Başbakan Erdoğan'ın "Kürt sorunu" ifadesini kullanması hükümetin terör karşısında pes ettiğinin bir göstergesidir. Terör, hiç geri adım atmadığına ve terörden kaynaklanan kan ve gözyaşı geçmişte olduğu gibi oluk oluk akmaya devam ettiğine göre terörü ve teröristleri sevindiren "Kürt sorunu" ifadesi teröre pes etmek değil de nedir?İçeride şahin rolleri kesen, ama dışarıda dut yemiş bülbüle dönen AKP hükümeti, pes etmeye ve boyun eğmeye maalesef alışmıştır.AKP hükümeti Kıbrıs'ta pes etmiştir. Kerkük'te, Musul'da ve tüm Kuzey Irak'ta pes etmiştir. Ege'de pes etmiştir. Avrupa'da pes etmiştir. Sayısız devlet politikasında pes eden ve yenilgiye uğrayan AKP hükümeti, artık yenilmeyi, pes etmeyi içine iyice sindirmiş ve alışmıştır. Bu yüzden olsa gerek AKP'li bakanların önüne Mısır'da, Hatay'ı Suriye sınırları içerisinde gösteren bir harita konulduğunda bile tepkisiz kalabilmişlerdir. Allah'tan AKP'liler enerji ve petrol konularını konuştukları o masadan Hatay'ı vermeden kalkmayı başarabilmişler. Bu olayın tek sevindirici tarafı bu. Bu mantık devam ettiği takdirde millet olarak ta kaybetmeye ve pes etmeye alışmamız gerekmektedir. Ortada bir sorun olduğu doğrudur, ama kesinlikle bu Kürt sorunu değildir.Yaşanan problemlere "Kürt sorunu" yanlış teşhisini koyanlar, sorunu daha da kronik hale getirmektedirler."Kürt sorunu" ifadesini sıradan bir insanın kullanmasıyla bir Başbakanın kullanması elbette ki aynı değildir. Bir başbakan, devleti temsil ettiğinden dolayı bütün sözleri devleti bağlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Bundan dolayıdır ki, devlet yönetme noktasında olan insanlar bin düşünüp bir söylemek zorundadırlar. Bir başbakanın düşünmeden bir şey söyleyeceğini iddia etmek çok yanlış olacaktır. Çünkü onlarca danışmanı, bir o kadar da bakanı olan bir başbakan, düşünmeden hareket edemez/etmemelidir.Dolayısıyla "Kürt sorunu" ifadesi Başbakan Erdoğan tarafından düşünülmüş, tartılmış ve bilerek ifade edilmiş bir sözdür. Birkaç ay önce "Kürt sorunu diye bir şey yoktur" diyen Başbakan'ın şimdi "vardır" demesi de bu sözün düşünülerek söylenmiş olduğunu göstermektedir.Üzerinde bu kadar düşünülen, bu kadar danışılan ve bu kadar hassas bir konuda bu kadar büyük bir yanlışı iki kelimeye sığdırabilmek için büyük gayret sarf etmek gerekmektedir. Bu kelimeyi kullanılmasına karar veren beyinler, Türk ile Kürt'ün asırlardan bu yana İlayı Kelimetullah uğruna omuz omuza mücadele ettiklerini hiç düşünmediler herhalde.Kürt sorunu ifadesini kullanmak, Türk ile Kürt'ün arasına ayrılık tohumları ekmek isteyen güç odaklarının ekmeğine yağ sürmeniz demektir. Terörün önünde boyun eğmek, terörü bitirmez, bilakis daha da çirkefleşmesine, daha da şiddetlenmesine hizmet eder. Eğer terörle masaya oturma adımları devam ederse, gelecekte PKK terörünün daha da şiddetleneceğini maalesef hep birlikte göreceğiz. Hükümet PKK terörünün Kürt halkına özgürlük ve insan hakları sağlamak için yapıldığı yanlış kanısıyla hareket etmektedir. Oysa PKK terörü en çok Kürt kardeşlerimize zarar vermiştir. PKK kadın, erkek, genç, yaşlı ve çocuk demeden Kürtleri katletmiş ve hayatlarından bezdirmiştir. Amaç Kürt kökenli vatandaşlarımıza daha fazla özgürlük daha fazla insan hakları olsaydı hiç onlara zarar verilir miydi? Elbette ki hayır. Amaç başkaydı. Amaç, İsrail ve ABD güdümünde olan bir Kürt devletini kurmaktı. Bu hedefin bir kısmı ABD sayesinde Kuzey Irak'ta gerçekleşti. Şimdi sıra başta Türkiye, Suriye ve İran'da karışıklık çıkarıp Kürtlerin çoğunluğu teşkil ettiği bu bölgeleri Barzani başkanlığındaki Kürt devletine bağlamaya geldi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024