24 Haziran seçimleri yaklaştıkça tansiyon giderek yükseliyor. İttifaklar netleşti, Cumhurbaşkanı adayları açıklandı ve bu adaylar için imza toplama süreci de bugün doluyor.
Bu seçim, milletimiz ve ülkemiz için bir çözüm getirecek mi? Bu sorunun cevabını yakın bir zaman içinde göreceğiz. Çözümü olmayan onlarca parti, binlerce insan bir araya gelse, asla bir çözüm çıkmaz. Çözüm için işi bilmek lazım, proje sahibi olmak lazım.
Türkiye'de, 2002 yılından bu yana yapılan genel ve yerel seçimlerde dikkat çeken husus; her seçimde artan bir oranda Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın projelerinin diğer partiler tarafından seçim vaadi olarak kullanılmasıdır.
Bolu'da geçtiğimiz Pazar gerçekleştirilen Atatürk Vatandır Sempozyumu'nda sunum yapan Doç. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, diğer partilerin bu projeleri kendi projeleriymiş gibi millete vaat ettiklerini halbuki bütün bu projelerin Prof. Dr. Haydar Baş adına patentli olduğunu vurguladı.
"Ev Hanımı Maaşı", "Vatandaşlık Maaşı", "Milli Para", "Uluslararası Bağımsız Ekonomi Modeli Birliği", "Yeni Dünya Düzeni Mimarı Haydarizm", "Sosyal Devlet-Milli Devlet", "Sınırsız kaynaklardan karşılanan sınırlı ihtiyaçlar" ve daha nice başlık Prof. Dr. Baş adına patentli?
Sayın Kepekçi bu patentlerin resmi evraklarını da tek tek gösterdi.
Kepekçi çok kritik bir soru sordu: "Neden Prof. Dr. Haydar Baş'ın projelerini seçim vaadi olarak kullanıyorlar?" Cevabını da verdi: "Çünkü onlar da biliyor ki çözümün adresi Haydar Baş Hocadır. İsteseler de istemeseler de buna şahitlik etmek zorundalar."
Yani Prof. Dr. Baş'tan haberleri var, onun projelerini çok iyi biliyorlar, milletin bu projelere ve Sahibine olan meylini de gözlemliyorlar, dünyadaki Milli Ekonomi Modeli (MEM) merkezli gelişmeleri de görüyorlar, bu sebeple Prof. Dr. Baş'ın projelerinin birebir kopyasını çekerek, kendilerine mal ederek millete açıklıyorlar.
Bizler yıllardır haykırıyoruz, "Bırakın şu kopyacıları da aslına bakın" diye ama maalesef milletimiz bir türlü bu adımı atmadı, kaybeden de hep kendileri oldu.
Dünyada MEM merkezli gelişmeler dedik, önyargısız olarak iyice bakın ve inceleyin, dünyada MEM merkezli iki ekol var:
Birincisi başta Rusya olmak üzere BRICS devletleri gibi modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'a danışarak MEM'i tümüyle, kanunlaştırarak uygulayanlar. İkincisi ise, seçim dönemlerinde MEM'in projelerini seçim vaadi olarak sunarak, Kapitalizmden de vazgeçmeyerek milletlerini kandırmaya çalışan ABD, AB ülkeleri gibi Batılı ülkeler.
Maalesef, Türkiye de her konuda kendisine ABD ve AB'yi rehber olarak kabul ettiği için siyasilerimiz onlar gibi yapıyor ve Prof. Dr. Baş'ın modelinden aşırarak sadece seçim vaadi olarak millete sunuyor. Ama ne oldu? Yunanistan'ın mevcut Başbakanı Çipras, MEM'in tüketimi teşvik projelerine sundu da koltuğa oturunca uyguladı mı? Hayır. Peki, Obama? Hayır; Trump? Hayır?
Bizim siyasiler de Rusya gibi değil de ABD ve AB gibi davrandığı için MEM'in hangi projesini vaad ederlerse etsinler hiçbirini hayata geçiremeyecekler. Çünkü MEM yama değildir, tümüyle uygulanmalıdır, Sahibine danışılarak, kodları öğrenilerek uygulanmalıdır. Hatta Türkiye için konuşacak olursak, Sahibiyle uygulanmalı, en sağlamı da budur.
Bütün bu gerçekleri masaya koyduğumuzda, önemli olan seçimlerin yapılması ya da seçimlerden ne tür bir sonuç çıkacağı değil, bu seçimlerde çözümün tek adresine kapı açılacak mı, açılmayacak mı meselesidir.
Kapı açılırsa siyasetiyle, milletiyle, devletiyle Türkiye kazanır, kapı açılmazsa hangi partinin, hangi ittifakın, hangi Cumhurbaşkanı adayının kazanacağı artık bir önem arzetmez, 25 Haziran, 23 Hazirandan daha iyi olmayacaktır.
Seçim sonrası Türkiye tablosunun durumunu belirleyecek olan en önemli faktör ekonomidir ve bu işi Türkiye'de değil, dünyada bilen tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Hangi açıdan bakarsanız bakın, seçimlerin gerçek galibi Prof. Dr. Haydar Baş'la olandır. Prof. Dr. Baş'sız bir denklem çözümsüzlüktür, karanlıktır, yok oluştur.
Prof. Dr. Baş; çözümdür, birliktir, beraberliktir, güçlü bir Türkiye'dir, güçlü bir Türk milletidir, devlet-millet, asker-sivil kaynaşmasıdır, Atatürk'ün çizgisinde olmaktır, aydınlık bir gelecektir, tüm hakların doya doya yaşanmasıdır, her konuda güvenliğin sağlanmasıdır, yurtta barış, cihanda barıştır, terörün bitmesi, komşu ülkelerle ilişkilerin en güzel noktaya gelmesidir, dost ülkelerin sevinmesi, düşman ülkelerin bükemedikleri eli öpmesidir.
Karar önce siyasilerin, sonra da 24 Haziran'da milletin?
Bu seçim, milletimiz ve ülkemiz için bir çözüm getirecek mi? Bu sorunun cevabını yakın bir zaman içinde göreceğiz. Çözümü olmayan onlarca parti, binlerce insan bir araya gelse, asla bir çözüm çıkmaz. Çözüm için işi bilmek lazım, proje sahibi olmak lazım.
Türkiye'de, 2002 yılından bu yana yapılan genel ve yerel seçimlerde dikkat çeken husus; her seçimde artan bir oranda Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın projelerinin diğer partiler tarafından seçim vaadi olarak kullanılmasıdır.
Bolu'da geçtiğimiz Pazar gerçekleştirilen Atatürk Vatandır Sempozyumu'nda sunum yapan Doç. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, diğer partilerin bu projeleri kendi projeleriymiş gibi millete vaat ettiklerini halbuki bütün bu projelerin Prof. Dr. Haydar Baş adına patentli olduğunu vurguladı.
"Ev Hanımı Maaşı", "Vatandaşlık Maaşı", "Milli Para", "Uluslararası Bağımsız Ekonomi Modeli Birliği", "Yeni Dünya Düzeni Mimarı Haydarizm", "Sosyal Devlet-Milli Devlet", "Sınırsız kaynaklardan karşılanan sınırlı ihtiyaçlar" ve daha nice başlık Prof. Dr. Baş adına patentli?
Sayın Kepekçi bu patentlerin resmi evraklarını da tek tek gösterdi.
Kepekçi çok kritik bir soru sordu: "Neden Prof. Dr. Haydar Baş'ın projelerini seçim vaadi olarak kullanıyorlar?" Cevabını da verdi: "Çünkü onlar da biliyor ki çözümün adresi Haydar Baş Hocadır. İsteseler de istemeseler de buna şahitlik etmek zorundalar."
Yani Prof. Dr. Baş'tan haberleri var, onun projelerini çok iyi biliyorlar, milletin bu projelere ve Sahibine olan meylini de gözlemliyorlar, dünyadaki Milli Ekonomi Modeli (MEM) merkezli gelişmeleri de görüyorlar, bu sebeple Prof. Dr. Baş'ın projelerinin birebir kopyasını çekerek, kendilerine mal ederek millete açıklıyorlar.
Bizler yıllardır haykırıyoruz, "Bırakın şu kopyacıları da aslına bakın" diye ama maalesef milletimiz bir türlü bu adımı atmadı, kaybeden de hep kendileri oldu.
Dünyada MEM merkezli gelişmeler dedik, önyargısız olarak iyice bakın ve inceleyin, dünyada MEM merkezli iki ekol var:
Birincisi başta Rusya olmak üzere BRICS devletleri gibi modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'a danışarak MEM'i tümüyle, kanunlaştırarak uygulayanlar. İkincisi ise, seçim dönemlerinde MEM'in projelerini seçim vaadi olarak sunarak, Kapitalizmden de vazgeçmeyerek milletlerini kandırmaya çalışan ABD, AB ülkeleri gibi Batılı ülkeler.
Maalesef, Türkiye de her konuda kendisine ABD ve AB'yi rehber olarak kabul ettiği için siyasilerimiz onlar gibi yapıyor ve Prof. Dr. Baş'ın modelinden aşırarak sadece seçim vaadi olarak millete sunuyor. Ama ne oldu? Yunanistan'ın mevcut Başbakanı Çipras, MEM'in tüketimi teşvik projelerine sundu da koltuğa oturunca uyguladı mı? Hayır. Peki, Obama? Hayır; Trump? Hayır?
Bizim siyasiler de Rusya gibi değil de ABD ve AB gibi davrandığı için MEM'in hangi projesini vaad ederlerse etsinler hiçbirini hayata geçiremeyecekler. Çünkü MEM yama değildir, tümüyle uygulanmalıdır, Sahibine danışılarak, kodları öğrenilerek uygulanmalıdır. Hatta Türkiye için konuşacak olursak, Sahibiyle uygulanmalı, en sağlamı da budur.
Bütün bu gerçekleri masaya koyduğumuzda, önemli olan seçimlerin yapılması ya da seçimlerden ne tür bir sonuç çıkacağı değil, bu seçimlerde çözümün tek adresine kapı açılacak mı, açılmayacak mı meselesidir.
Kapı açılırsa siyasetiyle, milletiyle, devletiyle Türkiye kazanır, kapı açılmazsa hangi partinin, hangi ittifakın, hangi Cumhurbaşkanı adayının kazanacağı artık bir önem arzetmez, 25 Haziran, 23 Hazirandan daha iyi olmayacaktır.
Seçim sonrası Türkiye tablosunun durumunu belirleyecek olan en önemli faktör ekonomidir ve bu işi Türkiye'de değil, dünyada bilen tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Hangi açıdan bakarsanız bakın, seçimlerin gerçek galibi Prof. Dr. Haydar Baş'la olandır. Prof. Dr. Baş'sız bir denklem çözümsüzlüktür, karanlıktır, yok oluştur.
Prof. Dr. Baş; çözümdür, birliktir, beraberliktir, güçlü bir Türkiye'dir, güçlü bir Türk milletidir, devlet-millet, asker-sivil kaynaşmasıdır, Atatürk'ün çizgisinde olmaktır, aydınlık bir gelecektir, tüm hakların doya doya yaşanmasıdır, her konuda güvenliğin sağlanmasıdır, yurtta barış, cihanda barıştır, terörün bitmesi, komşu ülkelerle ilişkilerin en güzel noktaya gelmesidir, dost ülkelerin sevinmesi, düşman ülkelerin bükemedikleri eli öpmesidir.
Karar önce siyasilerin, sonra da 24 Haziran'da milletin?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025