Parayla gazeteci satın almak

Başta Amerika olmak üzere bütün emperyalist devletler sömürgeleştirmek, esir etmek, yağmalamak, soymak istedikleri milletleri kolayca boyunduruk altına alabilmek için değişik yöntemler kullanırlar. Bunlardan en etkilisi, o ülkenin beynini ve ruhunu ele geçirmektir. Yani aydınlarını, okumuş yazmışlarını, akademisyenlerini, yazarlarını, edebiyatçılarını, gazetecilerini parayla satın almaktır. Bugün Türkiye büyük ölçüde Amerika'nın kölesi durumunda ise, bunun temelinde pek çok gazetecinin, televizyoncunun Amerika tarafından parayla satın alınmış olması yatıyor.Parayla gazeteci satın alma hikâyesi yeni değil, çok eskiden beri vardır. Bir örnek verelim. Gazeteci Celalettin Ezine, Cumhuriyet gazetesinde çalışırken Amerika'ya bir seyahat yapar ve seyahat notlarını da 1939 yılında Cumhuriyet gazetesinde tefrika eder. Sonra bunlar topluca Amerika Mektupları (Kenan Basımevi ve Klişe Fabrikası, 1940) yayınlanır. Yazar hatıralarının bir yerinde de kendisinin Amerikalılar tarafından nasıl satın alınmak istendiğini şöyle aktarır. Mc Clure gazeteleri sendikası müdürü Richard H. Waldo ile konuşurlarken müdür, Amerika'yı sevip sevmediğini sorar. Celaleddin Ezine de şöyle cevap verir:"Hem de pek çok, Mister Waldo! Dünyanın hiçbir yerinde sizin kadar nazik ve misafirperver bir millet olmadığını iddia edecek kadar çok? Düşününüz, hâlâ hayretler içindeyim. Geldiğimin haftasında kocaman bir zarf alıyorum. İçinde Hariciye Vekâletinin (Dışişleri Bakanlığının) damgasını taşıyan bir karton. İmza: Dışişleri umum (genel) müdürü Thomas Burke. Dört satır: "Mc Clure gazeteleri sendikasında Mister Waldo'yu lütfen gidip görünüz." Acaba mektup bana mı diye tekrar adrese bakıyorum. Hayır, yanlışlık yok. İsim, adres hepsi yerinde? O günden beri sizin gibi bir adam âdeta mihmandarlığımı yapıyor. Bu benim için ne şeref! Fakat kafamda dolaşan bir suali hâlâ halledemedim: Amerika'ya dair Cumhuriyet gazetesine yazacağımı nereden haber aldınız?-Biz her şeyi biliriz!Deminki yalanım aklıma geliyor. Acaba Cumhuriyet'in basım adedini de biliyor mu?-Bana o kadar rüşvet verdiniz ki bîtaraf (tarafsız) olamayacağım diye korkumdan yazılarım aleyhinize oluyor. Keşke bu kadar misafirperverlik göstermeyeydiniz. Bana aileler tanıttınız, üç kulübe aza (üye) yazdırdınız. Hakkımdaki bu iltifatlar niçin Mister Waldo?-Çünkü yabancı memleket muharriri (yazarı) bizim için elçiden, vekilden (bakandan) mühimdir.-Neden?-Devleti temsil eden ele geçebilir. Fakat efkâr-ı umumiyeyi (kamuoyunu) temsil, değişmeyen bir kuvvettir. Birleşik Devletler efkâr-ı umumiyyenin yapısıdır. Sizde de öyle değil midir?" (s.53-54)Demek ki "biz her şeyi biliriz" diyen Amerika, Türkiye'yi yönetenleri ele geçirmekle yetinmiyor, ayrıca işi sağlamlaştırmak için elçiden ve bakandan daha önemli gördüğü gazetecileri, yazarları satın almaya bakıyor. Bugün Türkiye'de olan budur. Liberal, Komünist, cemaatçi, tarikatçı, İslamcı, PKK'cı, ocu bucu ve ayrıca o, bu çocuğu diye bilinenlerin neredeyse tamamının Türk milletinin istiklal ruhunu, kimliğini ve bilincini öldürmeye memur kiralık yazar katil olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Türk milleti, hiçbir Haçlı, Siyonist, emperyalist odağın satın alamayacağı yüzde yüz yerli, yüzde yüz millî ve yüzde yüz İslamî nitelikli gerçek yazarlarına ve aydınlarına sahip çıkmakla, aslında kendi namus ve şerefine sahip çıkmış olacak.