Yıllar önce Fethullah Gülen'in o zamanki Papa'ya 'Muhterem Papa Cenapları' diye başlayarak yazdığı o mektubu bütün okurlarımız hatırlayacaklardır. Zira Yeni Mesaj gazetesi olarak o dönem bu mektuba sık sık yer vermiş, mektuptaki ifadelerin niye yanlış olduğunu ayrıntılı bir şekilde Kur'an'dan ve hadislerden delilleri ile açıklamıştık. Şimdi de son birkaç gündür Cumburbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın şu anki Papa'ya göndermiş olduğu davet mektubu basına yansıdı ve geniş yankı buldu. Önce Milli Gazete'de yayınlanan bu mektuptan bazı alıntılar yapalım. "Kutsiyetpenahları Papa Fransuva,Günümüzde farklı dinlerin mensupları arasında diyaloga ve karşılıklı anlayışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır.Çalışmalarınızın katkı ve etkilerini Birleşmiş Milletler himayesinde sürdürülen ve Türkiye'nin de eşbaşkanlığını yürütmekte olduğu Medeniyetler İttifakı sürecinin hedeflerine erişilmesi bakımından da ayrıca önemsemekteyim.Bu vesileyle Yüce Kişiliğinizin sağlık ve mutluluğu için en halisane dileklerimi sunarım."Bu mektup bize bir daha göstermiştir ki aylardır mücadele içinde oldukları paralel yapılanmayla aslında fikir olarak, amaç olarak aynılar. Yoksa yaptıkları kavga siz mi daha diyalogçusunuz, yoksa biz mi kavgası mı? Bu mektup bir kez daha göstermiştir ki aslında yıllardır aynı safta olmalarına, aynı amaç uğruna birlikte çalışmalarına rağmen menfaatleri çatıştığı içindir ki birbirlerine düşmüşlerdir. Eskiye göre değişen tek şey, ikisinin de hâlâ aynı amaç için ama düşman gibi görünerek çalışmaya devam etmeleridir. Yarın tekrar menfaatleri bir yerde buluşursa yine dost olmayacaklarını da kimse iddia edemez.Bizim burada eleştirdiğimiz kesinlikle taraflar ya da kişiler değildir, yapılan yanlıştır. Allah (c.c.) Kur'an'da bize Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmememizi söylüyor. Peygamber Efendimizin (s.a.a.) Ehl-i Kitaba benzememek için tırnaklarını bile sırayla kesmeyecek kadar ince bir hassasiyet gösterdiğini hepimiz biliyoruz. Kendisinin Ehl-i Kitapla ilişkilerinde her zaman önce onları İslam'a davet ettiğini biliyoruz. Necran Hıristiyanlarına, "Sizinle bir olamayız, çünkü siz haç'a tapıyorsunuz, 'İsa Allah'ın oğludur' diyorsunuz ve domuz eti yiyorsunuz" diyerek onlarla farkımızı nasıl ortaya koyduğunu da biliyoruz.Bütün bu ölçüler önümüzde dururken, Allah'ın bizi dost kılmadığı, Peygamberin mesafesini koyduğu insanlarla şimdi siz nasıl olur da dost olursunuz? Dost olmanın da ötesinde onların menfaatleri için çalışır, bir de abartılı iltifatlarla önlerinde el pençe divan durursunuz? Cumhurbaşkanlığı saygınlığını ne bin odalı saraylarda yaşayarak, ne de bir balkonda sigara içen gençlerin duruşuyla değil diğer ülke liderlerine karşı duruşuyla kazanır. Burada sizin o beğenmediğiniz, sürekli eleştirdiğiniz Atatürk'ün devlet adamı olarak vakurlu duruşu, büyüklüğü bir kez daha ortaya çıkıyor. Atatürk'ün herhangi bir devlet başkanına veya liderine böyle bir mektup yazdığını ya da hitap ettiğini göremeyeceğiniz gibi onlar Atatürk'e hep övgü dolu sözler söylemişlerdir. Ülkeler arası ilişkiler, ticari anlaşmalar elbette ki her zaman olacaktır ve bu ilişkiler esnasında yetkililerin tavır ve davranışlarındaki ölçü de bellidir. Bu çizgiyi kim aşarsa aşsın yanlıştır. Kur'an'a ve Sünnete olduğu gibi devlet adabına da aykırıdır. Bunu doğru bulanların neye hizmet ettiklerini acilen bir daha sorgulamaları gerekir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020