Türkiye tehlikeli bir süreçten geçiyor.Millet ping pong topu gibi savruluyor. Her iki taraftan dövülüyor.Birileri ülkeyi 1980 öncesi gayya kuyusuna çekiyor.Ülke kamplara bölünüyor. Ayrıştırılıyor.Bir milleti ayakta tutan değer, kavram, kutsal ve kurumlar bir birini yok eden silaha dönüşüyor.Ülkede hakem ve hakim müesseseler kavganın tarafı haline getiriliyor.Ankara cadı kazanına dönmüş, siyaset, asker, yargı, medya içerden ve dışardan bir kuşatmayla ustaca bir kurmacayla gerilimin tarafı haline getiriliyor.Yine Atlantik ötesinde kurgulanan senaryoya, bildik saflıkla figüran olan Ankara manzarası.İktidar partisi kapatılmak üzere Anayasa Mahkemesi'nde sorguya çekilirken, bir dönem Silahlı Kuvvetlerin en tepe komutanlığını yürütmüş generaller terör örgütüne mensup olma iddiası ile tutuklanıyor.Her iki kritik yargılama aşamasının eş zamanlı olarak devreye konması, yargı ile siyasetin iç içe geçmesi, ülkenin yargı üzerinden ikiye yırtılması, rövanş havasının pompalanması, tarafların mağduriyet ve öfke ile bileylenmesi.80 öncesinden tek eksiği henüz taraflara silahların verilip kardeş kavgasının kanla soslanmamış olması. Estirilen havaya bakılırsa 12 Eylül öncesi sağ sol ayrışması biraz kılık değiştirerek şöyle bir şekle bürünmüş: Milletin temsilcisi olan iktidar ülkeyi demokrasi ve refah yolunda götürürken, Ergenekon denen gizli ve derin bir örgüt yargıyı da kullanarak hukuk dışı bir darbeyle otoriter bir rejim kurarak neo-conlarla sonu bilinmez maceralara sürükleyecek. Hükümet cenahında manzara böyle okunuyor. Ergenekon soruşturması ile bu iddiayı hukukileştirmeye çalışıyor.Baykal'ın sözcülüğünü üstlendiği sol cenah ise AKP'nin Batının desteği ile şeriat devleti kurma yolunda olduğu yönünde. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianamesi de bu iddiayı hukukileştirme çabası.Bir de bir gün demokrasi türküsü ile Gül'e mersiye yazan, ertesi gün milli damarı kabarıp mehter havasında Baykal'ın gölgesine sığınan Bahçeli gibi arada kalanlar. Hukukun doğasından kaynaklanan işin uzamasına, tarafların uzatmaları oynama çabası da eklenince gerilim derinleşiyor. Öfkeler keskinleşiyor. Herkes 'büyük' ama aslında trajikomik oyunun figüranına dönüşüyor.Hiç kimse bu senaryodaki açık mantık hatalarını dahi fark edemiyor.Mesela; karşı tarafı neo-conlarla iş tutmakla suçlayan iktidarın BOP eşbaşkanlığı çerçevesinde ABD işgalinin bir parçası olduklarını unutmaları gibi. Neo-conların şahı Wolfovitzgillerin işgal sıcaklığında iktidara toz kondurmazken askeri suçlamaları ve çuvala sokmaları gibi.Karşı cenahın mantık yoksunluğuna ne demeli? "Laik AB'nin bir dediğini iki etmeyen, Vatikan'ın misyonerlik faaliyetlerine destek olan AKP'nin İslam diye bir derdi olabilir mi?" diye sormaz mı insan.Bütün bu sorularla amacımız kimse dolduruşa gelmesin, herkesin kaybedeceği sıfır toplamlı oyunun tarafı olmasın diyedir. Ülke bu cadı kazanından kutuplaşmaya figüran olmayan , dışardan tezgahlayan oyunu fark edenlerin samimi ve sağduyulu duruşu kurtaracaktır.İyi ki varsın BTP. İyi ki çeyrek yüzyıldır bu oyunları faş ettin ve milli duruş çizgisinden sapmadın Prof. Dr. Haydar Baş.Anadolu bu duruşu Ankara'ya taşımadığı müddetçe ülkenin iki yakasının bir araya gelmesi mümkün gözükmüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014