5 Kasım'da dillere destan bir Erdoğan-Bush görüşmesi gerçekleşti.Bu görüşmenin neticesinden Bush memnun oldu, Irak kukla hükümeti memnun oldu, sözde Kuzey Irak yönetimi memnun oldu ve de hemen toplantı sonrası yaptığı saldırılara bakılırsa PKK da cesaret buldu, memnun oldu.Bu kadar aleyhimize memnuniyete rağmen Sayın Başbakanımızın da hamd edecek kadar memnun olması oldukça garipti. Neye hamdediyorduk, istediğimiz neydi de biz ne aldık? Bunları zaman gösterecek. Amerikan basını, görüşmede ABD Başkanı Bush'un Başbakan Erdoğan'a PKK'ya karşı kesin adımlar atacağı taahhüdünde bulunmadığını dillendirdi.Batı basının da yorumlarını duymuşsunuzdur. New York Times, İngiliz Times gazetesi, İndependent, Financial Times gibi meşhur Batı gazeteleri sanki tek bir kalemden çıkmış gibi bu görüşmede Bush'un, Türkiye'nin geniş çaplı bir sınır ötesi operasyon yapmasına engel olduğu görüşünde birleşti.Bush memnundu, çünkü Türkiye'nin yapacağı ya da yapmayı planladığı bütün hareketleri kontrolü altına almıştı.Bush memnundu, çünkü Türkiye'nin Başbakanı terör tanımını ABD'nin istediği çerçevede kabul etmişti ve bu konuda ABD ile ortak hareket edeceğini en yetkili ağızlardan bildirmişti. ABD'nin terör tanımında hangi unsurların ya da ülkelerin olduğunu biliyorsunuz. Bize göre Iraklı direnişçiler vatanlarını işgale karşı müdafaa ediyorlar, ama ABD'ye göre onlar terörist, Bize göre İran yıllardan beri ilişkimiz olan hiçbir sorun yaşamadığımız bir komşumuz, ama ABD'ye göre terörist bir ülke.Terörü ABD'nin istediği şekilde kabullenip, ardından ABD ile ortaklaşa hareket etmek, asla PKK terörünü bitirmeyeceği gibi, bizi yanlış bir maceranın içine sokacaktır.Bush memnundu, çünkü özene bezene hazırladığı Irak ortamı için ve hatta Kuzey Irak için Türkiye'den garanti almıştı. Hatta Başbakanımız "Kuzey Irak'ın istikrarı bizim istikrarımız" diyerek, Kuzey Irak'taki oluşuma bugüne kadar verilmemiş bir desteği vermiştir.Bu sebeple peşmerge yönetimi de memnundur.Sözde Kuzey Irak yönetiminden Neçirvan Barzani, "Erdoğan'ın 'Bölgede istikrarsızlık kimsenin yararına olmaz' açıklamasını memnuniyetle karşılıyoruz" diyerek memnuniyetlerini ifade etmiştir.Irak yönetiminin Dışişleri Bakanı da duyduğu memnuniyetin bir ifadesi olarak, "Türkiye'nin terör örgütüne karşı büyük bir sınır ötesi operasyon düzenleme olasılığının daha az olduğuna inandığını" açıklamıştır.5 Kasım öncesi ve sonrası Türkiye'nin pozisyonunu değerlendirmek gerekirse;5 Kasım öncesi uluslararası hukukun verdiği yetkiyle her an operasyon yapma ihtimali olan bir Türkiye vardı; 5 Kasım sonrası ise Türkiye her konuda kendisini ABD'ye bağlamış oldu.5 Kasım öncesi caydırıcılığı daha fazla olan bir Türkiye vardı; 5 Kasım sonrası ise hiçbir caydırıcılığı kalmayan, ABD'nin vereceği istihbaratı bekleyecek, onun belirleyeceği yerleri nokta vuruş yapacak bir Türkiye var.Bu arada önemli bir noktanın da altını çizmek istiyorum, son zamanlarda Osman Öcalan gibi bazı terörist liderlerin, PKK'nın İran'a geçtiğine yönelik yaptıkları açıklamalar sizce tesadüf mü? ABD'nin İran'a odaklandığı, yıllardan beri Türkiye İran kapışmasının hayallerini kurduğu bir atmosferde, Erdoğan-Bush görüşmesinde acaba hiç İran meselesi konuşulmadı mı?Gündem maddelerinden biri, hatta ABD için en önemlisi olmasına rağmen basın açıklamalarında neden bu konuda hiçbir açıklama yapılmadı?ABD'nin -Türkiye'nin de içinde bulunduğu- İran senaryolarının havada uçuştuğu riskli bir dönemde, Türkiye'nin ABD'nin vereceği istihbaratla bu coğrafyada operasyon yapması, ABD'nin İran'ı terörist ülke olarak ilan ettiği bir ortamda, terör konusunda ABD ile ortak hareket etmesi sizce nasıl bir sonuç doğurur?Bu riskli dönemde ve riskli bölgede ABD'nin ipiyle kuyuya inmek intihardan başka bir şey değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025