Bugün insanlık hem maddi, hem de manevi olarak aç, huzursuz ve doyumsuz. Bu açlık insanlığı adeta nefsine köle etti. Kurtuluşu aramadı. Arayanlar ise ya kılavuzu yalnış seçtiler, ya da kılavuza götüren kişi veya yolda tercih hatası yaptılar. Kapitalizme gönüllü kölelik eden İslam dünyası ve Müslümanlar, maneviyatta da aynı hataya düştü. İtikatta yaşanan küçük bir açı sapması zamanla Müslümanları çok farklı inanç yörüngelerine kaydırdı. Adları Müslüman kaldı ama gönülleri o kadar uzak limanlara demirledi. İşte bu meçhul dünyada yalnız kalan, yönünü kaybeden Müslümanlar ve İslam dünyası, Haçlının esiri oldu, kölesi oldu. Zate dünyada ve İslam coğrafyasında yaşanan maddi ve manevi vahşetin temeli de hakkı ve haklıyı görememekten kaynaklanıyor. İyi de ne yapılması lazım? Tabi ki cevabı Prof. Dr. Haydar Baş'tan alıyoruz; "Eğer insanlık, buhran ve bunalımlardan kurtulmak istiyorsa, Peygamberimiz Hz. Muhammed'i (s.a.v.), getirdiği İslam'ı uygulayıcı olarak, yani risalet yönü ile tam manasıyla bilmesi ve yaşayışında O'nu taklit edip, rehber edinmesi zaruridir. Bunu zaruri kılan sebepleri hülasa etmek gerekirse; diyebiliriz ki: 1. Tarihe mal olmuş hiçbir insan yoktur ki; Peygamberimiz kadar açık ve seçik olarak hayatı bilinsin ve de tarihî belgelerle sabit olsun. Sadece Peygamberimizdir ki hayatının her safhası en ince ayrıntılarına kadar insanların önüne serilmiştir. O'nun getirdiği İlahî prensipleri kabul etmeyenler dahi Resulûllah'ın bu tarihî şahsiyetini doğrulamaya mecbur kalmışlardır. Zaten örnek alınacak insanın hayatının her yönünün ve her safhasının bilinmesi zaruridir. Binaenaleyh, Peygamberimiz bu yönüyle insanlığın malumu olan tek şahsiyettir?2. Peygamberimiz, "Canlı Kuran"dır. Yani mücerret hakikatler, O'nda müşahhas hâle gelmiştir. Nitekim bu mânâya işaretle Cenabı Hak; "O, hevâdan konuşmaz. Söylediği şey, kendisine vahyedilenden başka bir şey değildir" diye buyurmaktadır. Bu sebeple O'nun sözleri mutlak hükümdür. İnkârı ise mutlak küfürdür.Zübdei Âlem olan Fahri Âlem Efendimiz'in kemâli hiçbir insanın kemâli ile mukayese edilemeyeceğine göre kainat, O'nun döneminde en mükemmel devrini yaşamıştır. Bunun için bu devre Asrı Saadet veya Nur Asrı adı verilmiştir?Bir davanın kemâli, onu tatbik eden kadronun kemâli ile de özdeştir. Onun içindir ki, sadece Peygamberimiz değil, O'nun Ashabı da beşerin ulaşması mümkün olmayan makamlara ulaşmışlardır.3. O'nun Risaleti, diğer peygamberlerinki gibi belli bir kabileye veya millete müteveccih olmayıp, Kıyamet'e kadar gelecek insanların tümünü şamil bir risalettir. O bakımdan, dünyanın neresinde olursa olsun, O'nu duyanlar, koşup gelmişler ve bu İlahî daveti kabul etmişlerdir.Farklı coğrafyalardan, ayrı ayrı renk ve ırktan, değişik dilleri konuşan insanların İslam'a fevc fevc akın etmeleri, O'nun bütün âleme geldiğini, bir başka ifade ile mesajının evrensel olduğunu ifade eder. Bu yönüyle O, Rahmeten li'lÂlemin'dir.Hülasa edersek, vasıflarını saymakla bitiremeyeceğimiz bu yüce insanın hayatının her zamankinden daha ziyade bilinmesi ve de tatbikata geçirilmesi lazımdır. Sadece milletimizin değil bütün insanlığın içinde bulunduğu buhranlardan kurtulmasının tek yolu, Peygamberimiz Hz. Muhammed'i, hayatın her safhasına hâkim kılabilmesinden geçer.Kaldı ki, Allah Resulü'nü günümüze taşımamız lazım gelirken bugün, bunun tam aksi olarak O, materyalist bir mantıkla algılanmak ve anlatılmak isteniyor. Mucizelerini, tabii kanunların bir gereğiymiş gibi takdim edenlerin yanında, mübarek hadislerinin sıhhat derecelerini bile, batılıların iddiasına uygun bir mantıkla şüpheli bir hâle getirmek isteyenler mevcuttur. Bütün bunlar birtakım komplekslerin esiri olanların hâlidir.Günümüzde, bilhassa memleketimizde İslam'ı hümanist bir din anlayış ile ele alıp takdim etmek isteyenler mevcuttur. Şüphesiz ki bunların, Peygamberimize mal edecekleri bir örnekleri de yoktur. Sadece bununla kalmayıp, adeta "Peygamberimize tâbi olmadan da kurtuluş mümkündür" imajını vermeye çalışan zavallılar türemiştir. Üstelik bunlar ilim adına ortaya çıkmış kimselerdir." (Prof. Dr. Haydar BaşRahmetel lil Alemin giriş)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025