Ağacın yararlı ve belirli oranlarda üretebildiği ürünleri, kök, gövde ve dal odunları, çeşitli yağ ve koku maddeleri, kabuk, reçine, sakız, yaprak, tohum ve meyveleri olmaktadır. Ağaç bu ürünleri, genetik yapısının ve bulunduğu durumun izin verdiği ölçüde, birbirleriyle uyumlu biçimde geliştirmektedir. Bu ürünlerden bir veya birkaçı diğerlerinden bağımsız olarak daha hızlı veya yavaş gelişemez. Aksi halde ağaç, dengesiz gelişmeden dolayı kurumak zorunda kalır veya yeni bir denge durumuna göre şekillenir. Ağacın ürünleri arasındaki uyum mucizevi bir şekilde, genetik özellikleri ve iç hormonları tarafından sağlanır. Yapılan bir araştırmada orta yaşlı yapraklı bir ağacın fotosentez ile yaptığı organik ürünün %10'u yaprak solunumunda, %9'u köklerde, %36'sı yapraklarda, %8'i dallarda, %1'i meyvelerde, %0,1'i boy artımında ve %35,9'u da çap artımında kullanıldığı saptanmıştır (Fritts, H. C. 1976, Tree rings and climate, Academic Press, London).
Yukarıda belirtilen oranlar tabi ki sabit olmayıp, ağacın türüne, yaşına, genetik özelliğine ve bulunduğu duruma göre değişir. Örneğin boy artımına harcanan organik besin maddesi miktarı gençlik ve büyüme döneminde fazla, olgunluk ve yaşlılık döneminde ise az olmaktadır. Ağacın organlarına gelen organik besin maddesinin bir kısmı, organın yaşama ve gelişmesi için harcanmakta ve diğer kısmı da organın artımında kullanılmaktadır. Yani net üretim, alınan besin maddesinden daha az olmaktadır. Ağacın yaşam faaliyetleri için harcadığı besin maddesi miktarı, türüne, yaşına ve bulunduğu duruma göre değişmektedir. Bir ağacın kurutulduktan sonraki kuru madde ağırlığı ve bu ağırlığın gövde, dal, kütük ve köklere dağılımı, türe, yaşa ve boya göre de çok farklı olmaktadır.
Genellikle aynı boyutlardaki yapraklı ağaçların kuru madde miktarı, dal ve kütük oranları iğne yapraklı ağaçlarınkinden daha fazladır. Yine bir ağacın sıklıkta veya açık alanda büyümesi, üretim miktarını, organlara dağılımını ve boyutlarını oldukça etkiler. Normal sıklıktaki bir meşcerede 25 yaşından sonra, bir hektardaki ürün miktarının genel olarak %70-80'ini odun ve kabuk, %10-30'unu kökler ve %1,5-10'unu da yapraklar oluşturmaktadır. İğne yapraklı ağaçlardan oluşan bir meşcerede yaprak oranı %5-10 arasında olurken, yapraklı ağaçlardan oluşan bir meşcerede yaprak oranı %1,5-3 arasındadır. Bir hektardaki yaprak miktarı genellikle yaşa bağlı olmaksızın sabit kalmaktadır. İğne yapraklı ağaçların oluşturduğu meşcerenin verim gücünün yüksek olması, yaprak oranının fazla olmasında kaynaklanmaktadır.
Bir ağaçta gövde ve dal hacmının yaklaşık %90'ı odun ve %10'u kabuk olmaktadır. Odunların nitelik ve kalınlıklarına göre, fiyatları da önemli ölçüde değişir. Bir ağacın kalınlığı ve boyuna göre, verebileceği odun çeşitleri çok değişir. Yaklaşık olarak bir ağacın toplam hacmının %16-20'sini kök ve kütük odunu oluşturmaktadır. Yine ağacın toprak üstü odun hacmının, %8-30'u dal odunundan ibarettir. Bu oran ağacın boyuna göre değişir. Örneğin 5-15 m boyundaki bir ağaçta %25-30, 15-20 m boyundakinde %12-18 ve 20-30 m boyundakinde ise %8-16 arasında olmaktadır. Bir meşcerede ortalama göğüs çapı 20 cm civarında ise, meşcere hacmının büyük çoğunluğu maden direklerinden oluşur. Ortalama göğüs çapı 30 cm ve daha yukarıda ise, meşcere hacmının çoğunluğunu tomruklar oluşturur.
Bir ağacın gövde hacmının ortalama olarak %10'unu (%6-28), gövdeden elde edilen kabuk oluşturur. Kabuğun kalınlığı, ağaç türüne ve göğüs çapına göre çok değişir. Örneğin, melez, çam ve meşe ağaçları kalın kabuklu; kayın, ladin ve göknar ağaçları ise, ince kabukludur. Genel olarak ağaçların göğüs çapı büyüdükçe, kabuk kalınlığı da artmaktadır. Kabuk kalınlıkları kütük kısmından ağacın tepesine doğru incelir. Bazı ağaç türlerinin kabuklarından, deri tabaklamada kullanılan tanen (sepi) maddesi elde edilmektedir. Ladin, söğüt, huş ve meşe ağaçlarında kurutulmuş kabuk ağırlıklarının ortalama olarak %10'u (%5-18); çam, melez ve göknar ağaçlarında kuru kabuk ağırlıklarının ise, %5'i kadar tanen maddesi bulunmaktadır. Tanen maddesini elde etmek için, 20-25 yıl idare süreli meşe baltalıkları bile oluşturulma yoluna gidilmektedir. Şişe mantarı, mantar meşesinin kabuğundan yapılmaktadır. Bu amaçla mantar meşesi ağaçlarından 4-5 yaşından itibaren 8-10 yılda bir defa kabukları alınmaktadır. Ihlamur ağacı kabuk (soymuk) liflerinden hasır, sepet, ip gibi malzemeler üretilebilmektedir. Yaşları 20-60 ve göğüs çapları 13-32 cm arasında olan ıhlamur ağaçlarından çok elverişli soymuk lifleri elde edilebilmektedir. Bir metre küplük ıhlamur gövdesinden yaklaşık 32,5 kg soymuk alınabilmektedir.
Ağaçlar, fotosentez ürünü olarak elde ettikleri reçine, tanen, sakız ve çeşitli yağ ve koku maddelerini odun, kabuk, kök ve yapraklarında depo etmektedir. Sığla ve okaliptus ağaçlarındaki yağ miktarı yazın en alt düzeye inmekte ve kışın ise en üst düzeye çıkmaktadır. Örneğin, sığla ağacı meşcerelerinin hektarından yılda ortalama olarak 35-48 kg sığla yağı elde edilebilmektedir. İğne yapraklı ağaçlarda kök ve gövdenin özodunu dokularına reçine depo edilmektedir. Ancak, bu reçine miktarı; türe, üretim yöntemine, sıcaklığa, ağacın durumuna ve çevre koşullarına göre çok değişmektedir. Örneğin, sıcak ve nemli yamaçlarda ve seyrek meşcerelerde reçine verimi artmaktadır. Yetişkin bir çam ağacından yılda 0,8-10 kg kadar reçine elde etmek mümkündür. Ladin, melez ve göknar türlerinden daha kaliteli, fakat yılda 0,01-0,5 kg kadar daha az reçine alınabilmektedir. Ağaçlardan uzun dönem reçine alınması durumunda, ağaçların yaralanmasından dolayı, odun kalitesi ve hacım artımı düşmekte ve mantar hastalıkları ortaya çıkmaktadır. Meşe ve ladin gibi ağaçların kabuk ve öz odunlarında ve özellikle kütüğe yakın kısımlarda bol miktarda tanen maddesi bulunmaktadır. Bakımlı bir palamut meşesi meşceresinin hektarından yılda 1500 kg kadar tanence zengin palamut elde edilebilmektedir.
Diğer ağaçların baskısı altında kalmayan orman ağaçları 10-70 yaşları arasında tohum vermeye başlarlar. Hızlı büyüyen ağaçlar genel olarak erken tohum verirler. Tohum üretiminde ağaçlar, biriktirdikleri yedek besin maddelerini kullandıkları için, her yıl bol tohum veremezler. Üç dört yılda bir olan bol tohum yılında çok sayıda olgun tohum verirler. Yıl içindeki hava değişiklikleri tohum verimi üzerinde etkili olduğu gibi, güney yamaçlarda tohum verimi daha fazladır. Azot gübresi ile gübreleme ve meşcere bakımı tohum verimini arttırılabilmektedir. Ağaçların bol tohum verdikleri yıllarda çap ve boy büyümesi daha az olmaktadır. İyi bir fıstıkçamı meşceresinin hektarından yılda 125 kg kadar fıstık çamı tohumu alınabilmektedir.
- Ormancılıkta araştırma yöntemi / 28.03.2022
- Orman üretim araştırmaları / 21.03.2022
- Sosyo-ekonomik konumu iyileştirmek / 15.03.2022
- Ağaç soyunu iyileştirmek / 08.03.2022
- Ortamın verim gücünü arttırmak / 01.03.2022
- Meşcerede aralama kesimleri / 22.02.2022
- Ormanda üretim nasıl arttırılır? / 15.02.2022
- Meşcere kuruluşunu düzenlemek / 07.02.2022
- Meşcere kuruluşunu düzenlemek / 01.02.2022