Düştükçe düşüyor, battıkça batıyoruz.
Sosyal, siyasi, iktisadi; insanı ilgilendiren ne kadar konu varsa batırdık. Faydamıza varacak bir tek kapıya biz varmadığımız için, faydadan çok uzak kaldık.
Bizi batıran yöntemlerle ilerlememiz de muhaldir.
İlerleyebilmemizin tek yolu Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Burada iki noktaya değinmek istiyorum:
Türkiye'de adeta özellikle siyasi partiler seçilmiş. Türkiye nasıl bölünür sorusuna cevaben adı verilebilecek olan yer bugün Türk siyasetidir.
Maalesef noktasal ideolojilerle kurtulamayız. Bizim değerlerimiz çeşit çeşittir ve hepsine sahip çıkmalıyız. Türklüğü kabul edip İslam'a küsmek, bizi batırır. İslam deyip Atatürk'e dargın olmak bizi batırır. Hem bu yapılanlar baştan aşağı fitne olan fikirlerle mümkün olmaktadır.
Kutuplar Kutbu olmak gibi manevi sahada da önder olan bir maneviyat ehli, bir mübarek insan, nasıl İslam'dan ayrı düşünülebilir?
Veya Anadolu'nun Türkleşmesinin İslam ahlakını kabul etmekle olduğu besbelliyken, nasıl Türklükle İslam ayrı düşünülebilir?
Maalesef siyasetimizin bu bölücülük fitnesini oluşturmak, pompalamak ve yaymak görevini bilerek yahut bilmeyerek yapıyor.
İlerleyebilmek için bir olmamız zaruri olduğu için Prof. Dr. Haydar Baş ilerleyebilmenin tek adresidir. Çünkü kendi içinde barışmayan kadrolar bir işlev göremezken, kendi içinde dargın bir milletin mevcudiyetini muhafaza edebileceği düşünülemez.
İkinci şey de birliğin ne etrafında olacağıdır.
Maalesef siyasetimiz noktasal görüşleri savunmak aynasında kavgalı görünürken bizim topuğumuza sıkan her türlü fenalıkta beraber. Esasen görünmez çizgilerle çizilmiş bir birlik var ve bu bizim lehimize değil.
Herkes NATO'da, AB'de, ABD'de bir. Herkes basbayağı kapitalist ve okyanus ötesini, yükselmek için bir kaldıraç olarak görmekte kimse bir beis görmüyor.
Halbuki Haydar Baş Hocam, insanın sosyal anlamdaki tüm sıkıntılarını buharlaştıran bir tezin dünyadaki tek sahibi.
Milli Ekonomi Modeli, bizi ayağımızdan bağlayan kelepçenin ucundaki ağırlığı görüyor ve şunu diyor: "Bizi batıran budur. Ben sizi yükselteceğim." Bunun bilimsel izahı ve ispatı modelin içerisinde mevcuttur.
Şunu demek istiyorum: Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'yi batıran sebepler silsilesinin bilimsel mazereti olan tezi çöplüğe zaten atmıştır.
O'nunla beraber olmak bu yönüyle de felaha, huzura ve zenginliğe ilerlemenin tek yoludur.
Sözün özü: Prof. Dr. Haydar Baş, sıkıntılarımızı çözecek formüle sahip ve bizi bunun etrafında bir yapmayı da ancak O başarabilir.
Sosyal, siyasi, iktisadi; insanı ilgilendiren ne kadar konu varsa batırdık. Faydamıza varacak bir tek kapıya biz varmadığımız için, faydadan çok uzak kaldık.
Bizi batıran yöntemlerle ilerlememiz de muhaldir.
İlerleyebilmemizin tek yolu Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Burada iki noktaya değinmek istiyorum:
Türkiye'de adeta özellikle siyasi partiler seçilmiş. Türkiye nasıl bölünür sorusuna cevaben adı verilebilecek olan yer bugün Türk siyasetidir.
Maalesef noktasal ideolojilerle kurtulamayız. Bizim değerlerimiz çeşit çeşittir ve hepsine sahip çıkmalıyız. Türklüğü kabul edip İslam'a küsmek, bizi batırır. İslam deyip Atatürk'e dargın olmak bizi batırır. Hem bu yapılanlar baştan aşağı fitne olan fikirlerle mümkün olmaktadır.
Kutuplar Kutbu olmak gibi manevi sahada da önder olan bir maneviyat ehli, bir mübarek insan, nasıl İslam'dan ayrı düşünülebilir?
Veya Anadolu'nun Türkleşmesinin İslam ahlakını kabul etmekle olduğu besbelliyken, nasıl Türklükle İslam ayrı düşünülebilir?
Maalesef siyasetimizin bu bölücülük fitnesini oluşturmak, pompalamak ve yaymak görevini bilerek yahut bilmeyerek yapıyor.
İlerleyebilmek için bir olmamız zaruri olduğu için Prof. Dr. Haydar Baş ilerleyebilmenin tek adresidir. Çünkü kendi içinde barışmayan kadrolar bir işlev göremezken, kendi içinde dargın bir milletin mevcudiyetini muhafaza edebileceği düşünülemez.
İkinci şey de birliğin ne etrafında olacağıdır.
Maalesef siyasetimiz noktasal görüşleri savunmak aynasında kavgalı görünürken bizim topuğumuza sıkan her türlü fenalıkta beraber. Esasen görünmez çizgilerle çizilmiş bir birlik var ve bu bizim lehimize değil.
Herkes NATO'da, AB'de, ABD'de bir. Herkes basbayağı kapitalist ve okyanus ötesini, yükselmek için bir kaldıraç olarak görmekte kimse bir beis görmüyor.
Halbuki Haydar Baş Hocam, insanın sosyal anlamdaki tüm sıkıntılarını buharlaştıran bir tezin dünyadaki tek sahibi.
Milli Ekonomi Modeli, bizi ayağımızdan bağlayan kelepçenin ucundaki ağırlığı görüyor ve şunu diyor: "Bizi batıran budur. Ben sizi yükselteceğim." Bunun bilimsel izahı ve ispatı modelin içerisinde mevcuttur.
Şunu demek istiyorum: Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'yi batıran sebepler silsilesinin bilimsel mazereti olan tezi çöplüğe zaten atmıştır.
O'nunla beraber olmak bu yönüyle de felaha, huzura ve zenginliğe ilerlemenin tek yoludur.
Sözün özü: Prof. Dr. Haydar Baş, sıkıntılarımızı çözecek formüle sahip ve bizi bunun etrafında bir yapmayı da ancak O başarabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018