Bir devlet adamının yapması gereken iki önemli görev vardır. Kısaca söylemek gerekirse, birinci görev kendisine emanet edilen vatana, hizmet görevidir ki, bu asla şakaya gelmez. Matematik tabirle bu görev, gerek ve yeter şart olarak tanımlanmıştır. Bu bir devlet adamını, adam yapan bir durumdur. Halk bunu bekler ve bu konuda yetkilidir. Aksamalar olması durumunda, bozulması muhtemel dengeleri, o ülkenin aydın kişilerinin sağlaması ise kamuya düşen bir vazifedir. Aydınların yetkisi ancak uyarma ve sorulduğunda yol göstermektir. Ne yazık ki ülkemizde aydınlarlara düşen bu görevi yapan çok az sayıda vatansever aydın mevcuttur. Çoğu, hiç bir şeyden habersiz magazin hayatını sürdürmektedir. Manevi kazancı, dünya menfaati karşılığı, harcamaktadırlar. Aydınlara kulak vermeyen, sadece ben bilirim diyen, kendi kafasından, eksiklerini ve hedeflerini saklamak için gündemler yaratan başbakanların sonunun hüsran olduğunu bilmeyen yoktur. Ne yaparsanız yapınız, karşınıza muhakkak vatanını sevenler çıkacaktır. Orduyu yapacağınız anayasal ihlallerine müdahale etmesin diye hedef aldınız. Hepsini cezalandırdınız. Sadece suçlusunu değil, tümünü hedef aldınız... Yapılan hatayı kesin bildiğiniz halde, üste uymak mecburiyetinde olan asları da cezalandırdınız.Neden, sorusunun cevabını halkımız biliyor. Medya patronları aldıkları yağcılık ulufelerinden, çalışanları, patronlarına ters düşmekten, işçi işinden, memur görevinden, emekli umudunu yitirmekten, hele seçmen, birkaç torba gıda yardımının kaybından, çiftçi tarlasının elinden gitmesinden, kimi iftiraya kurban gitmekten korktuğundan, sessiz ve sakin bekliyor. Hepsinin umudu BTP ve onun hak yola baş koymuş lideri ve kadrosudur. Elbet de biz görevimizi yapacağız. O kadar gündem saptırılıyor ki, Sayın R.T. Erdoğan, üniversitelerin terör yatağı haline geldiği nedenle öğrencilere ceza olmak üzere yeni kanunlar teklif edeceğini söylediğinde asla şaşırmadım. Çünkü ülkede terörü desteklemiş, onların güçlenmesi için elinden geleni ardına koymayıp, dağdan gelen teröristleri Parlamentoya yerleştirmeyi hedefi olarak ilan etmiş bir zihniyetten beklenen budur. Aslında Paket paket ülke paketlenmekte ve kargolanmaktadır. Saçma sapan küçük gündemler, esas olacakların gözlerden kaçırılmasıdır. Zannetmeyin ki, ülkede her kesimin hareketi AKP'nin bilgisi dışındadır. Daha dün ABD dört beş milyar insanı dinlediğini itiraf ederek rest çekmedi mi? Neden ülkemizde dinleme ile ilgili resmi bir itiraz olmadı? Hedefin ülkenin parçalanması olduğu düşünüldüğünde durum çok vahimdir. Masum üniversite öğrencilerinin, esas teröristler affedilirken, terörist olarak hedef alınması, terörist ülke olarak ilan edilmemizi ve bunun nasıl oluştuğunun gerçeklerini ORTADAN KALDIRMAZ. Ülkeyi daha büyük terör beklemektedir. Hele teröristler vaat edilenleri alamasın! Peki, AKP vaat ettiklerini yaparsa ne olur. İşte o zaman olan olur. Bu nedenle devlet adamının ikinci görevinin vakti çoktan gelip geçmiştir. Bu görev derhal istifadır. Teröre teslim olmaktan kurtulup milletine teslim olup sığınmaktır. Bir daha hatırlatmakta yarar var. BU VATAN BİZİMDİR BİZİM KALACAKTIR.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017