Osteoporozda sağlıklı teşhislerin konulabilmesi için kemik yoğunluklarının ölçülmesi gerektiğini, bunun da maddi olarak çok külfetli olduğunu belirten uzmanlar, halk arasında bilinen 'Osteoporoz yaşlı hastalığıdır' inancının da çok yanlış olduğunu söyledi Türkiye Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurten Eskiyurt ve yönetim kurulu başkanı Prof. Merih Eryavuz Sarıdoğan, toplumun osteoporoz konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Hastalığın çocukluktan itibaren başlayarak hayatının sonuna kadar devam edebileceğine dikkat çeken uzmanlar, osteoporozun Türkiye'de giderek büyüyen bir sağlık sorunu haline geldiğini kaydetti. Bu amaçla koordineli bir şekilde yoğun çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Prof. Dr. Eskiyurt ve Prof. Dr. Sarıdoğan, ekim ayı başında gerçekleşen 2. Ulusal Osteoporoz Kongresi sırasında düzenledikleri aktivitelerle ilgili bilgi vererek, osteoporoz konusunda önemli noktaların altını çizdi. Türkiye'de istatiksel verilerin, tüm hastalıklarda görüldüğü gibi osteoporozda da çok zayıf olduğunu ve ihmal edildiğini öne süren uzmanlar, "Bizim osteoporoz için sağlıklı veriler elde edebilmemiz için kemik yoğunluğunu ölçmemiz gerekiyor. Bunun da maddi bedeli çok ağır. Daha önce dernek çatısı altında 3 bin kişilik risk faktörleri taraması yaptık. Ancak kemik yoğunluğu ölçülemediği için çok anlamlı veriler elde edemedik. Gündemimizde dernek olarak Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) ile planlamakta olduğumuz bir çalışma var. Bu, Türkiye'de yaklaşık 26 merkezi (il ve ilçe olmak üzere) içerecek. Hem risk faktörleri değerlendirilecek hem de kemik yoğunluğu ölçümü yapılacak. Osteoporoz bir 'yaşlı hastalığı' olarak algılanıyor ki hiç doğru değil. Çocukluk çağından başlayıp ölene kadar devam edebilen bir hastalıktır" dedi. Korunma yollarıUzmanlar, osteoporozun erkekte de çocukta da, başka hastalıklar sırasında da görülebildiğini belirtti. Uzmanlara göre osteoporoza karşı korunma yolları şöyle: "Osteoporoz önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Osteoporoza karşı korunma çocukluk çağından itibaren başlar. Kalsiyumdan zengin besinlerle (süt, süt ürünleri, yeşil sebzeler vb.) beslenme ve egzersiz yapma korunmaya yönelik başlıca önlemlerdir. Alınan tüm önlemlere rağmen kişinin genetik yapısı, geçirmiş olduğu başka hastalıklar vs. nedenlerle yine de osteoporoz ortaya çıkabilir. Bu durumda ilaç tedavisi şarttır. Hasta tüm ilaç tedavileriyle birlikte mutlaka yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini almalıdır (besinlerle veya dışarıdan destek tedavisi şeklinde). Kadınlarda yetersiz D vitamini seviyesine sık rastlanmaktadır. 1 D vitamini dışarıdan yiyeceklerle ya da destek olarak alınan kalsiyumun emilimini artırmaktadır. Dolayısıyla eğer D vitamini düzeyi yeterli değil ise alınan kalsiyum da işe yaramamaktadır. Bu yüzden hastaların yeterince D vitamini aldıklarından emin olunmalı, yetersiz olduğu durumlarda ise takviye edilmelidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.