İnsanların, milletlerin ve devletlerin önlerine bazı tarihi fırsatlar çıkar. Onlar da eğer ellerine geçen bu tarihi fırsatları değerlendirirlerse fayda elde ederler. Aksi takdirde de fırsatlar önlerinden akan giden su gibi akar gider. Bu fırsatlarla elde edilebilecek değerleri kendi elleriyle reddedenler ise; bu dünyada zararını görür, ahiret yurdunda da hesabını vermek zorunda kalırlar.
Gerek fertler, gerek milletler ve devletler, önlerine çıkan tarihi fırsatlara bu açıdan bakmak zorundadırlar.
Dünyada sağlıksız bir yaşam süren genel nüfus ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatandaşları, uzun bir süredir, mutsuz bir hayat sürmektedir. Karnı ekmeye doymamakla kalmayıp; işsizlik, yoksulluk ve sağlıksız yaşam koşulları bir türlü yakalarını bırakmamakta, yeterince eğitilememekte, gelecekleri pek de güzel görünmemektedir. “Görünen köye kılavuz gerekmez” demiş atalarımız…
Yaşanan bu olumsuzlukları gören çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş, toplumun bu olumsuz gidişine dur demek için Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projelerini geliştirip, kitaplaştırıp, bunu da demokratik hukuk sistemi içerisinde uygulama sahasına koyabilmek için kendisine inanan dava arkadaşlarıyla birlikte siyasi bir oluş gerçekleştirmişti.
2002 seçimlerinde Bağımsız Türkiye Partisi çatısı altında çok kaliteli bir kadroyla milletimizin karşısına çıkmış, seçildikleri takdirde devleti nasıl yöneteceklerini, milletine neler verebileceğini meydana koyarak, taahhütlerini yerine getirmedikleri takdirde hukuki olarak kendinden hesap sormasına imkân tanıyan, noter senetleriyle halkımızdan oy istemişti.
Dünyada bir ilk olan noter senetli oy isteme, yönetim şeklini kitaplarla izah etme konusunda, maalesef halkımızın ufku ve imanı bunu anlamaya yetmemişti. Halkımız, kendi içinden çıkan milli ve dini bütünlüğü esas alan projelerle yönetilmeyi istemek yerine; teslimiyetçi ve batıcı, AB ve ABD ci zihniyetlere oy vermeyi tercih etmiştir.
Dünden bu yana vatandaşın tercihinde ne kadar yanıldığını görmekteyiz. Devletin bütün kurumları birbirinden ayrışmaya başlamış; askerle sivil, devletle millet, sinsi planlarla ayrışmaya başlamış; tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek din kavramları tartışılmaya başlanılmış; netice olarak yaşanan her süreç, devlet ve millet adına hayırlı sonuçlar doğurmamıştır.
Geçtiğimiz seçimlerde DP ile ittifak yapmak için kendi partisindeki genel başkanlık görevinden ayrılan Sayın Prof. Dr. Haydar Baş, yapılan olağan kongre sonunda tekrar Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanlığına seçilmiştir.
Sayın Baş’ın tekrar siyasete ve genel başkanlığa dönüşü, inanın hem kendi milletimiz, hem de dünya için önemli bir tarihi fırsattır. Görünen manzara meydandadır. Gerek Türk siyaseti, gerek dünya siyaseti, insanoğlunun sorunlarını çözememektedir. Sayın Baş’tan başka bir Milli Ekonomi Modeli olan Sosyal Devlet Milli Devlet projesi olan lider yoktur. Onunla önümüze çıkan bu tarihi fırsat değerlendirilmediği takdirde milletimizin ve insanlığın refahı gecikecektir. Karşılığında da hem bu dünyamız, hem de ahiret hayatımız olumsuz olarak etkilenecektir.
Yeni süreçte inancımız odur ki milletimiz geçmişte yaptığı yanlışı tekrarlamayacak, liderini tanıyacak ve ona sahip çıkarak; işine, aşına kavuşacak, dışa bağımlılıktan kurtulacak, huzurlu, güçlü ve bağımsız bir yapı içerisinde bütün sorunların üstesinden gelecektir. Milletimize ve insanlığa hayırlı olsun…
Gerek fertler, gerek milletler ve devletler, önlerine çıkan tarihi fırsatlara bu açıdan bakmak zorundadırlar.
Dünyada sağlıksız bir yaşam süren genel nüfus ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatandaşları, uzun bir süredir, mutsuz bir hayat sürmektedir. Karnı ekmeye doymamakla kalmayıp; işsizlik, yoksulluk ve sağlıksız yaşam koşulları bir türlü yakalarını bırakmamakta, yeterince eğitilememekte, gelecekleri pek de güzel görünmemektedir. “Görünen köye kılavuz gerekmez” demiş atalarımız…
Yaşanan bu olumsuzlukları gören çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş, toplumun bu olumsuz gidişine dur demek için Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projelerini geliştirip, kitaplaştırıp, bunu da demokratik hukuk sistemi içerisinde uygulama sahasına koyabilmek için kendisine inanan dava arkadaşlarıyla birlikte siyasi bir oluş gerçekleştirmişti.
2002 seçimlerinde Bağımsız Türkiye Partisi çatısı altında çok kaliteli bir kadroyla milletimizin karşısına çıkmış, seçildikleri takdirde devleti nasıl yöneteceklerini, milletine neler verebileceğini meydana koyarak, taahhütlerini yerine getirmedikleri takdirde hukuki olarak kendinden hesap sormasına imkân tanıyan, noter senetleriyle halkımızdan oy istemişti.
Dünyada bir ilk olan noter senetli oy isteme, yönetim şeklini kitaplarla izah etme konusunda, maalesef halkımızın ufku ve imanı bunu anlamaya yetmemişti. Halkımız, kendi içinden çıkan milli ve dini bütünlüğü esas alan projelerle yönetilmeyi istemek yerine; teslimiyetçi ve batıcı, AB ve ABD ci zihniyetlere oy vermeyi tercih etmiştir.
Dünden bu yana vatandaşın tercihinde ne kadar yanıldığını görmekteyiz. Devletin bütün kurumları birbirinden ayrışmaya başlamış; askerle sivil, devletle millet, sinsi planlarla ayrışmaya başlamış; tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek din kavramları tartışılmaya başlanılmış; netice olarak yaşanan her süreç, devlet ve millet adına hayırlı sonuçlar doğurmamıştır.
Geçtiğimiz seçimlerde DP ile ittifak yapmak için kendi partisindeki genel başkanlık görevinden ayrılan Sayın Prof. Dr. Haydar Baş, yapılan olağan kongre sonunda tekrar Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanlığına seçilmiştir.
Sayın Baş’ın tekrar siyasete ve genel başkanlığa dönüşü, inanın hem kendi milletimiz, hem de dünya için önemli bir tarihi fırsattır. Görünen manzara meydandadır. Gerek Türk siyaseti, gerek dünya siyaseti, insanoğlunun sorunlarını çözememektedir. Sayın Baş’tan başka bir Milli Ekonomi Modeli olan Sosyal Devlet Milli Devlet projesi olan lider yoktur. Onunla önümüze çıkan bu tarihi fırsat değerlendirilmediği takdirde milletimizin ve insanlığın refahı gecikecektir. Karşılığında da hem bu dünyamız, hem de ahiret hayatımız olumsuz olarak etkilenecektir.
Yeni süreçte inancımız odur ki milletimiz geçmişte yaptığı yanlışı tekrarlamayacak, liderini tanıyacak ve ona sahip çıkarak; işine, aşına kavuşacak, dışa bağımlılıktan kurtulacak, huzurlu, güçlü ve bağımsız bir yapı içerisinde bütün sorunların üstesinden gelecektir. Milletimize ve insanlığa hayırlı olsun…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025