Reflü hastalığı nedir nasıl tedavi edilir?
Gastroözofagiyel reflü, halk arasında bilinen adıyla reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması durumudur
29.08.2024 13:08:00 / Güncelleme: 29.08.2024 20:11:04
Kamil Alili
Kamil Alili





Gastroözofagiyel reflü, halk arasında bilinen adıyla reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması durumudur. Hastalar genellikle bu durumu "yediklerim ağzıma geliyor" şeklinde ifade ederler. Ancak, reflü tanısı konmamış kişiler de aşırı yemek yediklerinde benzer şikayetlerle karşılaşabilirler. Uzmanlar, reflüyü fizyolojik ve patolojik olarak ikiye ayırır. Fizyolojik reflü yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilirken, patolojik reflü uzun vadede Barrett Özofagusu ve adenokanser riskine yol açabileceği için tedavi edilmesi önemlidir.
Son dönem çalışmalar, reflü hastalığının görülme sıklığının arttığını göstermektedir. Reflü, her yaşta görülebilir ve en sık belirtileri arasında ağrılı yutma, yutma güçlüğü, besinlerin ağza gelmesi, boğazda takılma hissi, yemek borusunda yanma, kronik öksürük, ses kısıklığı, hırıltılı solunum, bulantı ve kusma yer alır. Bu belirtiler, kişinin yaşam kalitesini düşürebilir ve bazen uykudan uyandıracak kadar şiddetli olabilir. Ayrıca, sırtta, boyunda, çenede, kollarda ve göğüste ağrıya neden olabilir ve kalp krizi belirtileri ile karıştırılabilir.
Reflü tanısı genellikle klinik olarak konur. Hasta, reflüye ait şikayetlerini dile getirdiğinde, doktorun soruları eşliğinde tanı konur. Bazen de tedavi sürecinde tanıya ulaşılır. İlaç tedavisi ile şikayetler gerilerse, reflü tanısı konur. Endoskopi her zaman gerekli değildir, ancak uzun süreli reflüsü olanlarda hastalığın derecesini ve yemek borusundaki tahribatı belirlemek için önemlidir. Özellikle 50 yaşını geçmiş ve yeni başlayan yutma güçlüğü, kanama, demir eksikliği anemisi, sürekli kusma, ani kilo kaybı veya iştahsızlık gibi durumlarda endoskopi önerilir. Ayrıca, birinci derece akrabalarda yemek borusu veya mide kanseri öyküsü varsa endoskopi yapılmalıdır.
Reflü tanısında kullanılan bir diğer yöntem de PH Metre'dir. Bu yöntemle yemek borusuna asit kaçışı olup olmadığı değerlendirilir. 24 saat süren izlem sırasında, yemek borusundaki asit seviyesi ölçülerek geriye doğru kaçış olup olmadığı belirlenir. Cerrahi müdahale planlanıyorsa veya uzun süreli reflüsü olan hastalarda komplikasyon endişesi varsa endoskopi ve PH Metre birlikte kullanılabilir.
Medikal tedaviye yanıt vermeyen hastalarda endoskopik ve cerrahi yöntemler düşünülmelidir. Cerrahi yöntemler, yemek borusu ile kapakçık arasındaki gevşeklik çok ilerlemiş hastalarda uygulanır. Kapakçık gevşekliği çok ilerlememiş ve fıtık kesesi oluşmamış hastalar için ise endoskopik reflü tedavisi tercih edilir.
Reflü Belirtileri
Son dönem çalışmalar, reflü hastalığının görülme sıklığının arttığını göstermektedir. Reflü, her yaşta görülebilir ve en sık belirtileri arasında ağrılı yutma, yutma güçlüğü, besinlerin ağza gelmesi, boğazda takılma hissi, yemek borusunda yanma, kronik öksürük, ses kısıklığı, hırıltılı solunum, bulantı ve kusma yer alır. Bu belirtiler, kişinin yaşam kalitesini düşürebilir ve bazen uykudan uyandıracak kadar şiddetli olabilir. Ayrıca, sırtta, boyunda, çenede, kollarda ve göğüste ağrıya neden olabilir ve kalp krizi belirtileri ile karıştırılabilir.
Reflü Tanısı
Reflü tanısı genellikle klinik olarak konur. Hasta, reflüye ait şikayetlerini dile getirdiğinde, doktorun soruları eşliğinde tanı konur. Bazen de tedavi sürecinde tanıya ulaşılır. İlaç tedavisi ile şikayetler gerilerse, reflü tanısı konur. Endoskopi her zaman gerekli değildir, ancak uzun süreli reflüsü olanlarda hastalığın derecesini ve yemek borusundaki tahribatı belirlemek için önemlidir. Özellikle 50 yaşını geçmiş ve yeni başlayan yutma güçlüğü, kanama, demir eksikliği anemisi, sürekli kusma, ani kilo kaybı veya iştahsızlık gibi durumlarda endoskopi önerilir. Ayrıca, birinci derece akrabalarda yemek borusu veya mide kanseri öyküsü varsa endoskopi yapılmalıdır.
Tedavi Yöntemleri
Reflü tanısında kullanılan bir diğer yöntem de PH Metre'dir. Bu yöntemle yemek borusuna asit kaçışı olup olmadığı değerlendirilir. 24 saat süren izlem sırasında, yemek borusundaki asit seviyesi ölçülerek geriye doğru kaçış olup olmadığı belirlenir. Cerrahi müdahale planlanıyorsa veya uzun süreli reflüsü olan hastalarda komplikasyon endişesi varsa endoskopi ve PH Metre birlikte kullanılabilir.
Medikal tedaviye yanıt vermeyen hastalarda endoskopik ve cerrahi yöntemler düşünülmelidir. Cerrahi yöntemler, yemek borusu ile kapakçık arasındaki gevşeklik çok ilerlemiş hastalarda uygulanır. Kapakçık gevşekliği çok ilerlememiş ve fıtık kesesi oluşmamış hastalar için ise endoskopik reflü tedavisi tercih edilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.