Hayatımız özenti haline geldi. İnsan tiplerini taklit ettik, Yaşamları taklit etmeye çalışıyoruz. Fakat dinlerini taklit etmeyi veya onlara özenmeyi bizim yapımız gereği bünyemiz kaldırmaz. Başkalarını taklit edeceğiz diye aslımızı unutur hale geldik. Geçtiğimiz aylarda çıkan haberde koyun sürüsünün başındaki koyunun uçurumdan aşağı atlaması sonucu sürünün çoğunun telef olması akla geliyor. Bizim onlardan farkımız olmalı insan olmanın yani yaratılışın gereği. Özellikle gençlik üzerinde ciddi oyunlar oynanıyor. Geniş bir asimilasyon çalışması yapılıyor. Gençlik bir ülkenin geleceğidir en önemli yapı taşıdır. Eğer aslından uzak bir toplum ortaya çıkarılırsa plan başarıya ulaşmış olacak ve ülkemiz silah atılmadan savaş olmadan tarih sahnesinde rafa kalkacak. Kuva-yı milliye gençliği ise bu plana karşı bütün imkanlarını seferber ederek bu sinsi planı bozacaktır.Biz gençlerin toplum içinde örnek bir şahsiyet olmamız gerekir. O zaman boşluktaki Türk gençliği Coni, Toni, Hans gibi değil haydar,ali,Muhammed gibi yaşamaya onları örnek almaya çalışır.Peki bizim diğer milletlerden farkımız ne veya ne olmalı. Tarih'e baktığımız zaman zaferlerle doluyken onlarınki işgal tecavüz ve yağmalarla doludur. Bizim tarihimizde Alparslan, fatih sultan mehmet Osman bey Atatürk prof haydar baş ve daha nice destanlaşmış şahıslar varken var iken özendiğimiz Avrupa'nın, Amerikanın tarihinde bu tarz insanlara karşılaşamayız. Cristoph Colomb'u yıllarca coğrafi keşif bilim adamı olarak tanıtırken işgal için Astek-İnka-Maya medeniyetlerini işgal edip tamamını katlettiğini hiçbir zaman bize söylemediler. Bunları söylerken tarihimizle övünüp bu gururla hayatımız sürdüremeyiz. Atalarımız gibi çalışıp inanıp zaferlere ulaşmalıyız. İlla savaşarak değil aklımızı kullanarak milletimize hizmet etmeliyiz.Gençler maalesef bir buhran yaşıyor. Gençliğin en büyük sıkıntılarından birisi manevi boşluktur. Bu boşluk anca hayata niçin geldiğimizi ne yapmamız gerektiğini ve nasıl hayatımızdan karlı bir şekilde ayrılacağımızı anladığımız ve cevabı uygulamaya başladığımız zaman sona erecektir. Vefat ettikten sonra nasıl anılmak istiyorsak o şekilde yönümüzü çizmeliyiz.Aslında bunca çatışmanın temelinde din mefhumu yatıyor. Biz dinimizin gereği olarak ne yapıyoruz. Örnek bir genç, çalışkan, başarılı, ahlaklı, mütevazı kimsenin hakkını gasp etmeyen fakat kimseye de hakkını yedirmeyen, korkmayan özenen değil özendiren gençtir.Bizler genelde yılandan korkar fakat dikkat etseler yılanın da bizden korktuğunu görürüz. Yılan sürünmeye devam etsin bizler hızla yükselip kendi ayaklarımız üzerinde duralım ve daha sonra bütün dünyaya adaleti refahı huzuru tesis edelim. Bizim aramıza nifak tohumu ekenlerin oyunlarını boşa çıkaralım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012