun Ya Resûallah. Ben bunu istiyordum, dedi.
Ashab-ı İkram her seferinde bir vesileyle Resulûllah'a yakınlaşmak, onu görmek, onun oturduğu sofraya oturmak isterlerdi.
Allah Resûlü'nü tanımada, onun sünnetini yaşamada Ashab-ı Kiram'ın yaklaşımı, bakışı, aşkı, sevdası bizim için yıldızlar mesabesinde bir ışık ve güzelliktir.
Sünnet, Hz. Peygamber'in (sav) sözleri, fiilleri ve davranışlarıdır. Sünnet'e müracaat etmek Kur'an-ı Kerim'in emridir. Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de bize şöyle emreder:
"Eğer bir şeyde ihtilafa düşerseniz (Allah'a ve ahiret gününe inanmışsanız) o meselenin çözümünü Allah'a ve Peygamber'e bırakın" (Nisan: 59).
"Biz her peygamberi ancak Allah'ın izniyle itaat olunması için gönderdik... Hayır, Rabb'ine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem tayin edip, sonra da senin verdiğin hükmü, içlerinde bir sıkıntı duymadan (yani tam bir teslimiyetle) olduğu gibi kabul etmedikçe inanmış olmazlar (Nisa: 64-65).
Elmalılı merhum bu ayet-i kerimeyi şöyle tefsir eder:
"Ey Muhammed, Rabb'ine yemin olsun ki kendilerini mü'min zannedenler (La yû'minûne) mü'min olmazlar. Şu şarttaki, (Hatta yuhakkimûke fî ma şecera beynehum) Aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem yapıp hükmüne müracaat etsinler. Sonra verdiğin hükümden gönüllerinde hiçbir darlık duymasınlar. Ve tam bir teslimiyetle hem dış hem iç olarak itaat etsinler. İşte o zaman hakiki mü'min olurlar.
Başka bir ayet-i kerimede:
"Peygambere itaat eden Allah'a itaat etmiş olur." Bu ayet sünnete uymayı Kur'an'a uyma olarak ilân etmektedir.
Hz. Peygamber'in (sav) sünneti de vahye dayanır. Bu sebeple Kur'an-ı Kerim sünnete başvurmayı emretmekle kalmaz Resulullah'ın bütün sözlerini Hak olduğunu hatalara karşı korunduğunu da beyan eder. Nitekim ayet-i kerimede:
"O, hevasından konuşmaz, onun konuşması kendisine yapılan bir vahiy iledir" (Necm: 3-4).
"Nitekim biz size, ayetlerimiz okuyacak, sizi her türlü kötülükten arıtacak, size Kitab-ı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek, aranızdan bir Peygamber gönderdik" (Bakara: 151).
"Resûlüm size her ne getirdi ise onu alın her ne yasaklı ise onu terkedin" (Haşr: 7).
Kur'an-ı Kerim sünnetin açıklık kazandırdığı meseleye başka bir yorum getirmeyi de şiddetle yasaklar.
"Allah ve Peygamberi bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işyerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. Allah'a ve Peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur (Ahzap: 36).
"O'nun (Allah Resülü'nün) buyruğuna aykırı hareket edenler, başlarına bir belanın gelmesinden veya can yakıcı bir azaba uğramaktan sakınsınlar (Nur: 63).
Ey Resülüm mü'minlere şöyle söyle:
"Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana uyun, tâ ki Allah'da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin" (Al-i İmran: 31).
"Hüküm çıkarmada Kur'an tek başına yeterli değildir"
Mesela; namazın şartlarını sayarken kade-i ahire vardır. Eğer biz bu farzı Peygamber Efendimiz'den görmemiş olsaydık nasıl uygulardık? Orucu bozan ve bozmayan şeyleri, zekatın nasıl ve ne şekilde verileceğini, haccın yapılış şekillerini ve mahiyetini topyekûn İslam'ın emir ve yasaklarına Kur'an'dan sonra hadis-i şeriflerle Peygamber Efendimiz'in sünnetiyle anlamamız mümkündür.
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde; "Bana Kitap ve beraberinde bir o kadar da sünnet verildi".
İslam akaidinde vahiy iki kısım olarak belirtilir. Birincisi vahy-i metluv. Bu Kur'an'dır. İkincisi ise vahy-i gayri metluv ise Kur'an ayetleri olmayan sünnetlerdir.
Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerifleri tarihte eşine rastlanmayacak titizlik ve ilmî metodlarla kaydedilmiş, okutulmuş ve günümüze kadar ulaşmıştır.
Peygamber Efendimiz (sav)'in sevgisi
Useyd b. Hudayr (ra) güler yüzlü, şakacı bir kimse idi. Allah Resûlü bir mecliste böğrüne dokunmuştu. Useyd:
-Ya Resûlullah canımı yaktın" dedi.
Resûlullah:
-Öyleyse sen de bana aynısını yap" dedi.
Useyd:
-Ey Allah'ın Resûlü senin üzerinde gömlek var, benim sırtımda ise gömlek yoktur, dedi.
Bunun üzerine Efendimiz (sav) gömleğini kaldırdı.
Useyd Allah Resûlü'ne sarılıp onu öpmeye başladı. Ve:
-Anam, babam sana kurban olsun Ya Resûallah. Ben bunu istiyordum, dedi.
Ashab-ı İkram her seferinde bir vesileyle Resulûllah'a yakınlaşmak, onu görmek, onun oturduğu sofraya oturmak isterlerdi.
Allah Resûlü'nü tanımada, onun sünnetini yaşamada Ashab-ı Kiram'ın yaklaşımı, bakışı, aşkı, sevdası bizim için yıldızlar mesabesinde bir ışık ve güzelliktir.